İLGİNÇ 23 Ekim 2018
38,7b OKUNMA     834 PAYLAŞIM

Ayna Kırılmasının Uğursuzluk Getirdiği İnancı Nereden Geliyor?

Bugün telefon kamerasını bile ayna olarak kullanıyoruz ama eskiden aynaya ulaşım zordu ve kendisine ilginç anlamlar yüklenirdi.
iStock

ayna kırılmasının uğursuzluk getireceğine olan inanış, en eski batıl inançlardan biridir

kökeni ilk aynanın yapılışından yüzyıllar öncesine, hatta ilk çağ insanına kadar gider. göllerde veya su birikintilerinde, kendi aksini gören ilkel insan şaşırmış, bunun kendisinin ruhu olduğunu sanmış, suyu bulandırıp görüntüsünün kaybolmasına neden olanları da düşman bilmiştir.

ilk aynaların kullanılışı eski mısır devirlerine rastlar. bunlar pirinç, bronz, gümüş hatta altın gibi metallerden yapılmış ve çok iyi parlatılmış yüzeylerdi ve de tabii ki kırılmaları mümkün değildi. bu devirde de bu parlak yüzeylerden yansıyan görüntünün o insanın ruhunun bir yansıması olduğuna inanılıyordu. sonraları buna vampirlerin ruhları olmadığından bu parlak yüzeylerde görüntülerinin de yansımadığı inancı ilave edildi.


cam kapların yapılmaya başlanılmasından sonra da, içindeki sudan yansıyan görüntünün ruhun bir yansıması olduğu inancı devam etti

ama camlar kırılabiliyordu ve o zaman da içinde bulunan ruhun bir parçası vücudu terk ediyordu. birinci yüzyılda romalılar bu uğursuzluğun süresini 7 yıla çıkardılar. romalılar hayatın her yedi senede bir kendini yenilediğine inanıyorlardı. camın kırılması sonucu ruh ve dolayısıyla insanın sağlığı tahrip olduğundan, vücudun kendini yenileyerek, sağlığına kavuşması için yedi yıl geçmesi gerekiyordu.
bu batıl inanç, 15. yüzyılda italya'da, venedik şehrinde, arkası gümüş kaplı, çok kolay kırılabilir ve pahalı ilk aynaların yapılması ile birlikte iyice gelişti. inanç biraz da ekonomik boyut kazanmıştı. aynayı taşıyanlar, evlerde aynaları temizleyen hizmetkarlar, aynaları kırmaları halinde, yedi yıl boyunca, ölümden daha beter felaketlerle karşılaşabilecekleri hususunda uyarılıyorlardı.


bu inançla beraber geliştirilen bazı önlemler de oldu tabii

örneğin: aynanın kırılan parçaları toplanır ve güneye doğru akan bir ırmakta yıkanırsa veya toprağa gömülürse kötü şans yok edilmiş olur. ancak kırılan parçaları alıp evden çıkarken içlerine bakmamak gerekir. yatak odalarındaki aynaların üzerleri kullanılmadığı zamanlarda örtülmelidir ki ruh içinde kalmasın. ölen bir insanın evindeki aynaların da üzerleri örtülmelidir ki ruh gökyüzüne doğru olan yolculuğunda bir engelle karşılaşmasın. 17. yüzyılın ortalarında ingiltere ve fransa'da ucuz maliyetli aynalar üretilmeye başlanıldı ama batıl inanç o kadar yerleşmişti ki, günümüzün modern dünyasında bile hala devam ediyor.

Kara Kedilerin Uğursuzluk Getirdiği İnancı Nereden Geliyor?