SİNEMA 26 Ekim 2023
79,8b OKUNMA     460 PAYLAŞIM

Çoğunluğa İnanmayın: IMDb Puanı 7'nin Altında Olan En İyi 30 Film

Bir film seçerken IMDb puanını kriter alıyor olabilirsiniz ama çoğunluğun beğenisi her zaman sizinkiyle eşleşmeyebilir. İşte genel izleyici tarafından fazla beğenilmeyen ancak bunu hak etmeyen nefis filmler...

izlememizin tavsiye edildiği bir film hakkında küçük çaplı bir araştırma yaparken önce ekşi'deki yorumlara göz atıyor, ardından filmin imdb sayfasına bakıyoruz ve eğer filmin düşük bir puana sahip olduğunu görürsek çoğunlukla o filmi izlemekten vazgeçiyoruz.

doğrusu bu çok da hatalı bir tutum değil, çünkü bu tutum bizi çoğu zaman kötü film izlemekten kurtarabilir. ama bununla beraber yalnızca çoğunluğun beğendiği filmlerle muhatap olmamıza ve bazı muhteşem filmleri hiçbir zaman keşfedemememize de sebep olabilir.

aşağıya karaladığım listedeki filmlerin hepsi için 'muhteşem' diyemem, ama hiçbirinin aldığı puanı hak etmediğini ve film izlemeyi seven herkesin tüm bu filmlere muhakkak bir şans vermesi gerektiğini rahatlıkla söyleyebilirim. şimdiden iyi seyirler.

1) spider (2002) - (david cronenberg) - 6,8

psikiyatrik tedavi için uzunca bir süre klinikte yatan genç bir adam sonunda doğu londra sokaklarına geri döndüğünde tanıdığı sokakların sesleri, görüntüleri ve hatta kokuları onda çocukluğuna dair gömülü kalmış hatıraları canlandırır ama bazıları için aklını kaybetmekten daha kötü bir şey varsa o da ona geri kavuşmaktır.


2) we the animals (2018) - (jeremiah zagar) - 6,9

manny, joel ve jonah, mütevazi bir yaşam süren ebeveynleri ile şehir dışında yaşayan üç kardeştir. genellikle kendi hallerine bırakılan üç kardeş, büyürken kendi yollarını bulmaya çalışır. manny ve joe, zaman içerisinde babalarına benzerken, en küçükleri olan hayalperest jonah, yaşadığı yerden kaçma ihtiyacı hissetmeye başlar.


3) laitakaupungin valot (2006) - (aki kaurismäki) - 6,8

chaplin'in şaşkın kahramanlarına benzeyen koistinen, hayatın zor koşullarında ilerleyebilmek için küçük fırsatların peşindedir. fakat iki dostu ve toplumun acımasız güçleri, koistinen'in en basit hayallerini bile birer birer yok etmeyi kendilerine iş edinmişlerdir.


4) a ghost story (2017) - (david lowery) - 6,8

kaybın, geriye kalanların, aşkın ve varoluşun korkunçluğunun keşfine çıkan filmde yakın zamanda ölmüş, beyaz çarşaflı bir hayalet, evine dönerek karısına ulaşmaya çalışır.


5) at eternity's gate (2018) - (julian schnabel) - 6,9

vincent van gogh'un hayatını ve arles'teki son zamanlarını konu alan film, ünlü ressamın hayatının bilinmeyenlerine de değiniyor.


6) stay (2005) - (marc forster) - 6,7

sam foster, işine kendini adamış new york'lu bir psikiyatristtir ve 21'inci yaşını doldurduğu gün intihar etmeyi düşünen bir hastasını bu intihardan kurtarmaya çalışmaktadır. fakat hastası genç henry lethem'in intihar arzusunun ardında gerçek ötesi bir gizem saklıdır. sam, henry'nin hayatının derinlerine indikçe hayal gücü ile gerçeklik arasındaki sınırlar ortadan kalkmaya başlar.


7) vanilla sky (2001) - (cameron crowe) - 6,9

imrenilecek bir hayat yaşayan david aames, günün birinde hayatının kadınıyla(sofia) tanışır ancak kısa bir süre sonra yaptığı bir hata hem sofia’yı kaybetmesine neden olur hem de hayatındaki her şey oldukça karmaşık bir hal alır. david bir yandan sofia’ya tekrar ulaşmaya çalışırken bir yandan da zihinini kemiren bu karmaşıklığa bir çözüm bulmalıdır.


8) i'm thinking of ending things (2020) - (charlie kaufman) - 6,6

erkek arkadaşı jake'le birlikte onun ıssız bir bölgede yaşayan ailesiyle tanışmak için yolda olan genç kadın bir yandan da ilişkilerini bitirmeyi düşünmektedir. jake beklenmedik bir şekilde farklı bir yola sapınca ikili arasında bir gerginlik yaşanır. çiftliğe vardıklarındaysa jake'i tanıdığını sanan genç kadın aslında durumun bambaşka olduğunu anlar.


9) ironweed (1987) - (hector babenco) - 6,7

helen new york’ta yaşayan, evsiz, eski bir şarkıcıdır. içkiye düşkünlüğü, girdiği kötü ilişkiler ve başına gelen talihsiz olaylar sonucu sokaklarda yaşamaya başlamıştır. kendisi gibi evsiz olan francis de bir karısı, ailesi, hatta torunu olmasına rağmen evinde yaşamak yerine sokakları tercih etmiştir. geçici bir iş ve karnını doyurmak için yaşam mücadelesine giren birçok umutsuz insan da, tıpkı francis ve helen gibi fırtınalı bir hayatın içinde, büyük bir sefaletle baş başadırlar. amerikan rüyasının kabustan ibaret olan diğer yüzü...


10) what dreams may come (1998) - (vincent ward) - 6,9

chris ve annie, birbirlerine delicesine aşık bir çifttir. kendi kurdukları pembe dünyalarında gayet huzurlu bir biçimde yaşamaktayken bir otomobil kazasında çocukları ölünce büyük bir depresyona giren annie'yi chris'in sevgisi ve şefkati yaşama bağlar. ancak günün birinde chris de ölünce, bunca acıya daha fazla dayanamayan annie kendi canına kıyar. karısıyla cennette buluşacağını uman chris, onun cehenneme gönderildiğini öğrenince cenneti terk eder ve karısını kurtarmak için cehennemin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkar.


11) blind (2014) - (eskil vogt) - 6,8

yazarlık yapmakta olan ingrid, görme yetisini kaybeder ve onun için yeni bir hayat başlar. kör olmasıyla birlikte seslere olan hassasiyeti artar ve bundan keyif alır. doğanın sesini dinlemek ona farklı bir huzur verir ve hatta araba sesi ya da radyo sesleri dahi günlük hayatın melodisi gibi gelir. ancak yanlarına taşınan yeni komşuları zamanla ingrid'i tedirgin etmeye başlar. sesler içerisinde akıp giden zamanda ingrid, hayal ve gerçeği ayırt etmeye çalışırken, bu sırada akli dengesini de korumak için büyük çaba sarf eder.


12) i'm still here (2010) - (casey affleck) - 6,2

2008 sonbaharında hiç beklenmedik bir anda emekli olduğunu açıklayan ve kendisini bir hip-hop müzisyeni olarak yeniden keşfetmeye karar veren joaquin phoenix'in hayatından oldukça çalkantılı bir kesit. iki kafadarın (joaquin ve casey) tüm dünyayı trolleme deneyi. oldukça keyifli bir mockumentary.


13) the beaver (2011) - (jodie foster) - 6,6

walter black hem iş hem de aile yaşamında birtakım sorunlar yaşamakta ve ciddi anlamda depresyonla boğuşmaktadır. eski mutlu günlerine kavuşmak için her yolu deneyen black, en sonunda el kuklası şeklindeki bir oyuncak kunduz sayesinde hayata yeniden tutunmaya başlar.


14) the voices (2014) - (marjane satrapi) - 6,3

yıllardır bir kadının ilgisi için çırpınan tuhaf ama sevimli jerry hickfang'in hayatına giren bir kadın her erkeği olduğu gibi onu da değiştirmeye başlar. ilişkileri aniden tehlikeli bir hal alınca da jerry’nin kötü kedisi ile iyiliksever köpeği onu nihai kurtuluşa götüren fantastik bir yola sokar.


15) la nuit a dévoré le monde (2018) - (dominique rocher) - 6,0

partilediği bir gecenin ardından uykusundan uyanan sam, tüm şehirde kendisi dışında herkesin zombiye döndüğünü görür. korku içerisinde kalan genç adam kaldığı binanın içerisine barikat kurarak kendisini yaşayan ölülerden korumaya çalışır. fakat bu sandığı kadar kolay değildir. istilanın yanı sıra sessizlik ve yalnızlık içerisinde ne kadar süre dayanabileceğini düşünen sam gerçekten istiladan kurtulabilen tek kişi midir?


16) les frères sisters (2018) - (jacques audiard) - 6,9

hermann kermit ölecek. commodore emri verdi, eli ve charlie sisters kardeşler gerekeni yapacak. altına hücum amerikası'nın şöhretli tetikçileri onlar. öldürmek charlie'nin doğasında var, sevdiği işi yapıyor. eli ise bir katil için fazla vicdanlı. "belki başka türlü bir hayat mümkündür?" sorusu dönüp duruyor zihninde. kermit'in izinde kaliforniya'daki altın madenlerine doğru yolculuk yaparken şundan emin, bu onun son işi olacak. ama hermann kermit keşke herhangi bir iş olsaydı.


17) us (2019) - (jordan peele) - 6,8

adelaide ve gabe wilson çifti, 2 çocuklarıyla kuzey kaliforniya sahil kıyısında bulunan evlerine giderler. tyler ailesi ile geçirdiği bir günün ardından adelaide, ailesinin başına kötü şeyler geleceğini düşünerek paranoyaklaşmaya başlar. ailenin, gece yolda el ele tutuşmuş 4 kişiyi görmesiyle işler daha da garipleşecektir; çünkü gördükleri dörtlü kendilerinin birebir kopyalarıdır.


18) what they had (2018) - (elizabeth chomko) - 6,7

bridget, kardeşi nicky’nin ısrarı üzerine chicago’ya gelir. karlı bir kış gecesi tek başına sokağa fırlayan alzheimer hastası annelerinin durumu kötüye gitmektedir. ne yapılacağı konusunda tartışmalar sürerken, ‘hastalıkta ve sağlıkta’ sözüne hala bağlı olan babaları eşinden hiçbir koşulda ayrılmak istememektedir.


19) mafak (2018) - (bassam jarbawi) - 6,8

ziad ve remzi, filistin’de el-amari mülteci kampında kalan iki küçük çocuktur. oyun oynarlarken yaşanan bir kaza onların birbirine daha çok bağlanmasına vesile olur. on sekiz yaşına geldiklerinde ise el-amari basketbol takımının yıldız oyuncuları olurlar. her şey yolunda gittiği sırada remzi’nin çapraz ateşte öldürülmesi ziad için büyük bir yıkım olur. arkadaşının intikamını almayan çalışan ziad, israil askerleri tarafından yakalanır. işkence ile geçen on beş yılın ardından serbest bırakıldığında ise yeni hayatına alışması pek de kolay olmaz. geçmişte takılı kalan ziad, modern hayatın altında ezilince her şeyin başladığı yere dönmeye karar verir.


20) a boy called sailboat (2018) - (cameron nugent) - 6,7

kendi halinde yaşayan hispanik bir aile küçük çocuklarının olağanüstü yeteneğinden oldukça ümitlidir. sailboat isimli çocuk, hiç anlatılmamış mucizevi bir öyküyü küçük gitarıyla anlatma yetenekleriyle donatılmıştır.


21) radiator (2014) - (tom fisher) - 6,8

yaşlanan ebeveynlerle baş etmenin zorlukları hakkında kara mizahla dolu dokunaklı bir dram.


22) katie says goodbye (2016) - (wayne roberts) - 6,7

amerika'nın güneybatısında yaşayan 17 yaşındaki iyi kalpli katie, san francisco'da sıfırdan başlayacağı bir hayatın hayalini kurar. ancak başkalarına karşı takıntılı empatisi onu kolay bir av haline getirir. saflığı, iyi niyeti ve hayalperestliği en çok sevdikleri tarafından kullanılmasına neden olur.


23) indignation (2016) - (james schamus) - 6,8

marcus messner kasaplık yapan yahudi bir ailenin oğludur. 1951 yılında, küçük ve muhafazakâr ohio kolejinde okumak için new jersey'den ayrılır. kolejde anti-semitizm, cinsel baskı ve devam eden kore savaşına karşı mücadele ederken yavaş yavaş kendini keşfedecektir. film, philip roth’un 2008 yılında yayınlanan "öfke" romanından uyarlanmıştır.


24) rider jack (2015) - (this lüscher) - 6,4

jack, yurt dışında yeni bir başlangıcın hayalini kurarken kendini hiç beklenmedik bir şekilde, çocukluğundan beri görmediği ve nefret ettiği babası paul'e bakmak zorunda bulur. paul, alzheimer hastasıdır ve hâlâ yapabiliyorken oğluyla barışmak istemektedir. jack bazı şeyleri hatırlamaktan korkuyordur, babası ise unutmaktan. ikisinin dünyası çarpışır ve isviçre'nin italyanca konuşulan bölgesi ticino'ya yapılan yolculuk, acıyla bastırılmış geçmişe doğru bir yolculuğa dönüşür.


25) in this gray place (2018) - (r.d. womack) - 4,7

zorluklarla geçen hayatını düzene koymak için acil paraya ihtiyacı olan aaron bir soygun gerçekleştirir ancak başarısızlıkla sonuçlanan bu girişim çözülmesi zor bazı sorunlar yaratır ve umumi bir tuvalette polislere karşı barikat kurduğu esnada hem halüsinasyonlarla hem de korkunç bir sırla yüzleşir.


26) irrational man (2015) - (woody allen) - 6,6

profesör abe lucas duygusal anlamda dibe vurduğu bir dönemde küçük bir kasabaya taşınır ve buradaki üniversitede felsefe dersleri vermeye başlar. dersini alan gençlerden biri olan jill pollard sınıfın en parlak öğrencisidir ve zamanla ikisi arasındaki bir arkadaşlık başlar. jill, sevgilisi roy ile uzun süredir mutlu bir birliktelik yaşasa da abe'i çekici bulmaktan kendini alamaz. abe ve jill birlikte vakit geçirdikleri günlerden birinde bir yabancının konuşmasına kulak misafiri olurlar. abe kadının anlattıklarından fazlasıyla etkilenir ve kendisi de dahil birçok kişinin hayatını derinden etkileyecek bir karar alır.


27) the winning season (2009) - (jim strouse) - 6,6

boşanmış ve alkol batağına düşmüş eski bir basketbol yıldızı olan bill'e, indiana'daki küçük bir lisenin kız basketbol takımı antrenörlüğü teklif edilince onun için hayata yeniden tutunma ihtimali doğar. emma roberts, rooney mara ve emily rios gibi günümüz yıldızlarının henüz popüler olmadan önce başroldeki sam rockwell'e eşlik ettiği samimi bir film.


28) om det oändliga (2019) - (roy andersson) - 6,8

tüm güzelliği ve acımasızlığı, ihtişamı ve sıradanlığıyla hem insan yaşamının hem de varoluşun kırılganlığının sinematik bir yansıması.


29) en duva satt på en gren och funderade på tillvaron (2014) - (roy andersson) - 6,9

sam ve jonathan, hayattan bıkmış iki gezgin satıcıdır. ne işleri tıkırındadır, ne de yaptıkları işten memnun oldukları söylenebilir. en sonunda bu gidişi değiştirebilmek için taktik değiştirmeye, insanlara daha cafcaflı laflar etmeye, icabında yalan söylemeye karar verirler.


30) permanent vacation (1980) - (jim jarmusch) - 6,2

yaşam felsefesini çok erken oluşturmuş ve kendi ayakları üstünde durmaya alışmış bir genç olan allie, 80'li yılların manhattan'ında hayatını müzik ve graffiti arasında amaçsızca sürdürmektedir. sürekli bir işi olmayan, kalıcı ilişkilere giremeyen ve lower east side caddelerinden başka kalacak gerçek bir evi olmayan delikanlı, devamlı yeni insanlarla tanışıp oradan oraya sürüklenen gerçek bir 'aylak'tır. film, kendini "sürekli tatilde olan bir turist" olarak tanıtan allie'nin yaşamından kısa bir kesiti yansıtır.