Better Call Saul'un En Tahmin Edilemez, En Şaşırtıcı ve Ürkütücü Karakteri: Kim Wexler
better call saul'un breaking bad'den daha etkileyici olduğu ve belleklerde daha derin izler bıraktığı kesin. bunun nedeni de better call saul'un dramatik atmosferinin bb'ye göre çok daha katmanlı, gerçekçi ve kuvvetli olması. sadece iki kardeşin yani chuck ve jimmy'nin hikâyesi bile başlı başına bu diziyi derinleştiriyor. karakterlere deyiş yerindeyse şekspiryen bir yazgı yazılmış. kim wexler isimli karakter mesela en az jimmy mcgill kadar derin, gerçekçi ve trajik. hatta bu yazıyı yazmamın sebeni kim wexler'in jimmy'den daha eğlenceli değil ama daha ilginç daha şaşırtıcı bir kişilik olması mesela.
kim wexler
sinema - tv ve genel olarak kurmaca dünyasında ben bu karakter kadar tahmin edilemez, şaşırtıcı hatta ürkütücü bir karakter görmedim, okumadım, tanımadım. yüzlerce dizi izledim, binlerce kitap, film vs. ömür boyu unutamayacağım karakterler tanıdım; antony soprano, nate fisher, kara thrace (starbuck), omar little ve burada teker teker sayılamayacak kadar yüzlerce çok iyi yazılmış ve oynanmış karakter. hepsi bir yerde tahmin edilebilecek çizgilerde, doğrusu yanlışı, dünü bugünü, iyisi kötüsü belli kişilerdi. ama kim wexler... kim bu kadın? ben bilmiyorum. nasıl biri? bilmiyorum. jimmy'le arasındaki ilişkinin diyalektiği nasıl tarif edilebilir? bilmiyorum. nerede, nasıl tepki vereceğini bilmiyorum. gerçekten jimmy'i seviyor mu? bilmiyorum. herhangi bir anda, durumda, olayda aklından geçen nedir? asla bilinmez. dik kafalı, inatçı, dediğim dedik biri derseniz tamam, aynen öyle derim ama bir bakmışsınız ki jimmy'nin suyuna gidiyor. kim wexler'i asla tahmin edemezsiniz.
katı kalpli bir avukat mı? erdemli, vicdan sahibi bir kadın mı? ikisinin ortası insanca çelişkileri olan bir insan mı? hayır. mesela kim wexler bir insanın tüm kariyerini, tüm hayatını yok etmeyi isteyecek kadar ürkütücü, şeytani bir kadın. ama kenar mahallelerde yitip giden hayatları kurtarmak isteyecek kadar da duyarlılık sahibi, gözleri çabuk dolan bir avukat. kim bu kadın? ben 5 sezon boyunca kim wexler'in gözüktüğü her sahnede gerildim. diş fırçalamasına bakıyorsun; en küçük ama en küçük bir insâni zaaf, mizah, duygusallık, tipik kadınsı tutumlar, kişiliği hakkında ufacık bir ipucu vermiyor. puff puff diye tükürüyor lavaboya başka bir şey yok. jimmy'le öpüşmesinse, sevişmesinde mesela hep yanlış olan, eksik olan, tuhaf olan bir şey varmış gibi. ağzından çıkan her kelime, her cümle insanı derin düşüncelere gark edebilir. sadece "okay!" deyişi bile sizin uykularınızı kaçırabilir. bir "okay!" sözcüğü kim wexler'in ağzından neredeyse tamamen kişiliksiz, anlamsız ama neredeyse de çok anlamlı, çok katmanlı tuhaf bir gizemle çıkıyor.
ve kim wexler'in akıbetı ne olacak?
daha doğrusu jimmy mcgill ile nasıl olacak da yolları ayrılacak? bu hepimizin merak ettiği bir gizem. şundan eminim çünkü: jimmy, kim'i çok ama çok seviyor. ve jimmy düz bir insan. jimmy aslında karmaşık bir insan değil. onun karakterini biraz düşününce anlıyorsunuz. ve ben kesinlikle jimmy'nin kim wexler'e büyük bir yanlış yapacağına inanmıyorum. ben kim wexler'den korkuyorum. bu kadında buz gibi bir şey var. garip, insanın çözemediği bir şey.
kendisiyle hiçbir türk erkeği bir haftadan fazla yaşayamaz. türk erkekleri aşırı duygusaldır, aşırı takıntılı ve aşırı sıradan tiplerdir. kim wexler'in karşısında ancak jimmy gibi eski üçkâgıtçılar tutunabilir. o da bir süreliğine. mesela jimmy ne zaman akşama meksika yemeği, suşi vs alacağım, yer miyiz diye sorsa ben hep tedirgin olurdum acaba kim ne cevap verecek şimdi diye. biz türk erkekleri bir kadından yüzde yüz emin olma hissini tatmazsak, tabiri caizse onu malımız gibi üstümüze tapulu mülkümüzmüş gibi hissetmezsek ilişki yürütemeyiz. kim wexler bizimle aynı hamurdan, sudan değil.
kim wexler insanı gerim gerim geren bir karakter
asla ama asla düşmanım olsun istemezdim. inanılmaz düzeyde güçlü, dominant, beklenmedik çıkışları olan ve dahası neyi nerede ve ne uğruna feda edebileceğini asla tahmin edemeyeceğiniz bir karakter. bir bakarsınız jimmy'den ofisin kirasının yarısını ister bir bakarsın yüz binlerce doları reddeder. bir nazi subayı kadar soğuk ve disiplinli ama bir oscar schindler gibi de yüreği yufka. tabii ki hangisi ne zaman ortaya çıkacak bilinmez. ve dahası bu kadın bir gün bile iç dünyasını ele verecek bir tutuma girmedi.
son olarak, howard hamlin... howard'a yapılanlara üzülüyorum. kötü bir adam değil ve hiç de olmadı howard. chuck'ın ölümünden sonra da resmen dağıldı ve işinde gücünde biri. elinden geldiğince iyi biri olmaya çalışıyor ama jimmy ve kim adamı öldürmeyi bile yetersiz buluyorlar. howard bunların yanında o kadar masum ve temiz biri ki...