TARİH 5 Mayıs 2020
130b OKUNMA     1026 PAYLAŞIM

Bazı Tarihsel Kişiliklerin Son Anları ve İlginç Ölümleri

Bir şekilde tarihe adını yazdırmış bazı tarihsel şahsiyetlerin ölümleri ilginç olmuş.

1. imparator neron

sanılanın aksine intihar etmemiştir. senato tarafından azledilip vatan haini ilan edildikten sonra sadık adamlarıyla şehrin dışında bulunan bir villaya kaçmıştır. kendisine oradan da kaçmasını söyleyen adamlarını dinlememiş, kendisi için mezar kazdırıp intihar etmeye çalışmıştır. intihar etmeyi beceremeyince sekreteri epaphroditos'tan yardım istemiş ve onun yardımıyla boğazı kesilerek ölmüştür. son sözleri qualis artifex pereo (nasıl bir sanatçı ölüyor içimde) olmuştur.

2. arşimet

yine bir gün yere şekiller çizip hesaplamalar yaparken, şehri işgal eden romalı askerler tarafından vahşice öldürülmüştür. arşimet dayı kendi alemindeyken romalı bir asker kendisinden ayağa kalkmasını istemiştir. çizimlerine ve şekillerine kendini fazlasıyla kaptıran arşimet askeri duymamış, işine devam etmiştir. sinirlenen asker arşimet'in üzerine yürüyünce şekil bozulmuş, anca o zaman askeri fark etmiştir arşimet. "şekillerimi bozma, uzak dur" diye askeri azarlayınca, asker sinirlenerek kılıcını defalarca arşimet'e saplamıştır. işin ironik tarafı, işgalden önce kumandan marcellus askerlerini arşimet'i bulunca ona iyi davranmaları konusunda uyarmıştır.

3. büyük iskender

33 yaşındayken, henüz yolun yarısına gelmeden, fethedilecek nice diyarlar dururken, şüpheli şekilde ölmüştür. genelde alkol zehirlenmesinden öldüğü söylenir fakat klasik şekilde zehirlenmiş olma ihtimali daha yüksektir. karın bölgesinde şiddetli ağrı, yüksek ateş, sayıklamalar ve kasılmalar ölmeden önce gösterdiği semptomlardan bazılarıdır. semptomlar arasında kusma olmadığı için alkol zehirlenmesi düşük bir olasılık olarak görülür. günlerce acı içinde kıvranmış, son aşamada da solunum zorluğu çekerek acı içinde ölmüştür. herhangi bir enfeksiyon da yol açmış olabilir ölümüne. ölüm sebebi kesin olarak bilinmiyor fakat büyükten küçüğe, olağan şüpheliler şunlardır: zehirlenme, alkol koması, enfeksiyon.

4. romen diyojen

malazgirt'te alp arslan'a yenildikten sonra yıllık fidye karışılığında serbest bırakılmıştır. tekrar constantinopolis'e dönmek istese de, kendisinin yokluğunda tahta geçen yeni imparator "sen gelme ulan ayı" diyerek azledildiğini bildirmiştir diyojen'e. diyojen muhtelif yerlerde imparatorluk ordularıyla savaşır fakat savaşların hepsini kaybeder. esaret şartlarının kötü olmaması koşuluyla komutan dukas'a teslim olur. teslim olduktan sonra saçı kesilip keşiş yapılır diyojen. sonra da katır üstünde kütahya'ya götürülür. kütahya'da da gözlerine bir güzel mil çekerler. kendisi kara murat olmadığı için çekilen mil iki hafta sonra iyileşip eskisinden de iyi olmaz gözleri. yaraların sebep olduğu enfeksiyon yüzünden mil çekildikten birkaç gün sonra ölür.

5. alp arslan

çok ilginç. türkistan seferindeyken, fethettiği kalenin komutanı yusuf harizmi huzuruna getiriliyor. alp arslan tutsağın ellerini ayaklarını bağlatıyor. yusuf harizmi de ana avrat sövüyor elleri bağlı halde. alp arslan diyor ki "durun, onun cezasını kendi ellerimle vereceğim. çözün şu kefereyi." çözüyorlar. alp arslan eline okuyla yayını alıyor, geriliyor geriliyor, rüzgarı hesaplıyor, sürtünmeyi ekliyor, yay kirişinin kosinüsünü alıp oku fırlatıyor. ok isabet etmiyor. fırsat bu fırsat diyen yusuf harizmi alp arslan'ın üzerine hücum ediyor. "bağırmayacaktın anton, şimdi ağzının yerini biliyorum" diyemiyor alp arslan, ok isabet etmediği için. onun yerine "dur şunun amel defterini kapatayım" diyerek hamle yapmaya yelteniyor fakat ayağı takılıp yere düşüyor. yusuf harizmi çıkardığı hançeri sultana saplıyor ve torunu murat hüdavendigar'a foreshadowing yapan sultan oracıkta vefat ediyor.

6. ikinci selim

farklı rivayetler var. "katiyyen içki içmezdi, kalp krizinden öldü" diyen de var, "çok içki içerdi, hamamda ayağı kaydı, düşerek öldü" diyen de var. hatta ve hatta şunu bile okudum: "bir zamanlar çok içerdi ama sonra içkiyi bıraktı. içkiye bırakınca vücudu içkisizliğe dayanamadığı için öldü." ben burada vakanüvis ibrahim peçevi'yi referans almak istiyorum. çünkü eğlenceli. şöyle diyor tarih-i peçevi'de: "padişah hazretleri hamamda halvet yapmak istedi. sevinç içinde içeriye girdi. hamam içerisinde gezinirken mübarek ayakları mermere takılarak birdenbire bir yanı üzerine yıkıldı. hemen hizmetçi ve ağaları onu kaldırıp odasına götürdü. hekimbaşı gelerek tedaviye başladı. fakat ateşi yükseldi. ne yaptılarsa bir yarar sağlamadı. 57 yaşında cennetin en yüksek katına erişti."

7. adolf frederick

1751-1771 yılları arasında isveç kralı görevini ifa etmiş doyumsuz abi. şimdi bu abi yemek yemeyi çok seviyormuş. döneminin vedat milor'u anlayacağınız. fakat tabiri caizse çatlayana kadar yiyormuş ki zaten yemek yemekten çatlayarak ölmüş kendisi. yine bir akşam hayvani bir sofra kurdurmuş kendisine. ıstakoz, havyar, lahana turşusu ve tütsülenmiş bütün ringa balığını astronomik ölçülerde şampanyayla beraber yiyor. normal bir insan ne yapar? gider soda içer. adolf abimiz napıyor? en sevdiği tatlı olan, sıcak sütle servis ettirdiği semla'dan tam olarak on dört tane yiyor. sonra da çatlayıp ölüyor. sen nasıl bir kralsın be reis.

8. birinci aleksandros

1920'de ölen yunanistan kralı. sarayın bahçesinde köpeğini gezdirmeye çıkarmışken, berberi şebeği maymunu köpeğe saldırıyor. saray bahçesinde maymunun ne işi var o da ayrı konu. neyse. aleksandros, köpeği kurtarmaya çalışırken başka bir maymun gelip ayağını ve poposunu ısırıyor kralın. ilk müdahale yapılıyor, yara temizleniyor. fakat sonradan anlaşılıyor ki kral kan zehirlenmesi geçirmiş. maymunun poposunu ısırdığının bilinmesini de istemiyor, basına sızdırmayın olayı diye talimat veriyor. günbegün kötüleşen kral, ısırıktan yirmi üç gün sonra kaptığı enfeksiyon yüzünden ölüyor.

9. birinci henry

isminin birincisi, 12.yy ingiltere kralı. adolf gibi kendisi de yemek yüzünden ölüyor. normandiya'da ava çıkmışken çok sevdiği bir balık türü olan taşemen balığından aşırı fazla yiyor. bu arada bu balığın nesini yiyor anlamadım, değişik bir şey. kendisini uyarıyor doktorlar falan "aman devletlüm az yeyün" diyorlar ama dinlemiyor kral. mevkidaşı adolf'a nazire yaparcasına mide zehirlenmesinden ölüyor. fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır!

10. khrysippos (hrisippos)

milattan önce yaşamış stoacı filozof. "eğer tanrılar mantığa başvurmuş olsalardı bu khrysippos'un mantığı olurdu" deniyormuş yaşadığı dönemde. bir gün yine hizmetçisiyle otururken eşeğin birisi incirlerini yemiş. bunu gören khrysippos, "eşeğe susuz şarap ver de üstüne içsin" demiş hizmetçisine. sonra da bunun çok komik olduğunu düşünüp esprisine kahkahalarla gülmeye başlamış. tabii kendisi antik ekşi sözlük yazarı olduğu için gülerken sandalyesinden düşmüş. kahkaha ata ata son nefesini vermiş. rivayete göre bunu gören hizmetçisi filozofun başına gelip şöyle demiş: "dostum, bu cidden epikti."

11. sunandha kumariratana

1880 yılında ölen tayland kraliçesi. kraliçe yazlık evine giderken, kraliyet gemisi chao phraya nehrinden geçerken dalgalar yüzünden alabora oluyor. kraliçe nehre düşüyor, çırpınıyor çırpınıyor ama kimse kendisine yardım etmiyor. herkes izlemekle yetiniyor çünkü tayland kanunlarına göre kraliyet ailesine dokunmak yasak. yasak derken cezası "ya niye dokundum hemşehrim bir daha olmasın" falan değil, direkt ölüm. bu sebeple kimse kendisini kurtarmıyor ve kraliçe karnındaki doğmamış bebeğiyle beraber göz göre göre ölüyor.

12. attila

attila, ildiko'yla evlendiği zaman gece boyunca eğlence verilir. attila da normalden biraz daha fazla kaptırır kendisini eğlenceye, çünkü çok mutludur. çift odalarına geçer, kapıyı kitlerler ve ertesi gün öğlene kadar ses seda çıkmaz. ters bir şeylerden şüphelenen muhafızla kapıyı kırar ve attila'nın cansız bedeniyle karşılaşırlar. ağzından ve burnundan kan gelmiş cesede eşi ildiko sarılıp ağlıyormuş. şimdi burdan sonrası tamamen rivayet ve iddia. attila'nın gerçek ölüm sebebini bilmemiz imkansız. romalıların ayarladığı bir evlilik sonucunda, eşi tarafından öldürüldüğü seçenekler arasındadır. diğer bir iddia, fazla alkol alımı sonucu attila'nın boğazında kanama gerçekleşti ve kendi kanında boğularak yavaş ve acılı bir şekilde öldü. bazıları da diyor ki, attila aslında ölmemişti, sadece uyuyordu. yani uyuyan adamı öldü sandılar ve diri diri gömdüler. halkının attila'ya duyduğu derin saygı ve sevgiyi göz önüne alırsak, bu fazlasıyla saçma gelecektir.

13. vladimir lenin

1900'lerin başında frengi kapıyor. birçok kez suikast girişiminde bulunuyorlar kendisine. 1918'deki suikast girişiminde yediği kurşunların hepsini çıkaramıyorlar tehlikeli olduğu için. 1922 mayıs ayında ilk kez felç geçiriyor ve sağ tarafı kısmen felçli kalıyor. aralık ayında bir felç daha geçiriyor ve aktif politikadan çekiliyor. 1923 mart ayında üçüncü felcini geçiriyor ve konuşma yeteneğini yitirip tamamen yatağa bağımlı kalıyor. "aman yoldaş, daha kaç tane felç geçireceksiniz, yeter artık" diyen devlet erkanının sözünü dinleyip daha fazla felç geçirmeden ocak 1924'te ölüyor. resmi ölüm sebebi damar sertleşmesi olarak görülse de, bugün bile hala çeşitli iddialar vardır. tarihçilerin büyük çoğunluğuna göre, suikast sonucunda boynunda kalan kurşunun sebep olduğu felç neticesiyle ölmüştür.

Dünyada Milyonlarca İnsanın Ölümüne Neden Olan Salgın Hastalıklar

Ebeveynler, Karantinadaki Çocukların Psikolojisi İçin Nasıl Davranmalı?