TARİH 2 Ağustos 2017
54,7b OKUNMA     1025 PAYLAŞIM

Çayınızı Kahvenizi Alın Gelin: Başlangıçtan Günümüze Petrolün Siyasi Çekişmelerle Dolu Hikayesi

Petrolün ne denli kıymetli bir şey olduğunu hepimiz biliyoruz. Peki bu sonuç nasıl ortaya çıktı, neler oldu da buralara gelindi?
iStock.com

petrol; akıllara kan, gözyaşı ve çatışmaları getiren enerji kaynağı.

bu yazıda daha ziyade petrolün tarihsel süreçlerinde yaşanan kırılmaları anlatıp; on dokuzuncu yüzyılın sonunda john d. rockefeller ve rothschild'ler arasında standard oil ve ismini batumdaki bir tankerden alan shell'in kurulmasıyla başlayan rekabeti, birleşik devletler, büyük britanya ve hollanda krallığı'nın girişimleri ve bahsi geçen şirketlere verdiği destekleri akıcı bir dil kullanmaya özen göstererek anlatmaya çalıştım. geçmişten bugüne petrolün kabaca tarihi ve tröstler arası rekabet başlığı da atılabilir sanıyorum. ayrıca yazının son kısmında ileri okumalar için bir kitap tavsiyesi de yaptım. keyifli okumalar.

John D. Rockefeller

günümüzde azerbaycan'ın hazar kıyılarında apşeron bölgesinde (bkz: apşeron yarımadası) yeri göğü aydınlatan petrol aralıksız yüzlerce yıl yanmış ve bu ateşin etkisinde kalan zerdüşt, bu devasa ateşten mest olmuş vaziyette iyiliğin temel direği meydana getirdiği ateş dinini kurmuştur. bu dine mensup olanlar yaklaşık 2500 yıldan fazla bir süre boyunca her sene apşeron bölgesine giderek bir nevi hac yolculuğunu andıran uzun yolculukların ardından ibadetlerini gerçekleştirmişlerdir.

pek çok dini menkıbede nuh'un, gemisini asfaltla (ziftle) sıvadığı anlatılmıştır ve hatta sümer hükümdarlarından bazılarının günümüzde ortaya çıkarılan heykellerinin göz çevresinde asfaltımsı bir madde bulunmuştur.

bunun yanı sıra ilk çağ uygarlıklarında petrol; el işi aletlerinin birleştirilmesinde (çömlek, taş), şehirler arası bağlantıların kurulması amacıyla yapılan yolların yapımında, gemi kalafatlamada, boya malzemelerinin yapılışında ve bunun gibi hizmetler için kullanılmıştır.
petrolle ilgili düzenlemeler hammurabi kanunları'nda da yer almış ve kalafatlama işinin kalitesiz uyguklanmasına yükümlülük getirmiştir.

tarihçi heredot, babil şehrinin duvarlarının inşasında petrolden faydalanıldığını belirtmiştir.
yine aynı şekilde babil şehri kurulurken de asma bahçelerinin yapımında ziftten yararlanıldığı sabittir.

Maarten van Heemskerck - Babil'in Asma Bahçeleri 

bahsettiğimiz bu dönemde gün battıktan sonra aydınlatma amaçlı balina yağı kullanılıyordu. zahmet verici olan durum, balina yağının bulunması meşakkatli, fiyatı da tuzluydu ancak bilim ve teknolojideki ilerleme devam ediyor, yeni yeni bilimle uğraşan zümreler çoğalıyor ve bu yeni zümre gece hava karardıktan sonra da inceleme ve yazma gereksinimi duyuyorlardı.

bu yeni aydın sınıf, yaşadıkları karanlık problemini ortadan kaldırmak ve oldukça pahalı olan balina yağına ihtiyaç duymamak için bir takım keşifler yapmak zorunda kalmışlardır.

abraham gesner'in petrolü kullanarak gazyağı elde etmesi ve bugün bildiğimiz gazyağını icat etmesiyle önemli bir aşamaya gelinmiştir. nasıl kullanacağını halen tam kavrayamasalar da insanlığın modern teknikler kullanarak petrolle tanışması 1859 yılında pennsylvania'da petrolün bulunmasıyla başlar. bu tarihten itibaren petrol ilkel yöntemlerle değil, kuyu delme teknikleri kullanılarak elde edilmeye, çıkarılmaya başlanır.

Abraham Gesner

edvin l. drake ya da namı değer albay drake. aynı sene içerisinde pennsylvania'nın oil creek valley bölgesinde ilk modern sondaj kuyularını kullanmıştır. bu süreçleri takiben çok kısa bir zaman içerisinde amerika birleşik devletleri'nin günümüzde petrol çıkarılan tüm eyaletlerinin - rafinerilerden elde edilen petrolün gazyağı haline getirilmesi sonucu- sokaklar ve evleri gazyağı lambaları aracılığıyla ışıl ışıl parıldar hale gelmiştir.

aynı dönem içerisinde birleşik devletler ve rusya'da elde edilen petrolün (rusya'daki sürece ileride ayrıntılı değineceğiz.) ve dolayısıyla rafine yöntemiyle elde edilen gaz yağının başta avrupa olmak üzere dünyanın birçok yerine nakli başlamıştır. hatta bu dönemde (on dokuzuncu yüzyılın son çeyreğinde) muhammed'in mekke'deki müstakil türbesinin üzerinde bulunan lambalar dahi pennsylvania'dan ihraç edilen petrol vasıtasıyla yanıyordu.

ele aldığımız bu döneme kadar petrolün tek ticari kıymeti lamba yağı olması.

içten yanmalı motorlar henüz piyasada yok. gelelim rockefeller'a. 1870 yılında john d. rockefeller petrolden tıbbi amaçlı yağ ilacı elde etmek ve halihazırda devam eden lamba yağı pazarına da girmek maksadıyla standart oil adındaki şirketini kurdu.


19. yüzyılın son çeyreğine gelindiğinde insanlık m.ö. 2500'den bu yana var olduğunu bildiği petrolden çok daha fazla çıkar sağlamanın formülünü keşfetti.

bunlardan ilki thomas edison'ın akkor ampülü keşfi, ikincisiyse benzinle hareket eden otomobillerdi. alman mühendisi gottlieb daimler, 1885'te karada giden bir taşıtı hareket ettirmek maksadıyla dünyanın ilk kullanılabilir petrolle çalışan motorunu yaptı. takiben diesel ve benzinli motorların üretilmeye başlanmasıyla petrolün asıl ticari ve büyük önemi ortaya çıkmıştır.

amerika'da iş adamı henry ford'un ilk otomobil fabrikalarını kurması ve 1908 yılıyla birlikte otomobilin seri üretimine geçilmesi benzin yakıtı olarak işlev gören petrolü çok daha fazla kıymetlendirmiştir.

tarihler 1912 senesini gösterdiğinde ilk dizel motorlu gemi olan selandia east asiatic company flamasıyla britanya semalarında çoktan denize indirilmişti bile. birinci dünya savaşı öncesi britanya donanmasına ait neredeyse tüm gemilerin dizel motorlu üretimine başlanmıştı.

Henry Ford

diğer yandan demiryolu sanayisi ve bilhassa ikinci dünya savaşı öncesinde askeri (hatta sivil) havacılığın tırmanışa geçmesiyle birlikte petrole duyulan gereksimim had safhaya ulaşmıştır.

bununla birlikte 20. yüzyılın ilk çeyreği geride kalırken kömür de enerji kaynağı olarak üstünlüğünü petrole kaptırmıştır.

britanya deniz filosunda amiral rütbesinde olan lord fisher yirminci yüzyılın başlangıcından on dokuz sene önce, 1882 yılında, britanya donanmasının üstünlüğünün devamı için kömürden petrole doğru evrilmesi gerekliliğini söylüyordu.

büyük britanya açısından en büyük talihsizlik yirminci yüzyılın başlangıcında hiç bir petrol yatağına sahip olmayışıydı. az önce değindiğimiz üzere, donanmasını revize etmek ve deniz üstünlüğünü muhafaza edebilmek için gerekli petrol amerika veya rusya'daydı.

ele muhtaç olmak istemeyen büyük britanya, dünyanın hemen hemen her bölgesine maden mühendisleri göndermiş ve kendisine hayli hayli yetecek petrolün osmanlı devleti'nin egemenliği altındaki suriye, ırak ve civarında olduğunu tespit etmiştir. giriş kısmında belirlediğim konudan sapmamak adına günümüze kadar petrolün kullanım amaçlarını burada noktalandırıp, petrol pazarında tröst haline gelen iki büyük şirketin hikayesine geçiyorum.


yeniden petrolün kullanımıyla alakalı ciddi kırılmaların yaşandığı on dokuzuncu yüzyılın son çeyreğine gidiyoruz.

tarihin gördüğü en şiddetli kurumsal rekabetlerinin tarafı olan iki grubun da kuruluş ve pazarda yükselişlerine bakacağız. taraflardan birisi standard and oil, diğeriyse ingiliz hollanda birlikteliğinden doğan shell.

standard oil'in kuruluşuyla başlayacağım çünkü 1870'de john d. rockefeller tarafından kurulduğunda o zamana kadar kurulan ilk petrol şirketiydi. rockefeller ilk olarak pennsylvania'da petrol arayıcılarını bir araya getirmekle işe başlamış ve maurice clark ile ortaklık kurmuştur. bu ortaklık 1865 şubatında rafinerilerin kapasite oranlarına bağlı olarak büyümede baş gösteren yavaşlık sebebiyle bozulur. rockefeller ve clark açık arttırma usulüyle şirketteki hisselerini devretme kararı alırlar. john d. rockefeller yetmiş iki beş yüz dolarlık teklifle clark'ı devre dışı bırakır ve şirketin tek sahibi konumuna yükselir.


dünya petrol piyasasında hakimiyet kurma hedefinde olan john d. rockefeller şirkette tek söz sahibi olmasından itibaren on beş sene içerisinde amerika birleşik devletleri'ndeki rafineri kapasitesinin %80’ini elde etmiş, boru hatları ve şebekelerin ise yüzde doksanından fazlasında kontrolü sağlamıştı.

1908 sonrası seri üretime geçen motorlu taşıtların artışıyla birlikte artık çok daha farklı kesimlerden petrol ihtiyacı duyulmaya başlanmıştı.

ancak petrolün dağıtım tekelini elinde bulunduran standard oil'in aleyhine, 1911 yılına gelindiğinde pek çok küçük şirket bir araya gelerek standard oil dava açmıştır. davanın neticesinde mahkeme 29 milyon dolarlık rekor bir tazminata ve standard oil'in dağıtılarak bölünmesine karar verdi. (bkz: antikartel yasası) aynı yıl içerisinde tasfiyeye giden devasa monopol, içlerinde en büyük yedisinin yedi kız kardeş lakabını aldığı tam otuz sekiz şirkete ayrıldı. bu yedi kız kardeşin içerisinde exxon, mobil, chevron ve bp gibi uluslararası petrol devleri de mevcuttu.

gelelim shell'e.

(bkz: royal dutch-shell) amerika'da rockefeller krallığını ilan edip avrupa piyasasına da göz dikmeye başlayınca, iç talebe fazla gelen petrolü rusya'dan avrupa pazarına açıp, standard oil ile rekabet edecek hale gelmeyi arzulayan nobel kardeşler, ingiltere'deki bir komisyoncu vasıtasıyla önce marcus samuel isimli yahudi kökenli ingiliz tüccarla ortaklık kurarlar. ardından marcus samuel komisyoncu aracılığıyla rothschild’ler ile ortaklık kurmak maksadıyla irtibata geçer ve 1891 yılında ortaklık anlaşmasına varılır. bu anlaşmadan hemen sonra şirket şirket, samuel vasıtasıyla asya'da petrol stoklamak amacıyla tesisler inşa etmeye ve az bir zaman içerisinde okyanus aşırı nakliye yapacak kadar büyümeye başlar.

çıbanın başını küçükken ezmeyi düşünen standard oil, yeni kurulan şirketi yolun başında ekarte etmek maksadıyla gaz yağının fiyatında indirime gitmiş, karşılık olarak samuel, bilhassa kıta avrupası'nda olmak üzere pazarların tamamında tek fiyat uygulamasına geçilmesini kararlaştırarak standard oil'in elindeki pazarlarda yüksek fiyat uygulanmasının önüne geçmiştir. samuel başlarda kararlaştırdığı gibi anonim şirket halinde yoluna devam etmeyi düşünmüş ve shell ticaret a.ş. nin temellerini atmıştır.

Marcus Samuel

bunlar yaşanırken hollanda'ya ait petrol şirketi royal dutch da hint okyanusunda sumatra adası civarında petrol çıkarmakla meşguldü.

çin pazarına iş yapan royal dutch bu sayede çıkardığı petrolü çok ucuza pazarlama imkanı buluyorken, standard oil, royal dutch kadar ucuz fiyata bu pazarda iş yapamıyordu. önceleri royal dutch'ı bünyesine katmak istemişlerse de en sonunda çin pazarını royal dutch'a bırakarak çekilmişlerdir.

her ne kadar rusya'dan elde edilen petrole sahip olsa da samuel ve yönetimindeki shell, standard oil'in acımasız rekabet politikaları sebebiyle girdiği likidite sıkıntılarını aşamamış ve egemen olduğu pazarlardan bir bir çekilmeye başlamış, bir süre sonra da royal dutch'ın yöneticisi henry deterding ile birleşmek amacıyla masaya oturmuştur.

iki şirket arasındaki birleşmede idareyi kimin alacağı sorununun çözümü için tekrar rothschild'lerin britanya'da temsilciliğini yapan komisyoncunun kapısı çalındı. samuel'in konsolide bir petrol şirketinin yola devam edemeyeceğine ikna edilmesi sonucu londra'da, 1907 yılında müstakbel britanya imparatorluğu petrol anlaşmasını royal dutch ile imzalamak zorunda kalıyor. deterding'in bu anlaşmayı imzalama sebebiyse samuel'in okyanus kıyısındaki ikmal gemilerinden yararlanarak uzak doğu'dan avrupa'ya petrol transferi yapabilmek. ki bunda da büyük ölçüde başarılı oluyorlar.

Henry Deterding

1907 senesinde büyük britanya imparatorluğu'na armağan olarak sunulan royal dutch-shell şirketinin -sonradan rothschildler de dahil olmak üzere- yüzde altmışı royal dutch, yüzde kırkı da shell şirketine olmak üzere taksim edilmiştir.

bu tarihten itibaren hollanda kraliyet ailesinin ismini taşıyan royal dutch shell, büyük britanya'nın finansal desteğiyle uzak doğu ve asya pazarındaki üstünlüğünün avantajıyla standard oil şirketiyle başabaş bir rekabete başlamıştır.

uzakdoğudaki bu üstünlüğüne ingiltere'nin ortadoğu ve hindistan'da şirkete verdiği petrol çıkarma yetkileri de eklenince küresel çapta standard oil'i de gölgede bırakmayı başarmış ve petrol piyasasında zirveye oturmuştur.


şimdi gelelim tekrar yarım bıraktığımız 1911 yılında mahkeme kararıyla parçalanan standard oil'in mirasçıları olan otuz sekiz şirketin yedi kızkardeşler lakabıyla müstear en büyük yedi tanesinin akıbetlerine.

bu yedi şirkete insanlar tarafından her daim kuşkuyla yaklaşılmış, adları türlü usulsüzlüklerle anılmış ve pek çoğu devlet organlarınca "hayalet hükümet" olarak adlandırılmıştır. günümüzde de kısmi birleşmeler ve dağılmalarla.

socal (standard oil of california): on dokuzuncu yüzyılın son çeyreğinde standard oil'in acımasız fiyat rekabeti sonucu direnemeyip bünyesine katılmıştır. 1911'deki bölünmeden sonra avrupa piyasasına açıldılar. 1919 yılına gelindiğindeyse birleşik devletler petrol stoğunun yüzde otuzuna yakınına tek başına sahipti.

exxon: şirket, john d. archibold yönetimindeyken rockefeller'ın petrol imparatorluğuyla mücadeleye girişmiş, fakat tutunamayarak o da standard oil'in bünyesine katılmak zorunda kalmıştır. 1911 parçalanmasından sonra petrol piyasasına damga vuran devasa bir organizasyon olarak tekrar ortaya çıkmıştır.

 John D. Archibold

mobil: temelleri 1880'li yıllarda uzakdoğu ve özellikle çin pazarına lamba yağı satma görevini rockefeller'ın yakınlarından henry clay folger'ın yönetiminde üstlenmesiyle atılıyor. 1911'deki bölünmeden sonra 1925 yılında standard oil'in mirasçılarından socony ve vacuum'un birleşmesiyle yeniden yükselişe geçiyor.

bp (british petroleum): şiketin kurucu ortakları knox d’arcy ve burmah petrol şirketi olup, 1908 yılında d'archy'nin iran havzasında yaptığı aramalar sonucu petrol bulması ve burmah petrol grubuyla ortaklığı neticesinde kurulmuştur. (arazi d'arcy'nin, dağıtım burmah grubunun) 1914 yılında winston churchill'in girişimleri sonucu ingiliz devleti yüzde elli birine ortak olmuştur.


günümüzde dünyanın en büyük yirmi şirketi arasında yer alan yedi kız kardeşler enerji piyasasında kıran kırana süregelen tarihsel rekabetin yirminci yüzyıldan bugüne ne boyuta ulaştığına dair ayrıca düşündürmektedir.

bir de konuyla detaylı ilgilenenler için bir kitap tavsiyesi yapmak isterim. biraz uzuncadır adı: osmanlı coğrafyası'nda petrol mücadelesi kalust s.gülbenkyan ve türk petrol şirketi. benim konunun dışına çıkmamak adına detaylarına çok girmediğim hem küresel şirketlerin osmanlı devleti ve ortadoğu merkezli açılımlarını hem de bunun yanında siyasi aktörlerin de bölgeyle alakalı politikalarını irdeleyen senfonik okumalar yapabileceğiniz incecik bir kitap.

Entry'nin yazarı immanuelkantinsaygidegerbiryakiini'ni Twitter'dan takip edebilirsiniz