Avrupa'dan ABD'ye Giden Bir Türk'ün İlk Bakışta Fark Ettiği Günlük Hayat Detayları
amerika'nın louisiana eyaletinde ikinci günüm, biraz ilk izlenimlerimi yazmak istiyorum
bu kıtaya ilk gelişim ve gelmeden önce bu başlık ve erkek arkadaşımın anlattıkları yüzünden beklentim inanılmaz düşüktü. beni tanımayanlar için: istanbul'da doğup büyümüş, 31 yaşında almanya'ya taşınmış ve 4 yıldır baden-württemberg eyaletinde yaşayan, bu yıl sonunda amerika'ya taşınmayı planlayan bir mimarım. şimdilik 2 ay kadar kalıp müstakbel kayınvalidem ve kayınpederimle tanışıp biraz vakit geçireceğim.
gelecek 3 yılımı geçireceğim eyalet olan louisiana, abd'nin en fakir birkaç eyaletinden biri olarak geçiyor listelerde. istanbul ve almanya'nın, hatta avrupa'da birçok ülkenin zengin ve fakir olarak adlandırılan kısımlarını görmüş birisi olarak yolları bozuk, yapıların eski ve bakımsız, kötü altyapıya sahip, bir sürü evsizin olduğu bir bölge görmeyi bekliyordum. belki konuşmak için erken ama gördüklerim bana bu eyaletin birçok avrupa ülkesinden daha iyi durumda olduğu izlenimini veriyor...
nedenlerine gelirsek
yollar oldukça geniş, bakımlı. binalar da öyle. ömrümde görmediğim sayıda jeep ve suv'yi burada gördüm. hepsi de yeni araçlar. etrafta gördüğünüz her şey ama her şey normalde alışık olduğunuzdan 1.5 - 2 kat büyük. alice harikalar diyarındaki alice gibi, bir kapıdan geçtim ve etraftaki her şey 2 kat büyüdü gibi sanki. ne yazık ki insanlar da buna dahil. çünkü porsiyonlar da neredeyse 2 kat büyük, önüne gelen tabağı bitiremem sanıyorsun ama hiç anlam veremediğim bir şekilde her şey çok çok lezzetli.
geçen haftalarda gösterime giren doctor strange filmini erkek arkadaşımla izlemek için buraya gelmeyi beklemiştim. ve böylece amerika'da ilk sinema deneyimini de ilk günden yaşamış oldum. bilet 8 dolar, koltukların ayak destek kısmı mevcut ve ayarlanabilir durumda, kocaman aşırı rahat deri koltuklardan. patlamış mısırın tadı ilk defa koktuğu kadar güzel.
fiyat etiketlerinin vergisiz yazılmasına alışmam gerekecek sanırım çünkü hala aklım karışıyor. ucuz mu değil mi, anlam veremiyorum. örneğin iphone 13'ün fiyatı bu eyalette 780 dolar artı yüzde 10 vergi. hemen bir tane sipariş ettim. ayda 35 dolar, 2 yıl ödenecek. pahalı gibi ama ayda 35 dolar aylık telefon faturası için çok değil gibi. (almanya'da sadece faturaya ortalama 20 euro ödüyorum.)
almanya ile kıyaslama yaptığım bir yazıyı ayrıntılı bir şekilde yazmak istiyorum ama şimdilik şunu diyebilirim ki: almanlar varlık içinde yok gibi, adeta fakir gibi yaşıyorlar. burda ise yokluk olduğunu sandıkları şey büyük bir zenginlik ve belli ki farkında değiller... önümüzdeki ay washington eyaletinde de bulunacağım. zengin ve fakir eyaletler arasındaki farkı daha iyi anlamamı sağlayacaktır.
son olarak ekşi sözlük'teki amerika birleşik devletleri başlığını uzun zamandır takip ediyorum ve zaman bu ülke batacak yazanları görüyordum ve ciddiye alıyordum. şimdi onlara şunu sormak istiyorum: allah aşkınıza siz komik misiniz?
amerika'ya neden/nasıl geldim? müstakbel eşim amerikan. hayatımdan kesitleri bir süredir youtube kanalımda paylaşıyorum.