UZAY 22 Ocak 2018
92,4b OKUNMA     1076 PAYLAŞIM

Dünya'dan 400 Km Uzakta, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda Astronotlar Nasıl Yaşıyorlar?

Dünya'dan yaklaşık 400 km uzakta, uzayda asılı duran Uluslararası Uzay İstasyonu'nda görevli astronotlar için şartlar oldukça sert.


1. temiz hava

astronotların soluması için gerekli hava yine astronotların kendi soluduğu havadan, vücuttan atılan terden ve idrarından oluşur. istasyonun belirli kısımlarına yerleştirilen bir makine ile astronotların nefesindeki su buharı ve elbiselerindeki ter sıvısı emilip, suyun ana bileşeni olan hidrojen ve oksijenden ayrıştırılarak oksijen tekrar kullanılır.hidrojen ise uzaya salınır. bu ayrıştırma işlemi toplanan ve depolanan suya elektrik verilerek yapılır. yine bir sıvı olarak idrarda özel bir makine yardımıyla içindeki sudan ayrıştırılıp tekrar kullanılır. tüm toplanan suyun yaklaşık %94'lük kısmı ayrıştırılabilir. en gerekli şeyi yani soluyacağımız hava işini çözdüğümüze göre diğer bir ihtiyaç yani; elektrik enerjisi nasıl sağlanır şimdi buna gelelim.


2. enerji kaynağı

istasyonun etrafındaki dev güneş panelleri, güneşten aldığı ısı ve ışığı elektrik enerjisine çevirir. istasyonun tüm elektrik ihtiyacı bu paneller sayesinde karşılanır. yalnız elektrik kaynağı olarak güneşi kullanmak, başka bir sorunu da beraberinde getirir. malum güneş, dünya ve istasyon sürekli hareket halindedir. güneş sürekli hareket ettiği için güneş panellerinin her zaman güneşe doğru bakması gerekir. bilim insanları ve mühendisler bu sorunu da şu yöntemle çözmüşlerdir. örnek olarak; elinizde millerinden tuttuğunuz boşta dönen bir bisiklet tekeri düşünün. siz boşlukta yani sürtünme olmayan bir ortamda bu tekeri döndürürseniz, tekerlek hep aynı yerde kalmak isteyecek ve dönme hareketi sizi hareket ettirmeye çalışacaktır. işte istasyonu sürekli güneşe doğru çeviren jiroskoplarda bu mantıkla çalışırlar. istasyonun bir kısmına yerleştirilen ve güneşin hareketine göre ayarlanan tekerlekler sürekli dönerek ağır ağır güneşi takip eder ve panellerin her zaman güneşe bakmasını sağlarlar.


3. yörünge

uzayda yer çekimi, atmosfer, hava olmadığından sürtünme kuvvetide yoktur. teknik olarak bir cisim bir hıza kavuştuğunda sürekli bulunduğu hızda ilerlemeye devam eder. uzay istasyonunda da aynı mantık geçerlidir fakat, bulunduğu irtifa tam olarak bir boşluk sayılmaz. uzay istasyonları uydu yörüngesinden epey aşağıdadır ve bu irtifada hala bazı moleküller bulunur. istasyon dünya yörüngesindeki seyri boyunca bu moleküllere çarpar ve çok yavaş ve az bile olsa bir sürtünme kuvvetine maruz kalır. hız düşerse dünya istasyonu kendine çeker, istasyon atmosfere düşer ve parçalanır. sovyetler birliği ilk uzay istasyonunda (bkz: salyut) bu alçalışı yenmek için roket teknolojisine benzer bir yöntem kullanarak irtifasını korumaktaydı. fakat, uluslararası uzay istasyonu farklı olarak alçalan irtifasını korumak için kendine kenetlenen uzay araçları ve roketleri kullanır.

evet, uzun süre yaşayabilecek bir ortam oluşmaya başladı. ancak hala dışarıdan gelen gök cisimlerine karşı korunmasız bir haldeyiz.


4. güvenlik

güvenlik konusu uzayda çok önemli bir konu. istasyon sürekli olarak dışarıdan gelebilecek yabancı bir cisme karşı tehlike altında. uzayda bir kum tanesi kadar olan bir cisim bile istasyonun dış katmanını delebilir. bunun sonucunda basınç düşer ve içerisindeki insanlar ölür. bu tehlikeye karşı bilim adamları ve mühendisler istasyonun tehlikeye en açık kısımlarını çelik yeleklerde de kullanılan kevlar isimli korumayla kapladı. fakat ya büyük cisimler? hala büyük gök cisimlerine karşı tehlike altındayız. bu sorunuda sürekli olarak radar ile bu gök cisimlerini tarayarak tehlike söz konusu ise istasyon hareket ettirilerek çarpma engellenir.

hmm, radar demişken, herşey tamam fakat ya iletişim?


5. iletişim

eskiden iletişim radyo dalgalarıyla sağlanıyordu. radyo dalgaları düz bir çizgi halinde ilerlediğinden istasyon antenin görüş açısında olduğu sürece iletişim mümkündü. antenin açısından çıktığında iletişim kesilirdi. nasa bir önceki gök laboratuvarında(bkz: skylab) sürekli iletişim sağlamak ve bu kaybı engellemek için burunlarına koca bir anten takılmış uçaklar kullanır, laboratuvar kapsama alanından çıktığı zaman diğer bir uçakla iletişim kurar, bu uçakları dünya etrafında sürekli uçurmak suretiyle iletişim kesilmeden laboratuvarla iletişim sağlardı. ama artık iletişim uydular aracılığıyla sağlanmaktadır. istasyon sürekli uyduların görüş açısındadır ve kesintisiz olarak yeryüzüyle iletişim halindedir.


Mecidiyeköy Trafiği Yerine Hollanda'da Bisikletle İşe Gitmeyi Seçen Birinin İmrendiren Hayatı