DOĞA 2 Kasım 2018
51,7b OKUNMA     915 PAYLAŞIM

Dünya Tarihinde Şimdiye Kadar Görülmüş 5 Devasa Buzul Çağı

Şu anda bile bir Buzul Çağı'nın içinde olduğumuzu düşünürsek bu kavram ve yarattığı etkiler gerçekten inanılmaz.


dünya tarihinde beş adet majör buz çağı görünüyor

(bkz: glacial period). bilinen ilk buz çağı takribi 2 milyar sene önce gerçekleşmiş huronyan buzul çağı. (bkz: huronian glaciation)

bir sonraki ise 850 milyon yıl önce başlayıp yaklaşık 200 milyon yıl devam ederek 630 milyon sene önce sona ermiş ve muhtemelen en çetin koşulların oluştuğu buz çağı. o dönem için derler ki dünyamız uzaydan bembeyaz bi kartopu misali görünürmüş. ekvatora kadar gelmiş buzullar. böylesine kuvvetli bi periyot nasıl son bulabilmiş diye soracaksak, cevabı sera etkisi yaratan gazlar (bkz: greenhouse gases) olacak. sormaya devam edeceksek de volkanlar çıkacak karşımıza. öyle ya, en şiddetli sera gazı olan karbondioksit, bir o kadar şiddetli süper volkan patlamaları ile dünyanın şu anda dahi her an amına koyabilecek kırattadır. venüs'ü mahveden, yüzey sıcaklığını 500c gibi çılgın seviyelere çıkaran sera etkisidir, güneş'e yakınlığının direkt etkisi değil. öyle olsaydı, merkür yüzeyinden daha sıcak olmazdı venüs'ün yüzeyi. atmosferin mi var, derdin var aslında.

buzullar, hem okyanuslarda hem karada yüksek miktarda bulunursa, karbondioksiti azaltacak ve suda çözünmesini sağlayacak en önemli iki etkeni inhibite ederler. silikat bozulması ve fotosentez. yani bu ikisini engellerseniz, karbondioksit alır başını yürür efendim. bu çağın sonu, kambriyen patlamasını da tetiklemiş olabilir. zira ciddi minvalde karbondioksit, azot ve oksijen derişimi için ani pik değişiklikleri mevcuttur sonlarına doğru.


sonra andean-saharan denen buzul çağı çıkageldi

460 milyon yıl önce başladı ve 420 milyon yıl önce sona erdi. arada 40 milyon yıllık bir zaman var. bununla ilgili çok bilgi yok elde. öyle gelmiş geçmiş. 40 milyon senesini almış lakin dünyanın. türümüzün henüz 200.000 yaşında olduğunu kavrarsak, bu süre içinde 200 kez insan türü çıkarıp yok edebilir örneğin dünyamız. hakikaten tahayyül sınırlarınızın ötesinde bi zaman dilimi 40milyon.

sonralar sonrası

gezegenimizde karasal bitkiler evrimleşmeye ve hükümdarlıklarını ilan etmeye başlayınca, yani ortalığı klorofil krallığı istila ettiğinde, bittabii efenim atmosferdeki karbondioksit azalmaya, oksijen seviyesi ciddi oranda artmaya başladı. eh tabi bunun da sonucu, yeni bir buzul çağı olacaktı. oldu da.

karoo ice age diye literatüre giren buzul çağı, 360 milyon sene önce başlayıp 260 milyon sene önce sona ermiş görünüyor. güney afrika'nın karoo bölgesinde buzul çökelleri bulununca insanoğlu, (bir nevi buzul fosili diyelim) 100 milyon senelik tarih aralığı netleşmiştir. bu çağ karbonifer döneminin neredeyse tamamını kapsar ve erken permien'e dek devam eder.


şimdi ilginç gelecek belki ama son majör buzul çağı 2.8 milyon yıl önce başladı

şu anda devam ediyor. dikkat ederseniz yukarıda anlattığım buzul çağları öylesine uzun sürelere yayılmışlar ki, hiç te öyle the day after tomorrow heyecanı ile başlayıp bitmeyecek bu ızdırap. öyle bi bilim adamı çıkıp bağır çağır ortalığı ayağa kaldırmaya falan çalışmıcak. biz muhtemelen hiç hissetmeyeceğiz değişikliği. biz derken, insan türünü komple kastediyorum. ama nasıl olur? 20.000 sene önce ciddi bir kış yaşadı dünya. dünya üzerindeydik ve neanderthal türleri ile gen alışverişindeydik hatta. ee? o efenim, buz çağı değil. buzul dönemi idi. karıştırmamak lazım.

her büyük buz çağı, (bkz: ice age) içinde dönemler barındırır. bu dönemler çevrim yapar sürekli olarak. az değil onmilyonlarca süren çağlardan bahsediyoruz. yukarıda 200 milyon yıllık, 40 milyon yıllık vesair çağlar gördük.

bunlar çağ.

bunların içinde 20bin 10bin gibi ufak çevrimler oluyor. işte milankovitch çevrimleri bu algoritmanın nasıl yürüdüğünü anlatmaya çalışıyor. yani biz şu an bir buz çağındayız onun kaçarı yok. lakin her buz çağı, iki çeşit çevrim atıyor ve bu sürekli döngü halinde.


glasiyel periyod (bkz: glacial period) yani buzul devri, ve onu izleyen buzularası periyodu (bkz: interglacial period)* . ilk dönem bilimadamları, coğrafi bulgulara baktıklarında interglasiyel dönemlerin, glasiyel dönemlerden görece daha uzun sürdüklerini teorize etmişler. bunu, kaya erozyonları, buzul kökenli blok halindeki kil yapıların pozisyon değişimleri ve yerleşimleri, yine buzul sırtlarının ve tepeciklerinin oluşma şekilleri vs gibi birçok coğrafi oluşuma bakarak teorize ediyorlar ve aslında bütün bunlar buzul çağlarının gerçekten "olduğunu/yaşandığını" gösteren de ipuçları.

neyse, buzul çağlarındaki (bkz: ice age) bu iki periyot, yani glasiyel ve interglasiyel kardeşler, birbirlerini milankovitch döngüsü ile izler ve 20bin senede bir döngülenir. hiç olmazsa görünen o şu ana kadar. ya da daha açık olacaksak, rus buzul istasyonu vostok son verileri ile bize bunu anlatıyor. okurken, karbondioksit derişim oranının sıcak hava ile doğru orantılı olduğunu unutmayınız. malumunuz, yeşil ev etkisi zira o, soğuk sularda, sıcak sularda olduğundan daha iyi çözünür.

bunca detay bi yana, 20bin sene önceki buz devrinden insan türü alnının akıyla çıkmış olsa da, neredeyse tür yokoluşu ile karşı karşıya kalmıştır. hakkaten şaka maka kibrit suyu sıkacakmış doğa ana kökümüze. elon musk, tim cook, mark zuckerberg, izzet altınmeşe falan bunların ataları hep yok olacakmış.

insan bazen hayret ediyor.


nerden biliyoruz peki böyle olduğunu?

paleoantoloji anlatıyor bize. bulgular, fosillerin coğrafik dağılımı hakkında deyim yerindeyse çılgın atıyor. bir buzul devrinde, soğuğa adapte olmuş organizmaların daha çok aşağı enlemlerde (bkz: ekvatora yakın paraleller) dağılım gösterdiği, daha sıcaksever bünyelerin ise tür yok oluşuna seyirttiği (bkz: extinction) ya da daha iyi ihtimalle ekvatora yakın paralellerde çok adetlerde ve yoğunlukta sıkışıp kaldığı gözleniyor. bunlar fosil kayıtları ve de oldukça açıklayıcılar.

geçmişte buzullar, dönemlerin kendi iklim özelliklerini yaratmayı başardı. bu buzullardan alınan kesitler incelendiğinde eskilerin klimatik özelliklerini bulabiliyoruz. buna climate proxy deniyor. misal şimdi vostok gibi buzullardan alınan kesitlerde su içerikli ağır ve hafif izotoplar var. bilinen bir gerçek, ağır izotopların buharlaşma özgül ısısı çok daha yüksek. dolayısı ile kesitteki izotop (ağır/hafif) derişimi oranları hesap edilerek geçmişin sıcaklık haritası kolaylıkla çıkarılabiliyor. bu yöntem de buzul çağlarının varlığına işaret ediyor ve yukarıda anlatılan fosil bulguları ile oluşturulmuş periyotlarla örtüşüyor.

hülasası, dünyada kitlesel anlamda çok çok büyük acılar varolagelmiş. dimağın sınırları toplam acının anlaşılması yahut tahayyül edilmesine yetmez. edebiyatla, felsefe ile bazen anlamlandırmaya, alegorik söyleyişlerle betimlemeye çalışırız sadece. hangi araç ile anlamlandırmaya çalışırsak çalışalım, yaşamın, o vital enerjinin, bütün bu çetin arazi ve iklim koşullarına rağmen halen varlığını sürdürebilmesindeki inatçılık, güzelliğin ta kendisi ve bütün o çekilmiş sonsuz acıyı unutturmaya bir nebze olsun yardımcı oluyor benim nezdimde.