öncelikle redneck ve white trash arasındaki farka değinmek isterim

redneck de white trash kapsamına girer fakat sadece güneyliler için kullanılan bir deyimdir. white trash ise abd ülke genelini kapsar.

white trash'ler ekseriyetle ırkçıdırlar

kendileri bir bokmuş gibi önlerine kim çıkarsa aşağılamayı severler. ahlak kavramları, değer yargıları kendilerinin her haltı yemesi ama çevrelerindeki herkesi düşük ahlaklılıkla suçlamak üzerine kurulmuştur. ağızları pistir, biraz sinirlenince bizim kasımpaşalılardan beter hale gelirler.

sanılanın aksine, bunların hepsi karavanda yaşamaz

kimilerinin aylık geliri, bizim kıçımızı yırtmamız halinde edindiğimiz gelirden daha fazla bile olabilir. white trash'lik bir yaşam tarzıdır daha çok. boştur bunlar, tintindir. celine dion seveni de vardır, death metal seveni de... ortak noktaları sevdikleri şeylerin pek bi boka benzememesidir.

married with children adlı dizi, düşük gelirli white trash hayatına dair en iyi örneklerden biridir

yüksek gelirli white trash için örnek vermek gerekirse

massachusetts mezralarındaki 8 odalı bir malikanede yaşayan, bu gruba dahil ev kadınının tek derdi, zırt pırt yüzme havuzuna yıldırım düşmesi olabilir. yazıktır her seferinde 2000-3000 dolar vermektedir havuzun bakımına. yeni yetmeliğinde uyduruk garaj bandlarının groupieliğini yapmış bu ev kadınının ikinci derdi de obez ikizlerinin ödevlerini prenses kızı gibi vaktinde yapmamalarıdır. ayrıca kocası sekreteriyle, kendisi de kocasının en yakın arkadaşıyla ilişki içerisindedir fakat her pazar kiliseye gitmeyi ailecek ihmal etmezler. bu kadın size dönüp:

"meksikada meksikaca mı konuşuluyo? ne dili konuşuyo onlar?" da diyebilir. bi bok bilmez çünkü.