olay özel bir üniversitenin, dershaneden bozma binasının bodrum sayılabilecek bir katındaki sınıf-laboratuvarda yaşanmıştır. bu sınıftaki camlar duvarın üst tarafında bulunmakta ve çok ufak olmaktadır. aynı camlar hayatımda gördüğüm en ilginç kot farkından dolayı arkadaki apartmanın 1. kat balkonuna bakmaktadır. bir sırada ders öncesi çalışmakta olan ve arızalı olaması ile ün yapmış bir arkadaşımız, hemen yanındaki sırada ise hoca gelene kadar gürültülü bir şekilde geyik yapmakla görevli iki arkadaşımız vardır ve bugünkü geyiğin konusu camların ufak olmasıdır.

geyik1: ulan camlara bak amma ufak, zerre ışık girmiyor.
geyik2: hakikatten ya, sandalye bile geçmez o derece ufak.
geyik1: yok lan geçer sandalye.
geyik2: senin mühendisliğini sikiyim, geçer mi lan ordan.
geyik1: geçer olm.

bu sırada tartışmanın konsantrasyonunu bozduğu arızalı arkadaşımız gayet sakin yerinden kalkar, oturduğu sandalyeyi alır ve camdan dışarı atar. sandalye tabiri caiz ise kılçıksız bir şekilde camdan geçer ve arızalı arkadaş geyik yapan arkadaşlara dönerek:

-"bakın geçti, susun artık!" der. tabii ki sadece onlar değil biz sınıf olarak susarız.

ders başlar, yaklaşık yarım saat sonra kapı çalınır, gelen dekandır.

dekan: hocam kusura bakmayın bölüyorum, fakat ilginç bir olay olmuş bu sınıfta.
hoca: tabi hocam buyrun.
dekan: çocuklar, arkadaki apartmandan şikayet geldi, adamlar balkonda kahvaltı ederken camdan sandalye atılmış üzerlerine. kim o hayvan?

sınıfça susmaktayızdır, kimse suçu üstlenmediği gibi tabii ki kimse de ispiyonlamaz. tam bu sırada sandalyeyi atan arızalı arkadaş ayağa kalkar, tam biz "tamam açıklayacak durumu" diye düşünürken:

arızalı arkadaş: hocam o camdan sandalye geçmez ki...
dekan: doğru diyorsun, üst kattan attılar herhalde, kusura bakmayın hocam böldüm dersinizi.
hoca: önemli değil.
sınıf: mavi ekran

not: sözlükte okumuştum. silinmiş. kenara kaydetmiştim allahtan, herkesin okuması lazım. ben arada bi okuyup yarılıyorum :)

guybrush threepwood'a ait bir entry idi. hakkını helal etsin.