YAŞAM 11 Haziran 2018
103b OKUNMA     1088 PAYLAŞIM

Amazon Ormanları'nda Yaşayan Dünyanın En İlkel Kabilesi: Yanomami

Amazon'da yaşayan, Brezilya ve Venezüela'nın yerli halkı olarak kabul edilen Yanomami kabilesi, ilkel hayatlarıyla insanları hayretler içinde bırakıyor.
Getty Images/DEA/G. SIOEN


Kimdir bu Yanomami halkı?

yanomami; venezüela'nın güneyi, brezilya'nın kuzeyinde, orinoco ırmağı havzasındaki ormanlarda yaşayan yerli halktır. 

eşitlikçi topluma örnek gösterilmeleri, şiddet uygulamaları, akrabalık sistemleriyle bütünleşen orman içi üretime dayalı geçimlik ekonomilerinin gösterdiği çevre uyumu ile antropologların ilgi odağı olmuşlardır.

bu halkı ilk inceleyen kişi napoleon chagnon adlı bir antropologdur.

Yanomami halkı ne kadar vahşi?

yanomami, vahşeti kutsal kılan toplum anlayışını sergileyen ırklardan biridir ve bu kutsallık artık mantığın bile şaşıp kaldığı, algılayamacağı boyutlardadır. bir yanomami erkeği ergenliğe ulaştığında vücudunda sergilediği yara bere izlerinin haddi hesabı olmuyor. sadece erkeğin değil, kadının da aynı şekilde yara izleri var. ve savaşçı erkeklerin karıları olarak bir yanomami kadını yırtık kulak memesi, kesilmiş kulakları, kızgınlık anında erkeğinin masetle bacağından kocaman bir et parçasını kesmesi sonucu açıkta kalan baldır kemiği, masetle kesilip, kopartılmış eli, dağıtılmış eziliş burnu, kırılmış dişleri ile sergilenir. ve kabile içinde erkek ne kadar saldırgansa o kadar makbul bir kişilik olarak saygındır.

Yanomami halkının yaşadığı bölge.

yanomami kadını, erkeğinin tüm hizmetini karşılamak, ona bol bol erkek çocuk doğurmakla yükümlüdür. yapmakla mükellef olduğu işlerden birininin en ufak bir geciktirilmesi, kocasının hışmına uğramasına sebebiyet verirken, hayatını da tehlikeye sokar. ve ilk çocuğu erkek doğana kadar diğer doğurduğu çocukları öldürmek zorundadır kadın. kabile içinde çoğu zaman kadınlar, aileler arasında değiş tokuş anlayışıyla evlendirildiği için kadının hiçbir kurtulma şansı yok. çünkü kocasının kız kardeşi, kendi erkek kardeşinin karısı durumunda. bu durumda kocası ve kardeşi büyük yakınlık içinde, aynı zamanda kız çocuklarının öldürülmesi ve güçlü kabile erkeklerinin kendilerine üç, dört hatta beş kadın alması kabile içinde kadın eksikliğine yol açıyor. kadınsız erkeklerin tahammülsüzlüğü sonucu çoğu kez tecavüze uğruyor, tecavüze uğradığında ise öldürülüyor veya tecavüz eden erkek, kadının kocasına tazminat vermek zorunda bırakılıyor. (tazminat tabii ki para karşılığı olarak değil) 


kabile içinde erkek çocuk doğduğu andan itibaren saldırganlığa yöneltiliyor, kendinden çok daha büyük yaşta olan ablasının kafasını taşla kıran beş yaşındaki bir çocuk büyük övgüye, alkışa maruz kalıyor. ve yanomami erkekleri devamlı olarak ebene kullandıkları ve bu uyuşturucunun etkisi altında kaldığı için ekstrem acılara karşı dayanıklılık sergiliyor. 

kadının menstüral kanı "şeytani" olarak kabul edildiği için ilk kez adet gören genç kız, ay hali geçinceye dek evi içine yerleştirilmiş ve bambudan yapılmış bir kafes içine kilitleniyor, aç bırakılmaya zorlanıyor. ilk adetinden sora ise her menstüral günü geldiğinde kabileden uzaklaşıp temizlenene kadar orman içinde saklanmak zorunda. kızlar sekiz veya dokuz yaşında, kocalarının seks ihtiyacını karşılamak üzere hazırlanıyor ve evlendiriliyor. ve ne kadar dayak yerse kocasının kendisini o kadar sevip saydığını var sayıyor. 


evet, binlerce yıldır evrim geçirerek günümüzdeki teknoloji anlayışına ulaşan insanın yeryüzünün bazı beldelerinde halen ilkel bir anlayış içinde, yaratıcılık gücünü yalnızca yapabildiği bir mızrak olarak sergilemesi biraz düşündürücü sanırım.

kaynak: marvin harris - inekler domuzlar savaşlar ve cadılar

Yanomami halkının yerleşim yerlerinden biri.

Günümüzde ne durumdalar?

yanomami, venezüela ve brezilya'nın sınırları içerisinde yaşamaktadır ve brezilyalı çiftçi ve madencilerin kendilerine karşı yürüttüğü savaş onları artan bir tehditle karşı karşıya bırakmaktadır. 

kısa bir süre önce altına hücum furyasında, günde ortalama bir yonomami hayatını kaybetmekteydi. 1991'de yonomami yurdunda yaklaşık 40.000 kadar brezilyalı madenci vardı. bunlar bazı yerlileri derhal öldürdü. diğer taraftan madenciler beraberlerinde bu "modernite" ile karşılaşmamış halka yeni hastalıklar getirdi ve bu hastalıklar salgına dönüştü. 1991'de amerikan antropoloji derneğinden bir heyet yanomamilerin karşılaştıkları sorunlarla ilgili bir rapor hazırladılar. bu rapora göre bu halk yılda yüzde 10'luk bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. 


daha sonra brezilya ve venezüela hükümetleri, yanomamileri korumak için çalışma başlattı ve bu çalışmalar kapsamında yanomamilere ait devasa bir arazi yabancılara tamamen kapatıldı. fakat 1992 ortalarında yerel siyasetçiler, madenciler ve çiftçiler bu yasağı delmeye başlamışlardı bile. günümüzde ise bu halk yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Bu içerik de ilginizi çekebilir