SAĞLIK 31 Ağustos 2022
13,6b OKUNMA     391 PAYLAŞIM

Çocuğunuzun Kabız Olması Neden Hafife Alınmayacak Bir Problem?

"Çocuğum neden kabız oldu?", "çocuklarda kabızlık ne zaman tehlikeli?" gibi sorularınıza cevap niteliğinde bir içerik, buyrun.
iStock

soru: doktor bey bu çocuk kakasını yapmıyor? sürekli kabız bu çocuk?

çocuk polikliniklerinin son birkaç yıldır en sık hasta gruplarından biri kaka yapmakta zorlanan çocuklar oluşturuyor.

zamana bırakmak kabızlık konusunda berbat bir stratejidir

olgu: çocuk 8 yaşındadır. yıllardır süren kaka tutma alışkanlığı vardır. aile kayısı hoşafları, lavmanlar, prebiyotikler, poposuna vazelin sürmek, sabun parçası sokmak, kulak çöpüyle karıştırmak, aktardan çay alıp içirmek, defalarca doktora gitmek. aynı kan ve kaka tahlillerini tekrar tekrar vermek, röntgen çekilmesi, çocukta çok gaz var tespiti ama her şeyin hep aynı kalması. çocuğun kakasını tutması ve bunun bir çözüme kavuşturulamaması...

bu çok yaygın bir sorun. bu sorunun bir ileri aşaması ise çocuğun çamaşırında sürekli lekelenmeler olmasıdır. hatta kimi zaman lekelenmeyi aşan kaka parçaları bile olabilir. olay bu noktaya kadar ilerlemişse işler biraz daha ciddileşmiş demektir.

(bu yazıda 3-4 yaşında, kakasını yapmakta zorlanan çocuktan bahsetmiyorum. 6-7 yaş ve üzeri çocuklar hakkında konuşuyorum. 4 yaşındaki ve şu an kabızlık sorunu yaşayan çocuğunuza gerekli yardımı yapmazsanız birkaç sene sonra sizin çocuğunuz olacak çocuklardan bahsediyorum. 3-4 yaş kabızlığı ve kaka kaçırmakla 7 yaş kabızlığı ve kaka kaçırma ayrı şeyler.)

iç çamaşırına bulaşan bu kaka artıkları günlük iç çamaşırı değişimi yapılmıyorsa ya da bulaşan parçalar büyükse okulda bu kakadan gelen koku sınıf arkadaşlarınca fark edilir. çocuklar çok acımasızdır. böyle durumlarda çok hızlı biçimde akran zorbalığı başlar. bu, çocuğun zaten bir miktar bozulmuş olan psikolojisini daha da bozar. işler burada da bitmez.

anne çocuğun her gün kirli külotuyla karşılaşmaktan çok sıkılmıştır. ondan küçük kardeşleri tuvalete kolayca gidiyor. ama onun hala külodunda kaka izleri var. kakalı külot çamaşır makinesine de atılmaz. mecbur elde yıkanacak. birgün değil, beş gün değil. anne ne kadar sabırlı olsa da gerginliğini az ya da çok (bizim ülkemizde maalesef genelde çok) çocuğa belli eder. okuldan sonra anneden de darbe yer. hatta bu darbeye şahit olan abi abla ya da küçük kardeş de dalga geçer. zavallı çocuk! ağrıyan kaşınan poposu ve yetersizlik hissi ve çaresizlik duygusuyla baş başa kalır.

peki ne oluyor? çocuğun vücudunda yaşananlar neler? neden iç çamaşırında sürekli dışkı izleri oluyor?

anlatayım: her şey bir sebepten çocuğun kakasını yapmaması ile başlar. kakayı yapmaz ve kabız olur. kabızlık yeterince uzun süre (4 hafta civarı yeterlidir) aşağıdaki fotoğrafa benzer bir durum ortaya çıkar:

kaka bağırsağın son kısmında birikir. bu bölge kakanın içindeki sıvının emildiği bölgedir. kaka burada uzun süre beklerse, beklediği her an içindeki sıvının bir kısmını daha kaybeder. emildikçe kurur ve sertleşir.

sert ve kuru bu kaka sadece sert ve kuru olmakla kalsa işler biraz daha kolay olurdu. ama kalmaz. beklediği için yukarıdan gelen yeni kakalarla birleşip büyür. hem sert, hem de büyük kocaman bir kaka oluşur. bu kakayı yapmak hem zor hem ağrılıdır. çocuğumuz kabız olduğuna göre zaten kaka yapmayı ve ıkınmayı sevmeyen bir çocuk. üstüne bu iş daha zor ve bolca ağrılı bir hal aldığında bu işi hiç yapmak istemez hale gelir. ve kısır döngü başlar. kaka birikir birikir birikir, sertleşir sertleşir sertleşir...

kaka biriktikçe bağırsaklar genişlemeye başlar. bu genişleme bağırsaklardaki sinir uçlarını başlangıçta uyarır. ama bağırsaklar şişmeye devam ettikçe kaka bu sinir uçlarına baskı yaparak artık uyarı gönderemez hale gelir. böylece kısır döngü daha da işin içinden çıkılmaz evreye girer: çocuğun kakası var, onu sıkıştırıyor ama bunu neredeyse hiç hissedemiyor.

aileler bu esnada çocuğa yağ içirmeye, kayısı yedirmeye falan başlar. bunlar sahiden işe yarayan taktiklerdir. kakayı yumuşatır. ama hangi kakayı? yeni oluşan kakayı. fakat alt kısımda sert bir kaka var. kocaman. ona etki eder mi? hayır. o orada durduğu için bu sıvılaşan ve yumuşayan kakalar bu sert kakanın kenarından sızarak aşağı doğru akar. bu bölgenin sinirleri basınç altında kalmaktan iş yapamaz hale gelmişti.

sonuç: çocuk farkına varmadan bu sıvı ve yumuşak kakaları anüsünden dışarı kaçırır ve külodunda lekelenmeler oluşur. erkek çocuklarında daha sık görülen bu olayın sıklığı yüzde 10 civarında.

"yüzde 10 çok büyük rakam. bayağı sık görülen bir durummuş. her çocuğun başına gelebilir. o zaman kafaya takmayım."

hayır tak.

"çocuğuma baskı yapmak istemiyorum. bu işi zamana bırakmak en iyisi! o benim kuzum. ne olacak. yıkarım her gün. onun kakasından mı tiksineceğim. yeter ki o kendini kötü hissetmesin. ne derler; zaman her şeyin ilacı."

hayır değerli anne babalar. zaman sorunların en iyi ilacı değildir. bana kabızlık şikayeti ile gelen ailelerin yarısından fazlasında bu tutum var: zamana bırakmışlar. bir noktada canlarına tak etmiş ve gelmişler.

değerli anne babalar, zamanla sorunların çözüldüğüne inanmayı lütfen bırakın. hangi çağda yaşıyoruz? değerli anne babalar unutmayın: zamanla sorunlar çözülmez. en fazla şekil değiştirir.

çocukta kabızlığa yol açan sebep her ne ise o durduğu sürece evet, kabızlık geçebilir ama bunun yerine midesinde gastrit ülser başlar, saç kıran olur. cildinde egzama benzeri döküntüler çıkar. ya da olay fiziksel rahatsızlık olmaktan çıkıp psikolojik bir yöne kayar. anksiyete bozuklukları veya depresyon gibi başka bir şeye dönüşür.

ortada bir sorun varsa ve o çözülmezse o sorun mutlaka başka bir şeye dönüşür. ama asla kaybolmaz. enerjinin korunumu veya momentumun korunumu gibi, sorunun korunumu prensibi diye bir prensip bence var:

kinetik enerji potansiyel enerjiye dönüşür, kabızlık anksiyete bozukluğuna dönüşür...

yani neymiş? zamanla sorunlar çözülmezmiş.


bunu artık anlamışsak yola devam

çocuğunuz kabızlık sorunu yaşıyor. hatta daha ileri aşamaya geçti, külodunda lekelenmeler var. hatta bunun bir öte aşamasına geçti fark etmeden/fark ederek lekeden öte bağırsağın ucunda biriken kocaman dışkının bir kısmını küloduna bırakıyor.

bu son aşama değil. sıklıkla burada kalmaz. ileriye gider.

misafirliğe üst kat komşuya gidersiniz. sizin çocuk bir an ortadan kaybolur. çaydır. kektir. dedikodudur. fark etmezsiniz yokluğunu. bu esnada çocuk evde gizlice kendine bir köşe bulur, kanepenin arkası, perdenin arkası, içinde kimsenin olmadığı bir kapının arkası... bulur bir köşe ve gider oraya, halının üstüne kakasını bırakır.

(büyüyen ve yukarıdan iyice sıkıştıran kaka aniden çıkmak için karşı konulmaz bir baskı oluşturur anüse. çocuk tuvalete yetişemeyeceğini düşünür ya da zaten tuvalete gitmekten çekiniyordur. karşı konulmaz kaka yapma dürtüsüne anlık olarak boyun eğer ve kakasını kapı arkasına geçip halıya bırakabilir. o an bunun olası sonuçlarını düşünemez. dürtüsel olarak yapar. sonrasında ise bu durumu çözmek için, iyi bir strateji bulamadığından dolayı sorunu yok sayıp inkar yoluyla halletmeye çalışır. kakayı orada bırakıp arkadaşının yanına gelir. bir süre sonra ev sahibi bu kakayı bulur ve anneye gösterir. ve anne yerin dibine girer. eve gelince bağırmalar, öfke krizleri... sorun büyüktü, artık çok daha büyük. bu olay evde ya da misafirlikte değil de okulda olursa işe o zaman felaket. akran zorbalığı değil sistematik aşağılanma başlar. lakap takılır. hakaret edilir. çeşitli şarkılar bu duruma uyarlanır. çocuk ağlatana kadar alay edilir. öğretmen bu durum ilk defa yaşandığında ya da birkaç kez tekrar ettiğinde veliyi okula çağırır. anne-baba kendini çok mahçup hisseder. ya çocuk? o artık dünyanın merkezinde, magma tabakasındadır. üzerindeki psikolojik ağırlık yüz binlerce ton kaya ve toprak içindeki utancın sıcaklığı demiri bile eritecek kadar yüksek.)

bu anlattığım senaryolar... işler nadiren bu noktaya varır. ama hemen rahatlamayın. dışarı sızan kaka çok az ve etrafa hiç koku yaymayacak kadar küçük olsa bile bu konunun ciddiyetinden bir şey kaybettirmiyor. neden mi? 6 yaşından büyük ve külodunda lekelenme sorunu olan çocuklar üzerine bir sürü araştırma yapılmış, sonuçları sizinle paylaşacağım.

bu çocuklar standart gruba göre daha zayıf sosyal yeterliliğe ve daha fazla davranış problemine sahip, tedaviye yanıtın olmadığı ya da çok zor olduğu kirlenme sorununa sahip çocuklar standart gruba göre daha fazla şiddet eylimi ve anti sosyal kişlik özellikleri gösteriyor. kirlenme sorunu yaşayan çocukların yüzde 23'ünde klinik ya da subklinik dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu var.

en ilginç ve sizi harekete geçirecek sonucu ise en sona sakladım

bu çocuklardaki benlik algısı da düşük puan alıyor.

aaa hiç de ilginç değilmiş diye düşünmeyin. bu sefer çocukların karşılaştırıldığı diğer grup standart grup değil. onlarla karşılaştırıldığında zaten daha düşük puan alıyorlar. bu beklenen bir sonuç. beklenmeyen sonuç ise şu: bu çocuklar fiziksel engelli çocuklarla karşılaştırıldığında, külodunda lekelenme olan çocuklar fiziksel engelli olan çocuklara göre çok daha düşük benlik algısına sahip.

uzun sözün kısası bu iş önemli. her yaşta önemli. küçük yaşta önemli. çünkü olaylar boyut değiştirmeden önüne geçebilmeniz mümkün. büyük yaşta önemli. zararın neresinden dönerseniz kardır.

çocuğunu seven ve onunla ilgili bir şeyler öğrenmeye hevesli anne babalar olduğunuz için size ek bir hediye vereceğim, ilave bir bilgi

çocuğunuz ilkokula gidiyor ve kabızlık yaşıyor ve külodunda lekelenmeler oluyorsa tüm bu yazdıklarımdan sonra artık bu konuyu ciddiye almaya başlamış olmanız kuvvetle muhtemeldir. fakat saat gecenin biri. bu saatte vicdan azabı çekiyor, niye bunca zaman bekledik diye kendi kendinizi yiyor olmanız ihtimali için size bir önerim var:

çocuğunuzun aritmetik yeteneklerini ve okumaya başlarken heceleme konusundaki başarısını hatırlamaya çalışın. ilginç biçimde aritmetik yetenekleri standartların altında olan ya da heceleme ve okumada sorun yaşayan çocuklarda kabızlık ve külodunu kirletme sorununun psikolojik ve sosyal yönelim problemlerine dönüşme ihtimali bu konularda sıkıntısı olmayanlara göre oldukça fazladır. yani hem çocuğunuz külodunda lekelenme var hem de aritmetik yetenekleri yaşıtlarının altındaysa vicdan azabı çekmeniz ve bu işi çözülmesi gereken sorunlar listenizin en başına çıkarmanızda fayda var. sabaha kadar gözünüze uyku girmese de bunu hak ettiniz. çocuğunuz kaç senedir neler yaşıyor... bir gece de siz yaşayın.

bu konularda sorun yoksa kısmen daha rahat olabilirsiniz. zararın neresinden dönülse kardır kuramındaki kaybettiğiniz şeyin çok az olma ihtimali kuvvetlidir.