Günümüzde Çoğu Flört Neden Bir İlişkiye Dönüşmüyor?
flört etmekten yorulduk
yeni insan tanımaktan, sürekli sil baştan kendimizi tanıtmaktan sıkıldık. aynı anda birden çok flörtümüz olmasından dolayı kafamız karıştı. flörtümüzün de flörtleriyle yarışmaktan, 4-5 kişi arasından sıyrılmaya çalışmaktan usandık.
naçizane bir ricam olacak: eskisi gibi benimle çıkar mısınlı döneme mi dönsek acaba?
flörtlerin ilişkiye dönüşememesinin sebebi kişinin ihtiyacının sevgililik olmamasıdır
ihtiyaç dediğin ya cinseldir ya da vakit geçirme şeklindedir. flört kişinin kısa vadede ihtiyaçlarını karşılar, misyonunu yerine getirir ve sona erer. bunda şaşırılacak bir durum yoktur. tanıştık ve anlaştık diye her konuştuğumuz insana aşık olmak zorunda değiliz.
sevgililik ise "konuşalım belki anlaşırız" mantığıyla başlamaz. bir insanı görürsünüz. aklınızdan ne güzel bir tipmiş diye geçirirsiniz. davranışlarını, hayatını takip edersiniz ve ‘bu adamla/kadınla aynı evde yaşarım, hayatına dahil olmak isterim, hayvan beslerim, sohbet ederim, seyahatlere katılırım, arkadaşlarımla aynı ortamlara sokarım, tatil planı yaparım, ailesiyle tanışırım vs.’ gibi düşünceler içinizde istek uyandırır. karşı taraf da bu duruma gönüllüyse sevgili olunur. flört ve sevgililik çok ayrı şeylerdir. flört size hediye edilmiş bir buket çiçektir. zamanla çürür ve solar. sevgililik ise yetiştirmek için evinize aldığınız saksı bitkisidir. emek verirseniz büyür.
Flört zırvalıktır
bu flört denen evre çok modern gözükse de “nerede o eski aşklar” sözü tamamen bu flört zırvalığı yüzünden denen bir şeydir aslında. flört “birbirimizi tanıyoruz” adı altında tamamen bir modern zaman kaçamağı bakın. tamamen bir yedekleme manevrası. iki tarafa da zerre sorumluluk yüklemeyen bir korkaklık. “hesap soramam sevgilim değil ki, hesap mı vereceğim hemen gelin güvey oldum sanar” diye düşündürten bir dengesizlik fırsatı. ortada flört varsa aşk yoktur. flört isteyende aşk yoktur. flört olayını taze ve tatlı bir başlangıç evresi diye yutturdular bize. birini “gerçekten” isteyen biri flört edemez. o kişinin hayatına girer ve o kişiyi hayatına alır. kafası karışık değildir. isteği maximum seviyededir. prosedür yoktur. flörtmüş. sonra “ah nerede o eski aşklar sudenaz :(“
eskiden insanlar birbirini beğenince, birbirlerine yönelince, direkt birbirlerine karşı sorumlu olduklarını bilir ve ona göre davranırmış. denek fare gibi karşındaki tanıma amaçlı flört etmek, tamamen bir kaçamak, tamamen bir korkaklık. sorumluluktan kaçma. ya üzülürsem özgüvensizliği, sonra nasıl ayrılacağım sıkıntısı. öbür konuştuğum flörtüm daha güzel sanki ya yedeklemesi. dur biraz daha bakayım doyumsuzluğu. ne istediğini bilememe. yani sevmeme. sevmeyi istememe. “ben bir bakayım bu istediğim gibi biriyse o zaman severim bunu ben” diye bir şey yok. seversen sevmişsindir, istediysen istemişsindir. tutar elinden yürürsün. hey gidi...
flörtlerin ilişkiye dönüşememesinin sebebi, flörtlerin ilişkiye dönüşmesini istememektir
birbirimizi yemeyelim. bugüne kadar flört ettiğim kimseyle işi ciddi bir ilişkiye taşıyacak enerjiyi kendimde görmedim. muhtemelen sizin için de aynısı geçerli. yoksa bu konuda bir çaba gösterirdiniz. çabanın sonucunda ya flört ilişkiye dönüşürdü ya da flört tamamen biterdi. ama ilişkiye dönüşemeyen bir flört olmazdı.
flörtün ilişkiye dönüşememesinin sebepleri flörtün anlamının değişmesinden kaynaklanır
benim bildiğim flört, sevgili olmak istediğin kişiyi tanıma evresidir. günümüzdeki flört anlayışı aynı anda 4-5 kişiyle konuşup hatta sevişip bunu sadakatsizlik saymamak demek. insan doyumsuz bir canlı, böyle ilişkiler yaşamaya alışınca kendini birine adamak istesen bile “acaba daha iyisini kaçırıyor muyum” hissi yüzünden yapamıyorsun, yüzeysel ilişkilere alışmış bir bünye bir zaman sonra derinliğini kaybediyor. sosyal medya sayesinde karşı cinse ulaşımın inanılmaz kolay olması da bunu tetikliyor tabi. belki de ilişki kavramı artık tarihe gömülmek üzeredir, artık herkes birbirinin “flörtü” olacaktır. kim bilir.
flörtlerin ilişkiye dönüşememesinin sebebi acele etmektir
daha tanışır tanışmaz sevgili olmaya hazır ve de nazır gibi davranmak. özellikle uzun zamandır yalnız olan, bir an önce sevgilim olsun isteyen insan çok istekli görünür ve muhtaçlık enerjisi yayar. bu muhtaçlık enerjisi kadar itici şey çok azdır. karşındakinin de altın tepside her şey önüne gelir, havalara girer. yağğğni bilmiyorum galiba tam olarak ilişki değil istediğim gibi kıvırmaya başlar.
peki ne yapmalı?
bırakın adam/kadın sizin ne düşündüğünüzü merak etsin, biz şimdi neyiz gibi onay bekleyen sorular sormayın. hazır asker gibi olmayın. kimseye muhtaç değilsiniz. kimsenin onayına ihtiyacınız yok. flört aşamasında özellikle iletişimi dengede tütün. kendinizi meşgul edin, adamı/kadını hayatınızın odağı haline getirmeyin. garantici olmayın, alacaklı gibi, sanki siz istiyormuş da o karar verme mekanizması gibiymiş gibi davranmayın.
"Dükkanın önünü kapama!"
eğer bir çakal (veya ceylan) sizinle çatır çatır flörtleşmesine rağmen sevgili olmaya yanaşmıyorsa sizi tam olarak yanına yakıştıramıyor, dükkanın önünü kapatmak istemiyor demektir. size de "peh popişimin kenarı!" demesi düşer. n'apak? flört edilen kişiyi kola takıp; "eeeey okul/iş arkadaşlarım, ailem, kuzenler muzenler, insta ve twitter takipçilerim, sevgili romalılar... işte bu benim aşık olduğum kişi ve biz birlikteyiz." sinyali yayma seviyesine ilişki deniyor malum.
eskiden bu listede sosyal medya yoktu. "aşkım birlikte fotoğrafımızı koyalım" lafı literatüre girmemişti. herkesin bir tık iki stalk'la ulaşabileceği ortak bir ortam yoktu. çapkın flörtözlerin balonu uzun süre patlamıyordu. çünkü tilkilerin kuyrukları birbirine değmiyordu. mesela lisedeki eski arkadaşlar, üniversitedeki çevre, iş çevresi, mahalledekiler, yazlıktakiler, netten tanışılanlar vs. hepsini ayrı ayrı idare etmeyi beceriyordu ilgi manyağı çapkıncık tipler.
mesela feriha, üniversitede bora'yla tanışıyordu, biraz flörtleşip sonra sevgili oluyorlardı. buraya kadar sorun yok. daha doğrusu feriha öyle sanıyordu. halbuki bora'nın bir de ailesinin yaşadığı şehirde, mahallesinde bir sevgilisi daha vardı o esnada. ama tilkilerin kuyrukları birbirine değmiyordu. bir şeylerden şüphelenen feriha, bir tık iki stalkla bora'nın gerçek ve fake hesaplarına ulaşıp "abaaaw" diyemiyordu.
işte bu hikayenin günümüz versiyonunda, çapkıncık boramız bu kızlardan biriyle sevgili olmak yerine ikisiyle birden flörtöz takılmayı yeğliyor. böylece olayı çevreye ilan etme topuna girmemiş oluyor. tam olarak yanına yakıştırıp da "bu benim sevgilim" pozunu yaymak isteyeceği birine denk gelene dek dükkanın önünü kapatmıyor. (bkz: adam pisliğin teki çıktı rıza baba)
not: bu olayın karşı cins versiyonu da var elbette. çünkü mesele bora veya buse değil yeğen, mesele ilgi manyaklığı...
Farklı bir bakış açısı
flörte dönüşemiyor ki, ilişkiye dönüşsün.
Bir mini hikayeyle bitirelim
flörtleştiğimiz beyle bir iki aydır spor yapmak adına sahilde yürüyüşe çıkıyoruz. birbirimizi tanımaya çalışıyorduk ara ara da minik minik birbirimize iltifatlar ederek birbirimize de yürüyorduk. bu hafta sonu da yürüyüşe çıkalım dediğimde bana bir arkadaşının geleceğini söyledi. meğer o arkadaş sevgilisiymiş. (uzun süren bir sosyal medya stalk'undan sonra birkaç aydır sevgili olduklarını öğrendim) bu arada bu bey bana yürürken "yaaa belli bir yaştan sonra sevgililik çok zor hayatına kolay kolay birilerini alamıyorsun, bizim için de artık zorlaştı" gibi cümleler kuruyor ve asla sevgilisi olduğundan bahsetmiyordu. kızcağız da twitter'dan "tesadüf yoktur, doğru insan doğru zaman vardır" falan yazmış. eski ben olsa bu kıza çocuğun bana yürüdüğü mesajları atar, "uzak dur bu adamdan canım" der kendimce iyilik yapar birinin daha hayatını kurtarırdım. ama bu hemcinslerime de iyilik yaramıyor. en son bunu evli bir adamın bana yürüdüğü mesajlarını karısına attığım için "aile bütünlüğünü bozduğum" gerekçesiyle dava açıldı :) bu sebeple artık böyle iyilikler yapmıyorum valla, kimse kusura bakmasın.
sonuç olarak flörtümün ilişkiye dönüşmeme sebebi aslında zaten flörtümün bir ilişkisinin olmasıymış.