NOSTALJİ 30 Nisan 2021
189b OKUNMA     1449 PAYLAŞIM

Arçelik'in Bu Güne Kadar Ürettiği En Efsane Bulaşık Makinesi: Leydi 170

Arçelik'in 1990'lı yıllarda Siemens lisansıyla üretip sattığı sağlam bulaşık makinesi Leydi 170, gelmiş geçmiş en efsane makinelerden biri.

arçelik leydi 170. nam-ı diğer t-1000 veya w124.

bunlardan bir tanesi 1988 veya 1989 yılında evimize girmiş, yıllarca kullanılmış, evin yaramaz çocuğunun mutfakta çıkardığı yangından bir iki tuşunu kaybederek de olsa sağ olarak çıkmış, iki kere taşınma gördükten sonra nem manyağı bir yazlığa sürülmüş ve orada bir sülaleye hizmet etmiş; sonra bir depoya atılıp yıllarca orada çürümeye bırakılmış, sonra benim öğrenci evime terfi ederek teperek kulanılmış, sonra birbirinden hayırsız 3 nesil kiracının elinden geçmiştir ve halen tık demeden çalışmaktadır. ömrü boyunca bir kere çalışmayı reddetmiş ama sonra naz yapmadan tamir istemeden kariyerine geri dönmüştür.

önümüzdeki bir asır bozulacağını sanmıyorum da. ölmeden birinin onu çöpe atacağını görürsem net döverim.

efsanelerin efsanesidir arçelik leydi 170. bulaşık makinesinde, bir devrin değil her devrin lideri ve ölümsüzüdür.

annemin ve benim yükümüzü çektikten sonra şimdi emekli hayatını ananemde köyde geçirmekte, sessiz sakin hayatına devam etmektedir.

evdeki hem en eski hem de hiç aksamayan tek beyaz eşya leydi 170. nam-ı diğer demir leydi. 22 yıllık hayatımda sadece iki kez servis çağırıldı kendisi için. onlardan birisi de küçüklüğümde kapısına uçan tekme atmamdan dolayıymış. böyle yüce bir makina olduğunu bilsem hoyrat davranmazdım herhalde.

makinalardan anlayan her insanın da ayrı olarak saygı duyması gerekir buna. iç donanımının çoğu siemens'tir, her parçası kalite ve uzun ömürlülük konusunda ders olarak okutulmalıdır.

türk teknolojisinin tarihindeki en sağlam makine olabilir bu. emekliliğe uğurlamadan önce tören yaptık. içine dolu dolu tuz ve deterjanını koyup son bulaşığını da yıkattık. törenin sonunda annem gelip kırmızı kurdelesini taktı ve sarılıp öpüştük ailecek kendisiyle, duygusal anlar yaşandı. şimdi kızı yıkıyor bulaşıkları, ama bir leydi abla değil. onun bulaşıklara kattığı o limon kokusu, çatal bıçak ve kaşıklardaki tutkunun izleri, bonkörce kullandığı su...
rahat uyu leydi ablam...

bu yaşlı hanımla yaklaşık 30 yıllık birlikteliğimizi sonlandırdık bugün. bu süre zarfında üç şehir altı ev sayısız beyaz eşya ve elektronik değiştirdik ama onu değiştirmedik. o da bizi bir kere hayal kırıklığına uğratmadı zaten. içine en yağlı kirli bulaşığı zerre sudan geçirmeden koysan bile pırıl pırıl çıkardı. ama son dönemlerde artık yaşlılık gereği yorulmaya başladı, ben de artık emekliye ayrılma zamanı geldi dedim. arçelik'ten yeni janti modellerden birini getirip leydi'yi götürdüler. şu an mutfakta pırıl pırıl duruyor ama biraz mesafeliyim, alışamadım daha. göz göze gelmiyorum, selam vermiyorum. önce kendini ispatlasın, bakarız ilişkimiz nereye gidecek.

hep pixar filmleri beni bu hale getirdi. kendimi toy story 3'ün sonunda woody'ye ve buzz'a veda eden andy gibi hissediyorum. valla götürürlerken gönül telim titredi.

sadece bulaşık makinesi değil, böylesi gaddar makineler genel anlamda artık üretilmiyor. ancak bunun sebebi "bozulsun ki yenisini alsınlar" stratejisi değil.

eskiden tank gibi bir makine yapmakla "idare eder" seviyede bir makine yapmak arasında maliyet anlamında çok büyük bir fark yoktu. çünkü ikisi için de aşağı yukarı aynı işçilik ve malzeme gidiyordu. bu durumda kimse uydur kaydır beyaz eşya üretmeye tenezzül etmiyordu, çünkü kimse üç kuruş daha ucuz olduğu için uyduruk makine almıyordu. beyaz eşya doğası gereği pahalıydı. bilen bilir, seksenlerde bir aile için beyaz eşya ciddi bir yatırımdı.

sonra çin üretim sektörünü radikal biçimde değiştirdi. "idare eder" parça ve makineler "kaliteli" muadillerinin onda biri fiyatına üretilir oldu. tamamen kalite odaklı çalışan ve görece verimsiz üretim yapan batı menşeili firmalar, bu fiyat baskısı karşısında hızla pazar kaybettiler ve adapte olmaya zorlandılar. içlerinden birkaçı üretimi çine kaydırdığı için hemen hepsi aynısını yapmak durumunda kaldı. adı alman, kendisi komple çinli makineler sektörü domine etti.

bugün leydi 170 tarzı makineler üretemezsiniz, çünkü satamazsınız. arçelik, samsung, siemens, bosch... kalite ve fiyat olarak birbirlerine yakın durmak zorundalar, çünkü rekabet çok çetin. zaten 20 sene çalışacak makine yapsalar bile kimse o makineyi 20 sene kullanmak istemiyor, çünkü teknoloji ve tasarım çok hızlı değişiyor.

istisna miele tarzı markalar. hiçbir maliyetten kaçınmadan makine gibi makine imal ediyorlar. günümüzde bir nevi fetiş objesi muamelesi görüyor ya da statü simgesi olarak kullanılıyorlar. bu yüzden 40.000 liraya fırın, 50.000 liraya buzdolabı satabiliyorlar. böylesi fiyatlarla sürüm elbette rakiplerine göre çok çok düşük. ancak niş diyebileceğimiz kategoride kalan bu firmalar sektörü ne kadar temsil eder tartışılır.