SİNEMA 7 Mayıs 2018
48,4b OKUNMA     870 PAYLAŞIM

Avengers Infinity War'un Kötüsü Thanos, Kapitalizm Düzeni İçin Cinayeti Meşru mu Kılıyor?

Marvel Sinematik Evreni'nin dönüm noktası olan Avengers Infinity War, beklentilerin hakkını vererek devasa bir beğeniyle karşılandı. Bu beğeninin kaynağında ise filmin kötüsü Thanos ve radikal amaçları vardı. İstemsizce hak verdiğimiz Thanos hakkında Sözlük yazarı "diagnostic retikul", düşündürücü bir yorum yapmış.
Uyarı: Spoiler içerir.


- bm ekonomik, sosyal ve kültürel haklar uluslararası sözleşmesi'nin 11'inci maddesinde "açlıktan kurtulma ve yeterli beslenme bir insan hakkı" olarak güvence altına alınmıştır.

- 2017 dünya açlık endeksi'ne göre, dünya genelinde 815 milyon insan açlık çekiyor. 

- tüm dünyada reklama harcanan paranın %10'u ile dünyadaki tüm açlık sorunu ortadan kaldırılabilir.

filmin estetik, görkemli anlatımını direk geçiyorum, direkt konuya giriyorum

thanos denen kapitalizmin görünen elinin bir derdi var: kapitalist şiddeti meşrulaştırmak. kaynak ve popülasyon uyumsuzluğu yaşamda dengesizlik yaratır, eğer popülasyona müdahale etmezsek (thanos'a göre bu oran ½) evren felakete doğru savrulacaktır.

bu düşünce tarzına malthusian modeli deniyor

bir burjuva iktisatçısı olan thomas malthus, her burjuva düzeni savunucusu gibi işe zenginliği sorgulamakla başladı.

a) zenginliğin kaynağı nedir ? (yoksulluk nereden geldi diye o cesur soruyu elbetteki marx soracaktı)

b) bu zenginliğin yok olmaması için ne yapılabilir ?

malthus’a göre popülasyon geometrik dizi biçiminde artarken, besin maddeleri aritmetik dizi biçiminde artış gösterir. sonunda negatif ayrışırlar. nüfusun, besin maddelerinden daha hızlı bir oranda artması sebebiyle yaşam kalitesinin düşmesi kaçınılmazdır.

thomas malthus

bu yüzden malthus, doğum kontrolünden tutun da kürtaja kadar uzanan biyo-politik müdahalelerden, salgın hastalıkların tedavi edilmemesine, savaşlar vasıtasıyla kitlesel yok oluşlardan alt sınıfların yaşam koşullarının daha da ağırlaştırılıp ölüme terk edilmesine kadar bir dizi ekonomi-politik öneriler sunar. yoksullara yardım yapılmasına şiddetle itiraz ettiği gibi, toplumsal desteklere de bütünüyle karşıdır.

malthus kendi ekonomik hipotezinden hareketle 2000’li yılların büyük bir gıda krizine yol açacağını öngörür ve dow jones'un bu yıl 666 puan düşmesiyle daha da belirgenleşen küresel ekonomik kriz ve ekolojik felakete karşı thanos devreye girer.

thanos ne ister?

thanos, tüketici canlı organizmaların nüfusunun büyük ölçüde azaltıldığı takdirde, evrene büyük bir iyilik yapılacağını düşünen malthusian bir villain/kahramandır. evren, kozmik trofik şemasındaki trilyonlarca ikincil ve üçüncül tüketiciyi ayakta tutabilecek kaynağa sahip değildir. nüfus kontrol altına alınmazsa, kıtlığın, savaşların, ölümlerin ortaya çıkması kaçınılmaz hale gelecektir. bu ona göre bir doğa kanunudur. bazılarının mutluluk ve refah içinde olması, diğerlerinin sefalet ve ölümle yüzleşmesi ile mümkün olabilir. kapitalist etiğin ona verdiği görev de bozulan doğaya tekrar uyum getirmektir, bunu başardığında ise doğa ona teşekkür edecektir.

madem ki tüm zamanların en büyük iki krizi, ekonomik kriz ve ekolojik kriz kapımızda, o olmayan beynini de kapitalist gerici argümanlarla yemiş thanos, evrendeki toplam kötülüğü yok etmek için hayvan ve benzeri organizmaların en azından yarısını yok etmeye soyunuyor. o kalın kafasıyla aklına gelebilen en rasyonel çözüm bu. ne kadar canlı varsa en azından yarısının yok edilmesi, olabilecek en ideal, en fedâkâr, en âdil çözüm aslında. ama buna gücü yetmiyor maalesef, bu yüzden güç taşlarının peşine düşüyor. dr.strange milyonlarca olasılığı gözden geçirdiğinde bile doğru olanın thanos’a taşları vermek olduğunu kabul ediyor. çünkü “ihtiyaçlar sınırsız, kaynaklar ise sınırlıdır.” şu durumda yapılması gereken alternatif bir ekonomi-politik modeli örgütlemek değil, doğrudan köktenci kapitalist paradigmayı uygulama fedakarlığını gösterebilmektir. hayatını silah sanayisi ile kazanan tony stark’a saygı duyması bu bağlamda tutarlıdır, zira savaş da malthus'un ekonomik hipotezine göre yaşamdaki uyum için önemli bir araçtır.


sinsice thanos'a hak verdirmek üzere kurulan film, izleyicinin kabul edebileceği düzeyde acısız ve estetik bir kitle imha gösterisi sunmaktan geri kalmıyor. tabii ki hollywood'dan başka bir şey beklenemez, beklenmemeli. thanos'un sözümona başta açlık olmak üzere dünyadaki toplam acının sebebinin sömürü düzenin ta kendisi olduğunu fark etmesi, kaynakların eşit dağılımını sağlaması, hollywood için yarımızın ölmesi fikrinden daha radikal ve daha tehlikeli.

varsayalım ki thanos haklıdır, nüfus ile kaynaklara müdahale edilmezse evren yok olacaktır. bu durumdan ne sonuç çıkarmak gerekir?

bir kitle imhası için askeri kapitalist bir formasyonu galaksiye uygulamak mı? bu kadar aptalca bir argümana milyonlarca dolar harcandı. elbetteki boşa harcanmadı. film, yaşamının giderek daha da zorlaştığını fark eden, var olma mücadelesinin gitgide acımasız hale geldiği endişesiyle umutsuzlaşan küçük-burjuvaziye oynuyor. mevcut sistemin, bir “doğa kanunu” olduğuna ikna etmeye çalışıyor. kalanların selameti için öbür yarısını gözden çıkartan bir ahlak anlayışını teklif ediyor.

filmden çıktıktan sonra izleyicilerin büyük çoğunluğunun thanos'a hak vermesi şaşırtıcı değil, zira onların da kafasından geçen çözüm aslında bu veya buna yakın bir küçük burjuva mefkuresi. imkanları olsa "yarımızı öldür" tuşuna basacaklar, böylece hem hayat daha güzelleşecek, tüm sorunlar ortadan kalkacak, hem de yaşama denge gelecek. thanos bu müstehcen fanteziyi, rasyonel bir zeminde servis edebildiği ve icra etme "fedakarlığı" gösterebildiği için, şimdiden saygın bir konum elde etti.

kapitalizm, her zaman kendi yarattığı acıları meşrulaştırmak için bunun bir "doğa kanunu" olduğunu söyler. sadece zihinleri değil vicdanları da sakatlar. zihinleri sakatlar, alternatif bir dünya tahayyülüne izin vermez. vicdanları sakatlar; eşitsizlik ve onun getirdiği toplam acıların kaçınılmaz olduğu, değiştirilemez olduğu düşüncesine yaslanır. sermaye dağılımındaki eşitsizliği ve onun yol açtığı kötülük kümesini, metodolojik bireyselci bir kalkış noktasına indirger, olabilecek en ideal sistem budur der. olan ve potansiyel tüm sorunların sebebi ve çözümünün, başka sularda aranmasını ister.


nitekim kendi bilişsel çelişkisini çözmek için kapitalizmin yol açtığı türlü toplumsal kötülükleri meşrulaştırmaktan başka elinden hiçbir şey gelmeyen, metodolojik bireyselci bir mevziden daima sistemi ve eşitsizliği olumlayan, bir gün devranın kendisine döneceği düşüncesi hayali ile yaşayan, sistemin kendisi hariç her şeye suç bulan, imkanı olsa "insanların yarısını yok et" tuşuna thanos gibi basacak, böylece tüm sorunları bir çırpıda şak diye çözecek, kurtuluşu böyle sapkın fanteziler üretmekte arayan, küçük-burjuvazinin kolaylıkla yüreğine girebilecek bir anlatı var karşımızda. seyrine doyum olmuyor.

bu bağlamda liderlerinin ismi america olan bir güruhun thanos’a karşı savaşması en başından beri nafiledir zaten. kalkış noktaları farklı olsa bile aynı ideolojik mevziyi paylaşıyorlar, bin türlü kötülüğü meşrulaştırıp mevcut sistemi korumak. film doğrudan ekolojik kriz, açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadele etmenin nafile olduğuna vurgu yapmakla kalmıyor, kitle ölümlerini de kabul etmemiz gerektiğini söylüyor.

thanos, marxist-leninist bir radikal olsaydı, efsane bir film olabilirdi. ama ne hazin ki o kadar evren bilgisine rağmen thanos'un geldiği nokta, zengin melda (fakirler ölsün porsche'tan selamlar) ile aynı zihniyette buluşmak, sefil bir küçük burjuva ideolojisiyle, kapitalist şiddeti olumlamak oldu.

marvel’a bu kış da insan hakları gelmiyor. sana puhanım üç kanka…

Bu içerikler de ilginizi çekebilir