MİMARİ 11 Haziran 2021
36,5b OKUNMA     532 PAYLAŞIM

Gotik Mimaride Sık Sık Gördüğümüz Gargoyle Figürleri Neyin Nesidir?

Orta Çağ'ın ortalarından sonuna kadar popüler olan gotik mimarinin en dikkat çekici figürlerinden biri olan gargoyle'ları inceliyoruz.
iStock

komik, sevimli veya korkutucu… fakat asla sıradan olmayan, yapıların saçak kenarlarından dışarı doğru sarkan meraklı figürler ne işe yarıyor?

latince gargula (boğaz) ve fransızca gargouille (çirkin yaratık) kelimelerinden gelen ve en basit açıklamasıyla su tahliyesine yarayan süslü oluklara verilen isimdir. çatıdaki yağmur ve eriyen kar sularının yapının gövdesinden uzağa akmasını sağlar (drenaj). kökleri antik döneme kadar uzanan ve daha çok orta çağ avrupa kiliselerinde kullanılan gargoyle'ler insan, hayvan veya canavar gibi fantastik formda figürler olarak karşımıza çıkabilmektedir. şekilleri ne olursa olsun, çoğu gargoylesin ağzında suyun çıktığı delikler vardır ve dondurucu havalarda çok eğlenceli görünürler. st. vitus cathedral (suyu, çok kibar olmayan vücut bölgeleri kullanarak bertaraf eden örnekleri de vardır.)


efsaneye göre ilk gargoyle fransa’daki rouen kasabasında çatır çatır insan eti yiyen bir ejderhaymış. bu korkunç ejderhaya çerez olmak istemeyen ve o zamanlar pagan olan kasaba sakinleri, bir rahibin hristiyan olmaları karşılığında ejderhayı öldürme teklifini kabul etmiş. tabii ki rahip iman gücüyle ejderhayı punduna getirip tuzağa düşürmüş ve cayır cayır yakmış. hristiyanlığın kötülüğe karşı zaferini göstermek için ejderhanın kömürleşmiş cesedini topyekün hristiyan olan kasaba halkıyla beraber inşa ettikleri yeni kiliselerinin dışına asmışlar. yanınca hepten çirkinleşen ejderhaya da ‘çirkin yaratık’ anlamına gelen ‘la gargouille’ adını vermişler. bu keyifli ve unutulmaz hikayeyle birlikte ilk gargoyle ortaya çıkmış.

St. Vitus Katedrali (Prag)

neden yaygınlaştı?

şimdi gelelim kutsal görünüşten çok uzak olan, hatta bazılarının küfürden beter görünmesine rağmen özellikle dini yapılarda tipsiz ama havalı bu figürleri bolca görmemizin nedenine.

üzerinde görüş birliği olmasa da bu durumun birkaç nedeni varmış:

- tuhaf ve çirkin görünüşlerinin kiliseyi kötülüklerden koruyacağına inanmaları (apotropaic/ bodyguard)

- iblis benzeri görüntülerinin kişiyi korkutarak kiliseye girmeye, dua etmeye ve dindar bir hayat yaşamaya sevk edeceği düşüncesi (imana getirme), hatta inanmayan kişilerin bu şekilde taşlaştığı inancı da hakimmiş.

- kilisenin çatısındaki suyun dışarı atılmasında bu iblislerin kullanılmasının isa'nın şeytan üzerindeki zaferinin bir göstergesi olduğu inancı (sen mi büyüksün ben mi?)

- taş ustalarının oymakla bitmeyen kilise duvarlarına kendi aralarında eğlence olsun diye can sıkıntısından yaptığı, hiçbir anlam ifade etmeyen süsler olduğu düşüncesi (taşak geçmek).

geceleri canlandığına gündüzleri taşlaştığına inanılan bu figürler belki üzerinde bulunduğu yapıyı koruyor, belki bizi korkutuyor, belki de çok sinirliler... aslı ne olursa olsun modern insana çok sevimli geliyor olsa gerek ki bu tuhaf yaratıklar birçok sinema filmine ve animasyonlu televizyon dizilerinin karakterlerine ilham vermiş.