1. sevgiliye her şeyi anlatmak!

an-lat-ma-yın! sevgiliniz her şeyi bilmek zorunda değil. çözülmeniz demek eşittir basitleşmeniz demektir. bir gizeminiz kalmayınca, size olan alakasının azalması kaçınılmazdır. kadının aşkını tüketen şey "erkeği tam olarak tanıması"dır. bu nedenle her zaman -bir parça bile olsa- gizemli olmalısınız.

2. sevgiliniz istiyor diye tüm kız arkadaşlarınızla iletişimi koparmak!

onunla olmanız, arkadaşlarınızla görüşmeyeceğiniz, kız arkadaşlarınıza küseceğiniz anlamına gelmesin. kişilikli bir erkek olun. çevrenizde kız arkadaşlarınız olmalı ve onlarla görüşmeyi ihmal etmemelisiniz, en azından mesajlaşabilirsiniz.

sevgiliniz telefonunuzu kurcalarsa kız arkadaşlarınızın "dostane" mesajlarını okumasında sakınca yoktur. belki biraz sorun çıkarabilir, ama bunu umursamayın! zira bir kadının kadınlar tarafından talep görmediğini düşündüğü erkekten vazgeçmesi çok kolaydır. şunu aklınıza kazıyın: onlar arkadaşınız dahi olsa, diğer kadınlar tarafından talep görüyor olmanız, sevgilinizin nezdinde kıymetinizi artırıp onu size daha çok bağlayacaktır.

3. kula kulluk etmek!

aşk, insanın insana tapması demek değildir. bir erkek köpek gibi severse, kadın da kedi gibi nankörlük eder. bu böyledir.

diyelim ki arkadaşlarınızla dışarı çıkmak için sözleştiniz. ama sevgiliniz sizi aradı, kişiliksiz biri olduğunuz için arkadaşlarınızla olan planınızı size iptal ettirdi ve siz onun planına göre hareket ettiniz. işte bu noktada hayatınızın tavizini verdiniz. çünkü sizinle istediği zaman buluşabildiği için çok rahat davranacaktır. siz buluşmak isteyince o arkadaşlarıyla yaptığı planı değiştirmeyecektir.

4. sevgilinin tüm kusurlarını görmezden gelip onu baş tacı etmek!

bir erkek "ne buldum delisi" aptal aşık modunda takılmamalıdır. her insanın hataları, eksikleri olur. gerçeklerden koparak şapşal aşık gibi sorunların üzerini kapatırsanız, bir noktadan sonra onun size ve isteklerinize olan saygısını tamamen kaybedeceksiniz.

bir birey olarak sevin, kişiliğinizi sevdiğinizin arzularında "hiç" ederek değil! mutlu ilişkinin formülü budur.

5. sınırsız iltifatta ve yerli yersiz özürde bulunmak!

sürekli tekrarlanan şeyler zamanla etkisini yitirir. bir şeyi günde 10 kere söylerseniz ne tesiri kalır ne de bir kıymeti... az olan her zaman değerlidir.

iltifatı kararında etmelisiniz, özrü ise hemen hemen hiç kadar az... sevgilinizin söylediklerinize bağışıklık kazanması, cümlelerinizin anlamını yitirmesi demektir. en olmaması gereken durumu da bu ortaya çıkarır: kaale alınmamak! boş yere konuşur, sözlerinizden netice alamazsınız. hatta bu ters bile tepebilir. iltifatlarınızla poposunu fazla kaldırırsanız "ben neymişim be!" sendromuyla gözünü sizden başka erkeklere kaydırabilir.

6. sevgiliyi onun sizi sevdiğinden daha çok sevmek!

ilişkilerde her zaman bir taraf daha çok sever. eşit sevgi diye bir şey yoktur ve olamaz. hiçbir kadını tutku derecesinde severek hayatınızın merkezine koymayın. daha çok seven taraf her zaman kadın olmalıdır. zira ilişkiniz bittiğinde daha çok üzülen taraf siz olacaksınız. çünkü siz erkeksiniz. erkeğin sevgisi daha sahidir daha samimidir.

başlangıcı olan her şeyin bir sonu da olur. ilişkiniz bittiğinde kadın, olmayan şeyleri hayal edecek, siz sanki onu hiç sevmemiş, aşkınız için hiç fedakarlıkta bulunmamış ve ona söylediğiniz tüm sözler yalanmış gibi her güzel anıyı yok sayacak, hatırlamayacaktır. sizinse belki uykusuz gecelerinizin, aç geçirdiğiniz günlerinizin haddi hesabı olmayacak; ama o öyle rahat olacak ki, gerçekten yuh diyeceksiniz.

kadının vicdanını rahatlatması kolaydır. kadınların geneli zaten böyle düşünerek kendini teselli eder. belki ayrıldıktan sonra her gün içip ağlayan adam, artık ona göre her gece başka kadınlarla birlikte oluyordur. umarım gerçek bir erkektir de, o da senin arkandan üzülmüyordur.

bu 6 hatayı da işlemişseniz "tecavüze uğramışsınızdır; ancak rızanız da vardır." zira bu hatalar yanlışlıkla yapılmaz.