BİLİM 6 Nisan 2017
153b OKUNMA     1301 PAYLAŞIM

Artık Uzun Zamandır Bizi Delirten O Soruyu Cevaplandırma Zamanı: Dünya Dışı Yaşam Var mı?

Sözlük yazarı "heinz kamasunta", dünya dışı yaşam olasılığını Drake denklemi, medeniyetler ve sayılarla açıklayarak bu konudaki fikirleri oldukça netleştiren bir çalışma ortaya koymuş.
iStock.com


büyük fizikçi enrico fermi bir gün şu soruyu sordu; "where is everybody?"

evrenimiz 13.7 milyar yıl yaşında, galaksimiz yaklaşık 11 milyar yıl yaşında, güneş'imiz 5.5 milyar yıl yaşında ve dünya'mız da 4.5 milyar yıl yaşında. canlılık 3.7 milyar yıldır mevcut ve insan zekası 250 bin yıldır var.

tüm bu milyarları, milyonlara göre 24 saatte skala edersek gece saat 23:59.10'dan beri buradayız. en azından galaksimiz 11 milyar yıldır burada ve bizden 7 milyar yıl daha yaşlı.


en azından bu 7 milyar yıllık süreyi göz önüne alırsak;

enrico fermi'nin de dediği gibi , o zaman, "where is everybody?

Enrico Fermi


evet, fermi paradoksu'ndan alalım mevzuyu.

"başka gezegenelerde yaşam var mı?" sorusuna cevap verebilmek için seti diye bir oluşum var. 

bu oluşumun da babası frank drake'tir.

frank drake amcamızın bir eşitliği mevcut, bu eşitlik bugüne kadar kaç tane medeniyet oluştuğunun formülü.

işte o denklem, drake eşitliği

aslında kesinlikle matematiksel olarak "kaç adet akıllı canlı var" sorusunun cevabını veren formülümüz var ama bunun değerlerini bilmiyoruz.

yani kaç tane medeniyetle bağlantı kurduk, kaç tane dünya gibi gezegen var değişkenlerinin cevabı yok. ama cevabı almak yolunda kepler uzay teleskobu bize her gün yardım ediyor.

neyse, konumuza dönelim, fermi paradoksu.

komşu galaksilerimize, günümüz koşullarında asla ulaşamayacağız. çünkü evren genişliyor ve galaksiler sürekli bizden kaçacaklar. yani fermi paradoksu için samanyolu galaksisi'ni göz önünde bulundurmamız gerekiyor. diğer galaksiler de (ki milyonlarca galaksi var) konumuzun dışında şu anda.

galaksimizde 450 milyar yıldız bulunuyor.
450 milyar yıldız'ın yaklaşık 25-30 milyarı güneş gibi.
bu güneşlerin de gezegenleri trilyonu bulunuyor.
yani bizim gibi dünya olma olasılığı bir hayli yüksek.

1 trilyon dünya gibi gezegen olsa %0.01'i bile binlerce hayat dolu gezegen yapıyor. (sadece samanyolu için)


peki, bu ne demek?

burada medeniyet sınıflandırması devreye giriyor.
bilimde üç adet medeniyet mevcut ve bu formülüze edilmiş durumda.
bunun adına kardashev skalası deniliyor.

kardashev skalası basit ama etkili bir temele dayanıyor. (carl sagan'ın katı yaptığı 1971 tarihli makalesi )

bir medeniyetin kontrol altında tutabildiği güç (watt cinsinden) bize o medeniyetin derecesini gösteriyor.

buradaki k sabiti bize, watt cinsinden güce göre medeniyet seviyesini veriyor.



temel olarak 3 tip medeniyet mevcut.


1. tip medeniyet

kendi gezegenindeki tüm enerjiyi kontrol edebilen, gezegendeki enerjiyi %100 kullanabilen medeniyettir. carl sagan'ın yukarıdaki makalesinde de belirtildiği gibi şu anda 1971 hesaplarına göre bizim k değerimiz 0.73 çıkıyor. yani 1 değiliz. biz henüz 0. tip medeniyetiz. biz henüz ne volkanları kontrol edebiliyoruz ne de depremleri. rüzgarı, okyanusları, barajları kontrol etmekten çok uzak değiliz ama tektonik güçler konusunda, tsunamiler konusunda oldukça uzağız. sel'i bile kontrol edemiyoruz. aldığımız radyoaktif elementilerin %98'ini atık olarak yerin altına gömüyoruz. henüz plütonyumu bile verimli olarak kullanamıyoruz.

miçu kaku'ya göre 100 yıldan az sürede insanoğlu 1. tip olacak. ama miçu kaku son derece popülist ve yarrak gibi bir adam. bu yüzden bence bu sürecin en az 1000 senesi var.


2. tip medeniyet

bu tarz medeniyetler, dünyadaki tüm enerjiyi kontol edebildiği zaman en yakın enerji kaynağına yönelecektir. bu da tabi ki gezegeninin yıldızıdır. kendimizden örnek verirsek, güneş'tir. dünyamızı kontrol altına aldıktan sonra, kendi güneşimizi de kontrol altına alabilir hale gelmeye çalışacağız. enerjisini maksimum verimle kullanıp, yön verip, kontrol altına alacağız. o fikrin bilimsel adı da dyson küresi.


tabi bu küreyi kurduktan sonra, güneş sistemi'nde koloni haline geleceğiz. alacağız o muhteşem enerji ile mars'a, jupiter'in uydularına medeniyetimizi kurabiliriz. güneş sisteminin her köşesinde yaşar hale gelebiliriz.

3. tip medeniyet

bu medeniyet ise artık bizim güneş sisteminin dışına çıkmamız ve galaksideki tüm yıldız sistemlerindeki yıldızların enerjilerini elde etmekle mümkün hale gelecek. tüm bu söylediklerim için, bugünden itibaren başlarsak 2 ila 5 milyon yıl sonra galakside kendi imparatorluğumuzu kurmuş hale gelebiliriz.


pekiiii, "where is everybody?"

işte paradoks tam olarak burada başlıyor. biz ilk miyiz ya da bizden öncekiler nerede? galaksimiz birilerinin imparatorluğu olmayacak mıydı? olması gerekmiyor muydu? galaksimiz 10 milyar yıl yaşındaysa, o 2 milyon yıllık süreçte kimler, nerede?

biz daha 0. medeniyetiz. emekleme dönemindeyiz. 200 bin yıllık zekamız var, 10 bin yıldız tarım toplumuyuz, matematiği 3 bin yıldır biliyoruz. atom seviyesine 80 yıldır inmiş durumdayız, ay'a gideli 46 sene oldu, atmosferin dışına ilk defa 50 sene önce çıktık. nükleer silahların riskli olduğunu anlayalı 40 sene geçti. güneş sisteminin dışına insan yapımı bir araç çıkalı sadece 2 sene oldu.


birbirimizle savaşıyoruz ve birbirimizi dinlemiyoruz. kendi elimizle dünya'yı berbat bir hale getiriyoruz, getirmememiz gerektiğini anlamamız bile en az 300 yılımızı alacak. haritalarımızda sınırlarımız var.

hal böyle iken henüz biz 3. tip medeniyetin oldukça uzağındayız.

ama 3. medeniyetten olmuş olabilen canlılar olabilir. başka galaksilerde veya mevcut galaksimizde. biz onları anlamıyor olabiliriz. bizden çok ileri düzeyde bir iletişim ve yolculuk kullanıyor olabilirler.

sizler, muhabbet kuşunuza ya da bir karıncaya medeniyetinizi anlatabiliyor muyuz? belki de onlar da bize anlatamıyorlardır ya da anlatmıyorlardır. (en azından pi sayısından ve hidrojen atomunun şeklinden anlaşabiliriz)

evet, 3. medeniyet gibi bir medeniyet bizim için tanrı olurdu. eğer varsalar, gözükmüyorlarsa bir bildikleri vardır.


diğer seçenekse bizi yok edebilirler ve kaynaklırımızı kullanabilirler. bizler bir ormanı yok ederken, karıncalara ormanı neden yaktığımızı anlatabiliryor muyuz? kendi uygarlığım için kaynağa ihtyacımız olduğunu söyleyebiliyor muyuz? söyleyemiyoruz. işte tam olarak bu şekilde gelip, her şeyimizi alıp, özellikle oksijenimizi kullanıp gidebilirler. (otostopçu'nun galaksi rehberi'nde dünya'nın nasıl yok olduğunu hatırlayın)

en son seçenekse yalnızız. tekiz. en azından samanyolu bizim imparatorluğumuz olabilir ve medeniyetimizi bu imparatorluğa yayabiliriz. yok olmamak adına, en azından 9 milyar yılın sonunda, samanyolu'nda oluşan canlılığı, aklı ve bilgileri başka gezegenlere taşımak zorundayız. bu, bu dünya üzerindeki her canlının görevi olmalı.

1. medeniyet olabilmek için enerji değil;

dünya'yı kirletmeyi, savaşmayı, adaletsizliği ortadan kaldırmamız gerekiyor.
bilimi insanlara yaymalı, insanları eğitmeli ve o insanların dünya'yı korumasını sağlamamız gerekiyor.

fermi paradoksu'nun çözülmesi, kardeshev skalası ve belki de drake eşitliğindeki o bilinmezlikleri ancak bu şekilde çözebiliriz.


bununla ilgili olarak;

kaynak 1 

 
kaynak 2


kaynak 3
kaynak 5 
kaynak 6
kaynak 7
kaynak 8
çok iyi bir kitap, kaynak 9
carl sagan kaynak 10
hawking kaynak 11
kaynak 12


hepsine ek olarak tüm bunları bilerek isaac asimov 'u okumak ne kadar büyük şans ya.