türkçeye "veba doktoru" olarak çevirebileceğimiz "plague doctor" deyimi hastalara gönüllü yardım etmek isteyen ve bu işle özel olarak ilgilenmek isteyen çoğu insan için kullanılmış zira o kargaşada yeterli sayıda tıp doktoru yokmuş. veba doktorları salgına yakalananları tedavi etmekle, ölüleri gömmekle, şehre girip çıkanları kontrol etmekle, açık yaralarla dolaşanlara vs. engel olmakla mükellefmiş.

tabii biz bunun öncesinden bahsedelim

bu “veba doktoru” denilen adamlar 17. ve 18. yüzyıl öncesinde o bilinen veba doktoru kostümlerinden giymiyorlarmış. ancak 17-18. yüzyıl sonlarında o bilinen uzun burunlu kostümü icat etmişler.

gelgelelim kostümün özellikleri de oldukça ilginç

bu kostümün maske kısmındaki gözlerde bir çift koruyucu lens, maskenin ucundaki burunda da mikroplarla savaşacağı düşünülen kokulu bitkiler (özellikle amber, nane yaprakları, gül yaprakları), haplar vs. bulunuyormuş. düşünsenize ciddi ciddi nane falan koyuyorlarmış lan!

işin ilginç kısmı bu kostümlerin günümüze uyarlanmış el yapımı modelleri kullanımdaymış. bu kostümün ticaretini yapan yerler varmış. 

ps: kostüm partileri için ideal bir seçim

veba doktorları hastaları muayene ederken hastalarla doğrudan temasa geçmemek için genelde kamış kullanıyorlarmış, bildiğiniz kamış. -kamışın içinde de nane olduğundan şüphelenmedim değil.-

ellerinde keçi derisinden yapılma eldivenler, kafalarında da yine deri bir şapkayla bugün aklımızda yer etmiş o bilinen salgın doktoru tipi işte o zaman ortaya çıkmış.

salgın doktorları halen korku sitelerinin, gerilim filmlerinin göz bebeği, meraklıları için vazgeçilmez bir gerilim unsuru, eşsiz bir malzeme.

o dönem insanının kara ölüm’ün tanrı tarafından verilmiş bir ceza olduğunu düşünmesi bugün modern tıbbın ulaştığı noktayla karşılaştırdığımızda sıra dışı bir detay olarak kalıyor. bugünün olanakları, çağın ulaşabildikleri ve ulaşamadıkları gelecekte de böyle anılacak mı merak ediyorum.

Vebanın Avrupa'yı Yıkıp Geçmesi Sonucunda İnsanların Başvurduğu Son Teselli: Ölüm Dansı