PSİKOLOJİ 6 Haziran 2018
29,4b OKUNMA     826 PAYLAŞIM

Hafızada Kalan Derin İzlerle İnsanın Hayatına Kabus Gibi Çöken Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Travma sonrası stres bozukluğu için kişinin, hafızasından bir türlü silemediği olaylar yüzünden aradan yıllar geçse bile bunaltıcı bir stres ve kaygı duyumu yaşama hali diyebiliriz. Her aşaması ayrı bir zor olan bu hastalık aslında oldukça ciddiye alınması gereken psikolojik rahatsızlıklardan.
iStock


travma sonrası stres bozukluğu; savaş, konsantrasyon kampı veya deprem gibi büyük felaketleri, travmaları yaşayan insanların düşebileceği bir çukur

o anları sürekli tekrar yaşamak(rüyalarda da), hayata ve insanlara karşı hissizleşmek, apatik olmak, geleceğin anlamını yitirmesi, çok yüksek düzeyde kaygıyla dolu olmak gibi semptomları vardır. depresyonla el ele, kol kola gezen bir rahatsızlıktır.

hem travmadan önceki psikolojik altyapınız, hem travma sırasındaki deneyimlerinizin yoğunluğu, hem de travma sonrası insanlarla etkileşimlerinizin niteliği belirleyicidir ptsd'yi yaşayıp yaşamamanız da, ya da ne düzeyde yaşadığınızda. konuşmak, paylaşmak kısa dönemde acı verse de, uzun vadede her zaman en sağlıklısıdır, en iyi tedavi yoludur.

tssb; tecavüz, işkence, doğal afetler gibi travmatik yaşantılar sonucunda ortaya çıkabilir, kişinin başa çıkma mekanizmalarına bağlı olarak çıkmayabilir de. olayı yaşamadan sadece izleyerek deneyimlemek de bu bozukluğa sebep olabilir. 

travma sonrası stres bozukluğu semptomları ise şöyle sıralanabilir

- flashbackler, 

- olayın tekrar tekrar hatırlanması, 

- olayın yaşandığı yerden ya da benzerlerinden kaçınma, 

- olayı anımsayamama ve geleceğe dair olumsuz beklentiler vb.

özellikle tecavüz travmasının çözümlenmesi çok zordur. olaydan yıllar sonra belirtiler başlayabilir.

her ne kadar unutmak en iyi yöntemmiş gibi görünse ve sık sık bastırmaya gidilse de travmanın tamamen hatırlanması iyileşmenin başlangıcıdır.

yıllar sonra aniden tssb patlaması yaşayan bir yazarın gözünden duruma bakacak olursak

erken yaşta travmatik bir olay yaşadığınızda üzerinden seneler geçer, arada hatırlarsınız bir çok şeyi ama bu size koymaz. yani gariptir, bir duvar örülüdür sanki, ruhsuzlaşmış gibi hissedersiniz. arada birçok sorun, sıkıntı yaşasanız da gene de bu geçmişteki derin acının izi açığa çıkmaz, ne olursa olsun geçmişte kaldığını ikna eder.

yaşamınızla ilgili ciddi bir stres yaşadığınızda ise (gene ısrarla en tetikleyici etkinin meslek hayatıyla olduğunu düşünüyorum), aniden ve ansızın geçmiş anılar canlanır, o zaman dökemediğiniz gözyaşlarını bir anda dökmeye başlarsınız, hastahane bahçesine çöküp ağlama krizi geçirirsiniz. ben filmlerde olur sanıyordum flashback tarzı şeyler, hakikaten unuttuğunuz onca şey aniden ve ansızın geliyor.

benim kendi tecrübemde, bu tanı konmadan çok daha öncesinde böyle bir şeyi yaşadığımın bilincine varma oldu. yani bundan birkaç ay önce, ara ara geçmişi hafifçe hatırlıyordum, moralim bir parça bozuluyordu, donakalıyordum ya da, geçiyordu sonra. o sadece anlık gelip geçen bir şey, travma sonrası stres bozukluğu tanısı konabilmesi için illa ki doktorluk bir hale gelmek gerekiyor, kendini belirtir zaten, iş güç yapamayacak hale gelirsin. hastalık, gelecek kaygısı, maddi sorunlar, vs. vs. biner üst üste, sonra bir bakmışsın kafa geçmişe gitmiş sessiz sedasız sokak ortasında çömelip 20 sene öncesini yaşayıp ağlıyorsun.

Bu içerik de ilginizi çekebilir