jackie, güney afrika'da yaşayan ve hayatı boyunca sahibine sadık kalmış, onunla her yerde beraber olmuş bir dost. sahibi albert marr, jackie’yi daha yavruyken bulup yanına alıyor. jackie tıpkı bir yoldaş gibi marr’ın her işine yardım ediyor, bazen yük taşıyor, bazen ona arkadaşlık ediyor. bu ikilinin dostluğu, birinci dünya savaşı sırasında inanılmaz bir hikâyeye dönüşüyor. 1915 yılında albert marr, güney afrika’daki birliklerden biri olan 3. piyade tümeni’ne katılmaya karar veriyor. ama marr, kıymetli yol arkadaşı jackie'yi arkasında bırakmak istemiyor ve orduya jackie'yle beraber katılmak istiyor. tabii birlik komutanları bu istek karşısında epey şaşırıyor ve bunun bir şaka olduğunu düşünüyorlar, ama şaka değil ve marr çok ciddi. birlik komutanları jackie’nin tavırlarını ve sahibi albert marr ile olan ilişkilerini gördüklerinde karar değiştiriyorlar ve jackie resmi olarak bir asker oluyor! üniforması dikiliyor, başına asker şapkası takılıyor, hatta sırf o da marr’la birlikte hareket edebilsin diye ona küçük bir sırt çantası bile hazırlanıyor.

jackie, kampta bir asker gibi yaşamaya başlıyor. diğer askerlerle yiyor, onlarla yürüyüşlere katılıyor, hatta tüfeği olan bir askerin yanında adeta bir korumaymış gibi duruyor. hatta jackie işi öyle ilerletiyor ki, rütbeli bir komutan gördüğünde asker selamı bile vermeye başlıyor. birlikteki diğer askerler ve rütbeli subaylar jackie’nin zekası ve marr’a olan bağlılığından çok etkilenip, onu onbaşı rütbesine yükseltiyorlar. entry buraya kadar çok tatlıydı, ama söz konusu bir savaş olunca maalesef her şey iyi gitmiyor. cephede durumlar kızışıyor, bu yüzden marr ve jackie cepheye gönderiliyor. bu noktadan sonra jackie’nin hikayesi, güldüren bir maymun hikayesi olmaktan çıkıp yürek burkan bir kahramanlık hikayesine dönüşüyor. jackie, cephede tam anlamıyla bir asker gibi davranıyor. savaş sırasında gelen top mermilerini görünce askerleri uyarmak için çığlıklar atıyor, siper kazılmasına yardım ediyor. bazen askerlerin morali bozulduğunda onlara yaptığı küçük numaralarla yüzlerini güldürüyor.

bir gün bir patlama sırasında jackie’nin bir bacağı maalesef kötü bir şekilde yaralanıyor. marr, yoldaşını ve en büyük dostunu kendi elleriyle tedavi ediyor, onu asla geride bırakmıyor. askerler, jackie’nin iyileşmesi için adeta seferber oluyor. neyse ki jackie, güçlü bir maymun ve hayatta kalmayı bir şekilde başarıyor. ancak o bacağı kangren olduğu için kesiliyor ve jackie'ye protez bir bacak takılıyor. jackie’nin kahramanlıkları güney afrika ordusu tarafından da fark ediliyor. savaş sonunda jackie’ye, gösterdiği cesaret ve bağlılık nedeniyle bir madalya takdim ediliyor.

jackie, savaştan sonra birlikte omuz omuza savaştığı en büyük dostu marr’la birlikte köyüne döndü ve dostuyla birlikte bir süre huzur içinde yaşadıktan sonra 1921 yılında hayatını kaybetti.