Galatasaray'ın Fulham'dan Kiraladığı Jean Michael Seri Nasıl Bir Futbolcu?
Seri nasıl bir futbolcu?
galatasaray taraftarı değilim ama bu adamın fulham çöplüğünden kiralık da olsa kurtulacak olmasına çok sevindim. 2 yıl önce barcelona'ya transfer olma noktasına gelen bir futbolcunun, bu 2 yıllık süreçte dünyanın en gerzekçe yönetilen takımı fulham'a, ardından süper lig'e düşmesi biraz hayal kırıklığı oldu ama galatasaray'da yine formunun zirvesine dönerse oradan sonra arsenal, napoli gibi takımlara sıçrayabilir.
umarım galatasaray'da nice günlerine geri döner. çünkü nice'teyken, özellikle 2016/17 sezonunda ligi 3. sırada bitirirlerken cyprien ve belhanda ile muazzam bir uyumları, orta saha dominasyonları vardı. orta sahanın her bölgesinde rahatlıkla oynayabiliyor. gerçi fulham'da temposundan ve çalışkanlığından biraz kaybetti, 6 numarayı artık kaldıramayabilir ama düzeltme şansı var. çok inceci, inanılmaz bileklere sahip. yaratıcılığı da oldukça iyi düzeyde. kendi stoperlerinin önünden aldığı topları uzun pasla rakip ceza sahasına konusunda kesinlikle bir usta. yani verratti'nin atanamamış hali gibi düşünebiliriz. fulham'da öldürülmeden önce dinamizmi, temposu da çok yüksekti, çok fazla işi yapabilen bir oyuncuydu, şimdi o konuda ne durumdadır bilmiyorum. eğer formunun zirvesinde, 2 yıl önceki gibi oynarsa süper lig'in açık ara en iyi futbolcusu olur.
Fulham'da neden Nice'teki gibi başarılı olamadı?
fulham geçen yıl 3 tane hoca değişikliğine gitti. üstelik o kadar kötü kadro kurulmuştu ki sonradan alınan babel bile bu takımda fark yarattı.
sezona slavisa jokanovic ile başladılar. daha 10 hafta dolmadan paketlendi ve yerine raineri geldi. ligin son 10 haftası kaldığında da raineri'nin yerine 8 yıl fulham forması giyen scott parker'ı hoca yaptılar.
takım championship'ten bile zaten zar zor premier lige çıkmıştı ve slavisa jokanovic ile devam kararı aldılar. championship'te 1. olup direk yükselen wolwes'in tam 11 puan gerisinde 3. olan bir takımdı fulham. bu kadar sıkıntılı kadroya sadece jean michael seri alıp sanırım premier ligde kalınmayı beklemiyorsunuz. sonuç olarak fulham kadro mühendisliği sorunlu bir takımdı. üstelik premier lige yükseldiklerinde de kadroya ciddi derecede takviye yapmadılar. sonuç olarak premier ligde barınamadılar. üstelik takım hem kötü oynuyor hem de leblebi gibi gol yiyordu. fulham premier ligin en çok gol yiyen ve en az gol atan takımıydı. zaten böyle leblebi gibi gol yiyen bir takımın hücumu hiç bir zaman düzelmez çünkü arkayı sağlama almadıktan sonra istediğin kadar gol at. -47 averaj ile küme düşen bir takımda elbette bencil oyuncular değerine değer katardı. ama jean michael seri o bencillikte bir adam değil. o yüzden de fulham macerasını çok fazla kıyaslamamak lazım. hastalığı ya da başka etkenlerde bu konuda çok etkili olmamıştır. bozuk meyvelerin arasına sağlam meyveyi de koyarsanız sağlam meyvede bozulur. fulham'ın geçen yıl ki çöp kadrosuna messi'yi koysanız yine fark yaratamazdı. çünkü fulham izleyenleri kabız eden kötü bir takımdı.
jean michael seri'nin en iyi dönemi de belhanda ile beraber oynadığı 2016-2017 sezonuydu. belhanda ile beraber 10 gol 14 asist yaptı. iyi de bir ikili oluşturmuşlardı. ikisi de birbirlerine iyi ikame eden oyuncular. o yüzden jean michael seri'nin belhanda ile orta saha da çok iyi oynayacağını düşünüyorum. ayrıca orta sahaya bu iki oyuncunun arkasına mutlaka süpürücü bir defansif orta saha lazım. iki oyuncu da oynadıkları mevki itibari ile çok top kaybı yapacaklar. arkalarını toplayacak bir oyuncuya ihtiyaç var. burada ki arkadaşlar bu adamı fernando ya da yaya toure tarzı bir orta saha zannetmesin. bu adam ofansif orta sahadır.
Seri'nin sürekli bahsedilen hastalığı nedir?
2017 senesinde messi ile ngolo kante karışımı olarak değerlendirilen jean michel seri'nin hayatının kabusu olan çok önemli iki hastalığı var.
ilk hastalığı chilblains. bu hastalık hava 25 derecenin altına inmeye başladığında el ve ayak cildinde kızarma, sonra sertleşme ve sonra acılar yaratıyor. üstüne bir de yağış varsa eğer sporcu soğuk havadan derhal uzaklaşmazsa ciltte şişmeler ve su toplamaları başlıyor ve hızla yayılıyor. hava 10 derecenin altına inildiğinde ise bu süreç daha hızlı işliyor. özetle soğukta, hele yağış varsa veya zemin ıslak veya karlıysa bırakın maça çıkmayı, antrenman dahi yapamaz. yaparsa da bedel ödeyerek ve düşük performansla yapar. ingiltere'de bunu zorladığı için sezona çok iyi başlamasına rağmen kıştan itibaren gayet vasat bir oyuncu olarak izledik seri'yi, sıcak nice'teki performansına kıyasla.
ikinci hastalığı içe doğru büyüyen tırnaklar. bu tırnaklar ameliyatla alınmaya kalkıldığında çok daha kötü oluyor ve tedavisi yok. bazı durumlarda çok acı verebiliyor. özellikle ayak parmaklarına alacağı darbelerde dayanılmaz bir acıyla karşılaşıyor futbolcu.
eğer ilk hastalığı chilblains soğuktan tetiklenirse terse uzayan tırnaklardan ötürü seri olağanüstü büyük acı çekebiliyor ve derhal sıcak havalı bir yere gitmesi gerekiyor. dolayısıyla bu gerçekleşmiyor, hava çok soğuk veya soğuk + yağışlıysa seri derhal şömine başına geçiyor.
nice, fransa'nın en güneyinde, akdenize kıyısı olan, sıcak, mis gibi iklimi olan bir plaj kenti. seri, nice'te oynadığı dönemde tüm yeteneklerini sergileyebilmiş, değerini katlamıştı. barcelona, arsenal ve liverpool seri'yi takibe almış, teklifler yapılmıştı. ancak bu hastalıklar transferin tamamlanmasına engel oldu. yoksa asla fulham'a yar olmazdı seri.
şu röportajda seri hastalığını goal.com'a itiraf ediyor. o nedenle iklimi bu kadar ters olan fulham'a transfer olması da oldukça ilginçti. nice'te oyunuyla "messi'den daha çok gol pası veriyor" denen seri ingiltere'de sezona iyi başlamış, ancak havaların serinlemesinden sonra sefilleri oynamıştı. fulham'ın iyi olmadığı şüphesizdi, ancak seri'yi bitiren esas sorun muhtemelen bu iklim meselesi olmuştu. bu kadar yetenekli bir futbolcunun asist ve golde bu kadar düşük kalmasının tek açıklaması da acı çekmesine rağmen oynamaya devam etmeye çalışması, acıyan ayaklarıyla tekniği ve pas inceliğinin düşmesiydi.