FUTBOL 14 Haziran 2023
21b OKUNMA     354 PAYLAŞIM

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus Neden Gönderilmemeliydi?

Jesus'un neden takımda kalması gerektiğini tane tane anlatan bir yazı.
Fotoğraf: Twitter @Fenerbahce

jesus'un ayrılışı fenerbahçe adına yine yeniden başa dönme hikayesine dönüştü

son yılların en yüksek standartlı yarışını yaşadığımız bir sezon sonrası her şeyi silbaştan yapmak çok yanlış. bu ayrılık, fenerbahçe'nin durum değerlendirmesi yapmaktan aciz bir yönetime sahip olduğunu ve bundan sonraki tercihlerin de aynı kırılganlıkta olacağını tekrar gösterdi.

1) rakibin okan buruk gibi zaten başına geçtiği takımlara hızlı bir değişim yaşatıp olumlu etki eden bir td olduğunu yıllar önce belli eden, bu malumu da başakşehir'deki ilk sezonu olan 19-20'de hem uefa avrupa ligi çeyrek finalini zorlayıp hem de süper lig'de şampiyon yaparak ilan eden bir hoca olduğu göz ardı ediliyor. yani okan buruk - galatasaray birlikteliği yuh nasıl verdik bunlara şampiyonluğu denecek bir oluşum değil.

2) jesus'la uzun vadeli bir atılım belki pek mümkün değildi, ama kimya tutmuş ve gönüllerdeki fenerbahçe'ye en yakın hale gelinmişti. bu temelin üstüne yapılacak rötuş transferlerle birlikte seneye çok daha güçlü bir fenerbahçe izlemek mümkündü. bu sefer karşısında başakşehir'e dek hiçbir takımda ikinci sene sınavı vermemiş, verdiği tek sezonda da (20-21) ocak ayını göremeden ayrılmak zorunda kalmış (bkz: #139025266) bir okan buruk olacaktı. belki okan buruk bu sınavı seneye ilk kez iyi şekilde verecek bilemeyiz tabii, ama ihtimaller daha çok fb'den yana olacak, bu yüksek ihtimalli yeni sezona hazır bir hocayla girecektiniz.


3) yine de eğer jesus'un brezilya milli takım hocalığı hevesi sezon ortasında filizlendiyse ve takıma olan odağını azalttıysa, ocak ayında gönderilmeliydi. madem gönderilmedi, o zaman kalıcı olacağı ortam ivedilikle sağlanmalı ve sezon bitmeden bu karar herkese bildirilmeliydi. ocak'tan bu yana yaşanan bu belirsizlik, yönetimin oyuncuları da bu ruh haline sokmasına sebep oldu, oyuncular o günden beri elbet bu iplerin kopacağını biliyordu. sonuçta isterseniz dünyanın en iyi hocası olun, oyuncular istemezse başarılı o la maz sı nız.

4) tüm bu olumsuzluklara rağmen fenerbahçe'nin yıllardır arayıp da bulamadığı forvet performansı bu sezon en yüksek şekilde alınmıştı. düşünün ki çift forvet ligde 29+12 gol atıyor ve fenerbahçe şampiyon olamıyor. galatasaray icardi'den 22, kerem'den 9, gomis'ten 8 gollük katkı alırken listesi mertens 6, zaniolo 5 diye daha dengeli gidiyor, fenerbahçe'nin kendi içindeki gol listesi ise bam diye 4 gole düşüyor (arda, rossi, irfan). rötuştan kastım tam olarak bu; irfan, rossi gibi elemanların başrolden uzaklaşacağı / belki gideceği ve yeni transferlerin yapılacağı, arda'nın kalırsa daha çok oynayacağı bir yeni sezon...

5) rötuş elbette doğru yapılırsa rötuş olur. o dönemleri bilmeyenlerin, galatasaray'ın meşhur dört yıl üst üste'sinin başlangıç sezonu olan 96-97 kadrosuna bugün baksa, evet hagi'ler bülent'ler hakan'lar vardı ama oha şu adam da mı varmış diyeceği oyuncular var (volkan kilimci, van gobbel, adrian knup, mert korkmaz...) yola bunlarla da çıkıldı yani. sonraki sezonlarda tolunay kafkas, saffet akyüz vb... 2000'e gelene dek hepsi bu yolda geldi, gitti, yerleri taffarel, popescu, capone, emre vs ile dolduruldu. eğer şimdi de okan buruk'la benzer bir yola gireceklerse, ilerde bugüne dönüp bakıldığında midtsjö, adekugbe, gomis gibi elemanlar da aynı lafı yiyecek. çünkü bugün de kadroda bir taffarel (muslera) var, hagi (mertens veya zaniolo) var, hakan (icardi) var...


fenerbahçe ise sürekli bu "aa bu da varmış" denilecek kategoriden adam alıp patlama yapmasını "umuyor". yönetimin geldiği günden beri bu tip transferleri yaptığını bilmesek, gustavo, arao, king, oosterwolde, samet gibi transferlerin jesus'a atfedilmesine inanacağız. bunlara elbette jesus onay verdi, ama "şartlar dahilinde" bir onay bu. en çok da samet transferi jesus'a mal ediliyor ki tam bir komedi; abdülkerim bardakçı'ya "sen o kadar para edecek adam mısın" diyen jesus değildi.

üstelik yeni sezon için, artık gaz almak mı yoksa gerçek midir bilmem ama, gerçekse ilk kez bu denli "hedefe yönelik" bir transfer politikası güdüleceğinin sinyalleri dominik livakovic, rodrigo becao, wilfried zaha gibi isimlerin basına yansımasıyla verilmişken jesus'la ayrılığın gerçekleşmesi olayı yine yapboza çeviriyor; jesus'a uygun ağırlıkta bir rötuş yapılıyor, ama bu sefer jesus gidiyor :d

işin kötüsü, ali koç'un kongreye bir senesi kaldı

imajını kurtarmak, en azından bir şampiyonluk göreyim diyeceği sürece girdik. montella, avcı, lucescu gibi isimler dolaşıyor, hepsi bir yerde mantıklı/mantıksız diye yorumlanabilir ama bir isim geçiyor ki; fenerbahçe'nin ilkelerine ters bir şekilde sergen yalçın... haberler artarsa bu tersliğe ayrıca değineceğim ama şimdilik kısaca, gerekirse felipe melo ile anlaşılsın ama sergen yalçın asla denecek kadar büyük bir rezillik olur diyeyim.