Askerde Yaşanabilecek En Büyük Gerilimlerden Biri: Zimmetli Silahı Kaybetmek
efendim sene 2013. kısa dönem çavuş'um
beni gece nöbet değiştiricisi olarak görevlendirip silahların olduğu deponun anahtrını verdiler. görevim şu: nöbete giden askerin silahını verip, nöbetten gelen askerin silahını teslim almak. ama bizdeki ne cesaret ise akşam 9 nöbetine giden adamın silahıyla sabaha kadar nöbet tutuluyor. ben de sikerim sizin nöbetinizi deyip uyuyorum.
neyse nöbet tutan geri zekalının biri sikerim lan nöbetini deyip yatıyor. ondan sonra da kimse nöbet tutmuyor ta ki 6-9 nöbeti tutacak asker bize haber verene kadar. sabah 6-9 nöbetine giden er bakıyor piyasada kimse yok beni kaldırıyor. neyse bu elemana başka silah veriyoruz. silahlığı sayıyoruz bir g3 eksik.
hayda... önce bir iç soruşturma yapıyoruz ama nafile. son çare uzman çavuş'a söylüyorum. ortalık karışıyor. bulun yoksa sikerim hepinizi diyor. neyse gece nöbet tutan elemanları kontrol ediyoruz. herkes biz nöbet tuttuk diyor. silahın sahibi er ağlıyor askerliğim yandı diye.
en son silah bir geri zekalının dolabından çıkıyor. aptal herif dolabına koymuş uyumuş. neyse bu da böyle bir anımdı.
bu durum ile ilgili ufak bir anım var
yeni gelen acemi askerlerden birinin kendisine eğitim için verilen 1950'lerden kalma, askerin g1 diye bildiği fakat literatürde fn fal diye adı geçen bu hurda, çöp olmuş eğitim silahını kaybetmesiyle bu olayın ne olduğunu dolaylı yoldan olsa da yaşadım.
alay komutanı mı dersin korgeneral mı dersin tüm alayı gece yarısı saat 3 gibi toplamaları, tüm birimlerin alarma geçmesi vs. 2 gün sürdü eziyet. varın kaybeden elemanın yaşadığı baskıyı siz düşünün. sonunda silah eğitim alanında ağaçların dibinde bulundu da herkes rahatladı.
sene 2011-2012 civarı. yer hakkari
o dönemler doğuda jandarma karakollarında karakoldaki silah teçhizat araç gereç zimmeti karakol komutanlarındaydı. normalde bölük komutanı yerine bölük astsubayında olan zimmet, karakollarda karakol komutanına verilmişti ki bu, karakol komutanı için bir angaryaydı. o kadar sorumluluk içerisinde bir de yeni atandığı karakolda bir önceki komutandan zimmet devri yapılırdı ve bu 3-4 gün sürerdi. tek tek bütün silahların destek silahlarının mühimmatların seri numarası kontrol vs. çok uzun sürerdi.
her neyse, karakolun birinde böyle bir devir teslimde bir adet bkc (pks veya pkms) ağır makineli tüfek yerel tabirle biksi veya bikeysi silahı kayıptı. hani tabanca falan neyse de koskoca ağır makineli tüfek kayıp. mühimmat kayıp olur, termal dürbünün kablosuz veya başka bir şey kaybolur, tolere edilir de mevzu bahis bkc olunca işin rengi değişir. yeni gelen zimmeti alamaz, eskisi karakoldan gidemez ve iş mahkemede biter. tabii bahsettiğimiz yer doğu olunca alternatif ve çözümler asla bitmez.
hemen kulağı kesik koruculara haber verilir ve bir adet aynı seri numaradan aynı silahın bulunması istenir. 2-3 gün içerisinde kuzey ırak'tan aynı tip, aynı model, aynı seri numaradan silah yaptırılır, getirilir, sorun çözülür, rahat bir nefes alınır.
başta bahsettiğimiz zimmetin karakol komutanlarında olmasının getirdiği yükü ankara’dan birileri fark etmiş olacak ki bir emir gelir karakollara: karakol zimmeti karakol komutanından sonra gelen en kıdemli astsubaya devredilecektir.
tabii bu tekrardan silah araç gerecin sayımı ve zimmetin devri anlamına geliyor. tekrar silahlar sayılıyor fakat o da ne? aynı seri numarasından 2 adet bkc ağır makinalı tüfek var. kaybolan silah meğer kaybolmamış. bu durum ilkinden daha vahim daha sıkıntılı. silahın kaybolmasını izah edersin belki mahkemede ama fazla olmasını nasıl izah edeceksin.
hemen aynı kulağı kesik korucu çağrılır, kuzey ırak'tan getirilen silah alınır, en yakın demir doğramacıya götürülür...
arazide kaybedildiğinde daha bir zevkli hale gelen olay
2008 yılındaki güneş operasyonu'na katılan bir arkadaşım anlattı. elemanın biri kuzey ırak'ta bir tepede silahı kaybediyor. üstüne de kar yağıyor. silah falan yok ortalıkta. bölükçe arıyorlar ama yok. en son mayın dedektörüyle arayınca buluyorlar. temiz dayağını da yemiş eleman tabii.