KÜLTÜR 9 Temmuz 2021
29,5b OKUNMA     648 PAYLAŞIM

Gerçek Kimliği Hakkında Rivayetler Bulunan Nasreddin Hoca Kimdir?

13. yüzyılda, Anadolu Selçukluları döneminde yaşadığı düşünülen Nasreddin Hoca'nın hayatına kısa bir bakış.

nasreddin hoca, 1208 yılında eskişehir ili sivrihisar ilçesinin hortu köyünde doğmuştur. köy imamı olan babasının adı abdullah, anasının adı sıdıkadır. asıl adı ahi evren'dir.

öğrenimine hortu'da başladı, daha sonra fıkıh okumak için konyaya geldi. burada ünlü islam bilgini seyyid mahmut hayrani'nin öğrencisi oldu. sonra akşehir'de öğretmenlik yaptı. evlendi, çoluk çocuğa karıştı. 1243'te kösedağ savaşı'nda selçuklular, moğollar'a yenilince moğollar'ın hakimiyetine girip halk sıkıntılı zamanlar geçirdi. timur'la ilgili anlatılan fıkralar aslında timur'un atalarıyla ilgili olduğunu tahmin edilmektedir. 1284 yılında akşehir'de öldü. (başka bir kaynakta 1261 yılında moğollar'a karşı savaşırken öldü, akabinde esprili hikayeleri talebeleri tarafından yayıldı) tabii ki bu bilgiler kanıtlanmış değildir.


bunun yanında birçok ülkede farklı isimlerle benimsenmiştir. uygular, nesirdin efendi; acemler, nesreddin; yunanlar, anastratdin; gagavuzlar, nastradin; tatarlar, nesreddin oca; türkmenler, ependi; tacikler, efendi; azeriler ise molla nesreddin şeklinde kullanarak bahsetmektedir.


ülkemizde hoca ile ilgili pertev naili boratav, eflatun cem güney, samim kocagöz ve aziz nesin gibi yazarlar çalışmalar yapmıştır. biz okullarda hep hocanın insanların bencil bakış açısını daha bencil şekilde yüzlerine vurduğunu gösteren güzel hikayeleriyle tanıdık fakat arşivlerde burada bile yazılamayacak müstehcenlikte hikayeleri de olduğunu öğrendik. aslında bizim kültürümüzde fazlaca olan bu durum; din adamlarının, dindar denilen insanların kahvehanelerde rahatça küfürlü konuşmalarıyla bağdaşlaştırılabilir.


sonuç olarak, nasrettin hoca fıkra/hikayelerinde fazlaca içeriğe müdahale olmakla beraber aslolan oldukça kısa olmalarıdır. bir de hikayeleri okudukça birçoğu günümüz şartlarında anlamsız gelebilir fakat 1200'lü yıllarda oldukça anlamlı olabilir diye düşünmekteyim. o zamanın değer yargıları kim bilir, nasıldı? okurken bu da hikayemi dediğim çok var, hatta fazlası öyle ama birçoğu da günümüzde bile geçerliliğini koruyan insanları küçük düşüren, bencillik, sömürücülük, misafir ağırlama ve misafirliğe gitme kurallarını öğreten hikayeler. nasrettin hoca hikayelerini/fıkralarını okurken amaç gülmek değil, düşünmek olmalıdır diye yorumlayarak noktamı koyuyorum.