Daha İyi Fotoğraf Çekmek İsteyenler İçin Ufuk Açıcı Tavsiyeler
*portre fotoğraflarında netleme yapılırken gözler ölçü alınmalıdır. gözler net değilse, fotoğraf net değildir.
*fotoğrafta kadrajın içine doğru yürüyen insanlar (veya objeler) güzel görüntü verir. kadrajın dışına doğru hareket genel olarak rahatsız edicidir.
*fotoğrafın arka planında net veya bulanık ne bulunursa bulunsun ana konu ile ilgili olmalıdır. tersi durumda bu görüntüler fonksiyonellik değil, gelişigüzellik sergiler.
*hareketli objeler görüntülenirken hareket doğrultusunda boşluk bırakmak fotoğrafa estetiklik katar.
*peş peşe koşan, yürüyen insanlar, birkaç tane sıralı ağaç, elektrik direği, minare vs. fotoğraflanacaksa objelerin arasında eşik boşluk bırakılması önemlidir. bu fotoğrafa artı puan kazandırır.
*fotoğraflarda ufuk çizgisini kadrajda alttan ya da üstten 1/3 oranında konumlandırmak önemlidir (altın kural).
*gökyüzünün kullanıldığı fotoğraflarda altın kesim kuralı uygulanırken oranlama, vurgulanmak istenen bölgeye göre yapılır. gökyüzü vurgulanmak isteniyorsa gökyüzü; fotoğrafın 2/3’ünü, kara parçası vurgulanmak isteniyorsa gökyüzü fotoğrafın 1/3’ünü oluşturmalıdır.
*öğle saatlerinde (güneşin sert aydınlatması) dışarıda çekim yapılacaksa ve güneş obje-modelinize dik olarak geliyorsa oluşacak sert kontrastı önlemek için flaş kullanılabilir.
*gün doğumunun hemen sonrası çiçek fotoğraflamak için en uygun zamandır. çünkü çiçeklerin yoğun renkleri bu saatlerde iyi vurgulanır. çekim yapılırken pozlama sürelerini uzun tutmak daha iyi sonuçlar için gereklidir.
*portre fotoğraflarında modelin başının üst tarafında fazla boşluk olmamalıdır.
*güneş ışığında portre çekerken güneşi modeliniz ile aranıza konumlandırın. eğer güneş sizin arkanızdan doğrudan modelinizin yüzüne gelirse gözlerini kısar. güneş, modelinizle aranızda olursa ayrıca modelinizin saç hatları ortaya çıkar ve bu durum fotoğraf için daha estetik bir görüntü oluşturur.
*portre fotoğraflarında fon sade olmalıdır. dikkat dağıtıcı etkiler ve objeler kadrajda bulunmamalıdır.
*insan gruplarını fotoğraflarken insanları ip gibi sıralamayın. bir objenin veya bir kişinin etrafında kümelendirin. aksi durumda fotoğraf sıradan ve sıkıcı olur.
*portre fotoğrafları için en güzel ışık pencereden gelen ışıktır. modelinizi, bir omzu pencereye bakacak şekilde, pencerenin hizasında değil de biraz gerisinde konumlandırın ki pencerenin kenarlarından gelen ışığı kullanmış olun. bu ışık çok yumuşaktır. siz de bir omzunuz pencereye bakacak şekilde durun. ve fotoğrafı, modelinizin çok az üstünde olacak şekilde bakarak çekin.
*açık havada portre çekiyorsanız modelinizin gölgede olması iyi sonuçlar verir.
*modelinizi fotoğrafta daha ince göstermek istiyorsanız modelinizi kadraja göre hafif yan konumlandırın ve ellerinin vücuduna bütünleşmesine izin vermeyin. örneğin modeliniz elini beline koyacaksa dirsek kısmı vücuduna bütünleşmesin, biraz açık olsun. modeliniz makineye doğru hafif yan dururken, belinin üst kısmından itibaren tamamen makineye dönük olması gerekir.
*fotoğraf makinelerinde bulunan dahili flaşın sert etkisini önlemek için flaşın önüne beyaz kağıt mendil koyulabilir. bu, flaşın sert etkisini kısmen olsa da yumuşatacaktır.
*güneş battıktan sonra oluşan 15-20 dakikalık mavi karanlık; iyi aydınlatılmış, hatları belirginleşmiş yapıların fotoğraflanması için en uygun zaman dilimidir.
*güzel gün batımı fotoğrafı çekmek; vizörde batmakta olan güneşi görmeyecek şekilde, makinenizi güneşin hemen üst tarafına doğrultun, ardından deklanşöre yarım basın ve basılı tutun, daha sonra çekmek istediğiniz kareyi kadraja alın ve yarı basılı tuttuğunuz kadraja tam basarak fotoğrafı çekin.
*ters ışık fotoğraflarında daha dramatik bir etki için diyaframı bir tık tada kısabilirsiniz (veya pozlandırmayı -1 değerinde düşürün).
*tripot veya monopot kullanmayarak tele objektifler ile sarsıntısız ve net fotoğraf çekmek için kabaca bir formül var; en az odak uzaklığı kadar enstantane değeri kullanmak. örneğin; 250mm odak uzaklığı ile fotoğraf çekiyorsanız enstantane hızınız en az 1/250 olmalıdır.
*fotoğraflanacak bir konu gördüğünüzde anında deklanşöre basmayın. bunu herkes yapabilir. bir konunun tek bir bakış açısı olmadığını bilerek konuya farklı açılardan bakmak önemlidir. göz hizasından çekilen her fotoğraf, her zaman en doğru açı olmayabilir. fotoğrafçı, konusu için kendine özel ve konuyu daha vurucu hale getiren çarpıcı bir nokta aramalıdır. fotoğraf eğer anlık bir çekim gerektirmiyorsa yani ‘’o an’’ fotoğrafı değilse, konuya, çevreye ve mekana alışmak için biraz ‘’zaman kaybedin’’.
*iyi bir kompozisyon, fotoğraftan her hangi bir lekenin çıkarılıp çıkarılamayacağı ile ölçülür. iyi bir fotoğraftan tıpkı bir şiirden her hangi bir kelimeyi çıkaramayacağımız gibi her hangi bir lekeyi de çıkaramayız. kadraj içinde, anlatımı her hangi bir şekilde desteklemeyen bir öge varsa gereksiz yere izleyicinin ilgisini çeker ve rol çalar.
*insan doğası önce geneli sonra ayrıntıyı algılar. bu nedenle karmaşık ve bir çok ögeyi bünyesinde barındıran bir konunun fotoğrafını çekerken konunun çeşitli geometrik formlara dönüştürülmesi mesajın daha kolay anlaşılmasını sağlar. örneğin bir koyun sürüsünün s veya z şekline gelmesini beklemek veya ağaca konan kuşların geometrik bir şekil oluşturmasını beklemek gibi.
*ufuk çizgisinin (hattının) kadrajda ortada olması bölünmüşlük hissi uyandırabilir. ancak bir konu veya yansıma varsa konuyu veya yansımayı kesmeden fotoğrafı çekiyorsanız ufuk hattını ortaya koyabilirsiniz. bu, fotoğraflarda bir dinginlik duygusu oluşturacaktır.
*dikkat çeken renklerin (sarı, kırmızı, turuncu vs.) ana konu dışında bulunmamasına dikkat etmek gerekir. aksi halde bu renge sahip objeler ve ögeler ana konudan çok daha küçük alan kaplasalar dahi dikkat çeker ve ilgiyi ana konudan uzaklaştırır.
*renklerin psikolojik olarak etkileri vardır; sarı, kırmızı, turuncu gibi sıcak renkler daha enerjik ve daha parlak oldukları için soğuk renklerden daha yakın görünürler ve dikkat çekerler. bu nedenle sıcak renklerin fon olarak kullanılması tercih edilmemelidir. bu renklerin solgun tonları ise kullanılabilir. mavi ve tonları ise, insana uzak konuları (örneğin gökyüzü) hatırlatır. soğuk renklerdirler. bu nedenle fon olarak kullanılmaları uygundur ve derinlik duygusunu daha çok ortaya çıkarırlar.
*kapı ve pencere gibi dikey objeler dikey olarak kadrajlanmalıdır.
*dış mekan çekimlerinde ışığı doğrudan arkanıza alıp çekim yaparsanız düz bir fotoğraf elde edersiniz. ancak, problemli bir cilt veya pürüzsüz çıkmasını istediğiniz bir yüzeyi çekiyorsanız ışığı doğrudan arkanıza alabilirsiniz.
*her hangi bir objenin yüzey dokularının ortaya çıkması için ışığın yandan gelmesi gerekir.
*hareketli bir objenin fotoğrafını çekerken netleme sistemini ‘’devamlı mod’’ yani ‘’continious’’a alın. aksi halde hareketli obje objektife yakınlaşıp uzaklaştıkça netlemeyi koruyamazsınız.
*kontrastın yüksek olduğu (aşırı gölge-aydınlık) fotoğraflarda denge sağlamak için gölge alandan ölçüm alın. örnek değer f32 olsun. ardından aydınlık alandan alın. bu değerde f8 olsun. kontrastı dengelemek için her iki değerin ortası olan f16 değerini seçip çekim yaparsak, mevcut şartlarda dengeli bir fotoğraf elde etmiş oluruz.
*ekstra ışık kaynağı kullanmadan odanın içinde (pencere ışığı ile) portre çekecekseniz beyaz ayarını ‘’bulut’’ ya da ‘’gölge’’ olarak seçin. çünkü güneş ışığı yansımaya uğrar. eğer güneş ışığı oda içinde çok belirginse beyaz ayarı ‘’güneş’’ olarak kalmalıdır.
*yüksel binalar gibi mimari yapıların fotoğrafını çekerken (yerden) şuna dikkat etmelisiniz;
yapının tam ortasından geçen çizginin (gerçek veya hayali) alt ya da üst kenara 90 derecelik bir açı yapması gerekir ki, yapı herhangi bir tarafa devriliyor hissi vermesin.
*insan gözü herhangi bir görsele bakarken soldan başlar ve sağdan çıkar. bunu, portre fotoğraflarında kişiyi kadrajda sağ tarafa yerleştirerek kullanabilirsiniz. kişi sol tarafta olursa fotoğrafın kalanına bakmak gerekmez. sade fon kullanılan portrelerde bu kullanılabilir.
*iyi bir manzara fotoğrafı çekmek istiyorsanız ışığın yatık olarak geldiği saatleri, yani sabah ve akşam saatlerini seçin. böylece güneşin sıcak renklerinden ve objelerle form oluşturduğu zaman diliminden faydalanmış olursunuz. bu durum; kış ayları ve kuzey yarım küre için geçerli. yazın ise, güneş erken saatlerde tepede olacağı için bunu uygulamak zor.
*iç mekan fotoğraflarında yandan gelen ışığı kullanmak hem objenin üçüncü boyutunu hem de fon ile arasındaki derinliği ortaya çıkarır.
*gün batımı fotoğraflarında beyaz ayarını ‘’flaş’’ olarak seçerseniz turuncu ağırlıklı bir fotoğraf elde edersiniz.
*portre fotoğraflarında kişiyi yaşadığı veya çalıştığı yer ile fotoğraflarsanız fotoğrafın yaşadığı izlenimini verirsiniz ve izleyiciyi fotoğrafın içine çekmiş olursunuz.
*iç mekan fotoğraflarında pozlandırma iç mekana göre yapılırsa pencereler ışık olarak patlar. pozlandırma dış mekana göre yapılırsa iç mekan karanlık çıkar. bunu gidermenin en iyi yolu; poz ölçümünü dış mekandan alıp ayrı değerleri iç mekanda da uygulamaktır. böylece herhangi bir sorunla karşılaşmazsınız.
*fotoğraflarda noise oluşmasının bir başka nedeni de sensörün ısınmasıdır.
*noise etkisini minimuma indirmek için yapılması gereken ilk uygulama; makine menüsünde bulunan ‘’noise reduction’’ seçeneğini aktifleştirmektir.
*portre fotoğraflarında eğer modelinizin cildi lekeli, sivilceli, pürüzlü vs. ise ışığı modelin tam karşısından vermek bu sorunları büyük ölçüde giderecektir. bu yüzden, doğrudan karşıdan gelen ışığı manzara fotoğraflarında mümkün olduğunca kullanmamak gerekir.
*model veya objeye karşıdan ve doğrudan gelen ışık dolgu ışığı olarak kullanılır. önden gelen bu ışık özellikle ana ışığın oluşturmuş olduğu gölgeleri azaltmakta kullanılır. her zaman için ana ışık kaynağından 1 stop daha az şiddette düzenlenir ki, ana ışık kaynağının oluşturduğu formu bozmasın.
*tepeden gelen ışık ile yapılan portre çekimlerinde göz, burun ve çene altında istenmeyen ve portreyi hoş göstermeyen gölgeler oluşur. bu durumda, bu gölgeler için dolgu ışık, ya da yansıtıcı kullanılmalıdır.
*bir fotoğrafın yapısındaki kontrast oranı o fotoğrafın bir nevi karakterini de ortaya çıkarır. yüksek kontrastlı görüntüler daha cesur, güçlü, dinamik, keskin ve dramatiktir. düşük kontrastlı görüntüler ise daha yumuşak ve tarafsızdır. yalnız bu genelleme her zaman için geçerli değildir.
*uzun pozlama ile yapılacak olan çekimlerde uzaktan kumanda veya kablolu deklanşör kullanılsa bile, eğer fotoğraf makinesinde ayna kaldırma özelliği varsa, çekim sırasında aynanın yukarı hareketinde fotoğraf makinesi sarsılmasın diye aynayı çekimden önce yukarı (mirror up) kaldırmak gereklidir.
*pencere ışığı kullanılarak yapılan çekimlerde eğer ışık sert ise perde tülü vs. kullanılarak ışığın sertliği düşürülebilir.
*dış mekân çekimlerde portre çekiliyorsa kullanılacak olan reflektör çap olarak portreden büyük olmalıdır.
*portre çekimlerinde reflektör kullanılırken reflektörün yansıtacağı ışığın kesinlikle yukarıdan gelmemesine dikkat edilmelidir. reflektör ışığı göz seviyesinin altından gelmeli ki, hem göz altındaki gölgeleri hem de çene altındaki yani boğaz hizasındaki gölgeleri yumuşatabilsin.
*az ışık ortamında kontrast kontrolü;
öncelikle fotoğraf makinenizin ıso/asa değerini minimuma alın. fotoğraf makinenizin ölçüm modunu ‘’tv’’ olarak seçin (canon için tv, nikon için s). örtücü hızını 1/30’a alın. bu değer, ortalama her konuyu tripotsuz çekebileceğiniz bir örtücü değeridir. mümkünse kadrajınıza pencere girmeyecek şekilde bir ölçüm yapın. eğer fotoğraf makinenizin pozometresi az ışık uyarısı veriyorsa (canon’da en açık diyafram rakamı yanıp söner. nikon’da ise ‘’lo’’ yani low yazar)o mekanda ışık az demektir. yani siz, her şeyi çıplak göz ile görebilseniz de fotoğraf çekmek için ışık yeterli değildir.
*kar yağdıktan sonra manzara fotoğrafı için güneşin çıkmasını beklerseniz daha iyi görüntüler elde edersiniz.
*soğuk havalarda dışarıda çekim yapılıyorsa, çekime kadar makinenizin pilini cebinizde taşıyın. böylece hem pilin donmasını engellemiş olursunuz, hem de enerji kaybolmasını engellemiş olursunuz.
*bulutlu havalarda çekim yaparken ışık ayarını ‘’flaş’’ olarak seçerseniz, baskın mavi rengi dengeler ve sıcak bir atmosfer oluşturursunuz.