harika fotoğraflar için ipuçları

kendinize ister cep boyutunda kompakt, sağlam ve su geçirmez bir fotoğraf makinesi, ister bütün aksesuarlara sahip, sınıfının en iyisi bir dslr satın alın, çektiğiniz tüm fotoğrafların çarpıcı olmasını sağlayacak bazı teknikler vardır.

herhangi bir şey yapmadan önce kılavuzunu ayrıntılı biçimde okuyarak, fotoğraf makinenizin modlarını, filtrelerini, ayarlarını ve fotoğrafları bilgisayarınıza aktarma seçeneklerinizi öğrenin. en yeni fotoğraf makinelerindeki farklı mod seçenekleri sizi şaşırtabilir.

önce temeller – harika sonuçlar için basit hileler

her şeyden önce acele etmeyin. hayatta bir kez karşınıza çıkacak bir olayı yakalamak için yalnızca saniyenin binde biri zamanınız olmadığı sürece acele etmenize gerek yoktur. objenizi inceleyin, ön plan, arka plan, detaylar ve ışık kaynakları gibi fotoğraf öğelerinin aklınızdaki fotoğrafı oluşturmak üzere nasıl bir araya geleceği üzerine düşünün.

objenizin tüm detaylarını fotoğrafa aktarmanıza gerek yoktur. hoş bir şekilde düzenlenmiş, etkileyici bir bakış açısı ve ışıklandırma ile en ilginç detayları ortaya çıkaran bir çekim, düz bir şekilde fotoğrafın ortasına yerleştirilmiş ve aşırı keskin bir şekilde görüntülenmiş bir objeye göre çok daha güçlü bir görüntü verecektir.

bununla birlikte, objenizin istemediğiniz bölümlerini kırpmayın; örneğin, bir grup fotoğrafı çekiyorsanız, herkesi alabilmek için yeterince geride durduğunuza emin olun veya bir dslr’ınız varsa, geniş açılı bir merceğe geçiş yapmayı düşünün. 

vahşi yaşam ya da yarış arabaları gibi hareketli objelerin fotoğrafını çekiyorsanız, zamanlamanızı mükemmel hale getirmek için pratik amaçlı birkaç fotoğraf çekmeye değer; dijital fotoğraf makineleri size filminizi boşa harcamadan çekimlerinizi mükemmelleştirme lüksü sağlar.

en iyi sonuçlar için, çekimleri fotoğraf makinenizin vizörünü (eğer varsa) kullanarak ayarlayın, çünkü bu, size çekimlerinizi kadrajlamanızı ve görüntü parlaklığını lcd görüntü ekranına göre daha doğru bir şekilde değerlendirmenizi sağlar.

portre – arkadaşlarınızın ve ailenizin müthiş görünmelerini sağlayın

“portre” denildiğinde, zihninizde mona lisa veya benzer bir şeyin görüntüsü canlanır. böyle bir kompozisyon kullanarak harika sonuçlar elde edebilecek olsanız da ailenizin ve sevdiklerinizin fotoğraflarını çekme yönteminiz üzerinde biraz oynamayı ve yeni açılar keşfetmeyi deneyin.

objenizin tam ortada olması gerekmez, çok kalabalık bir arka planın dikkati objeden uzağa çekebileceğini aklınızdan çıkarmaksızın, arka planın da bir rol oynamasını sağlayarak objeyi, çerçevenin soluna ya da sağına yerleştirmeye çalışın. ayrıca objeniz yukarı ya da aşağı doğru size bakarken, fotoğrafı farklı bir açıdan çekmeye çalışın veya bir çocuk ya da hayvan fotoğrafı çekiyorsanız yere uzanın ve onların düzeyinden yakın çekim yapın.

unutmayın ki portrelerin doğrudan size bakması gerekmez. çerçevenin dışına doğru düşünceli bir bakış gizem ve atmosfer ekleyebilir, örneğin pencerenin dışında olup bitenlerle dikkatleri dağılırsa, çocukların fotoğrafları daha da iyi görünebilir. çocuklarınızın fotoğrafını çekiyorsanız, top ya da yumuşak oyuncak gibi bir destek, çocukları meşgul edeceği kadar fotoğrafa ilginçlik de katabilir. ister yetişkinleri çekiyor olun, ister çocukları, onlar farkında olmadan birkaç tane gizli çekim yapın, çünkü bu durumda rahat ve tamamen doğal olacaklardır.

kompozisyonunuzu iyileştirmek için ortamı düzenlemekten çekinmeyin. örneğin, mobilyaların ve bitkilerin yerlerini değiştirin ve çekiminize hoş bir atmosfer katmak için flaş kullanmak yerine var olan aydınlatmayla oynamayı deneyin. pahalı stüdyo aydınlatmalarına yatırım yapmanıza gerek yoktur, masa lambaları ve evde bulunan diğer lambalarla da harika sonuçlar elde edebilirsiniz.

makro modu – en küçük detayda yaşam

bazen bir böcek ya da küçük bir çiçek gibi, köpeğinizden çok çok daha küçük bir şeyin portresini çekmek isteyebilirsiniz. bütün o küçücük detayları yakalamak için, eğer varsa, fotoğraf makinenizin makro modunu kullanmanız gerekir.

bu mod, sizin objeye gerçekten çok yaklaşarak, çıplak gözle görülemeyecek detayların net fotoğraflarını çekebilmenizi sağlar, bu yüzden bu modla deneme çekimleri yapmak oldukça eğlencelidir. ancak makro modunun alan derinliği çok küçüktür, bu nedenle objeyi odak alanında tutmak için ellerin hiç titrememesi gerekir; fotoğraf makinesini düz bir yüzeye oturtmak veya bir tripod kullanmak büyük bir fark oluşturabilir.

manzara – tatil anılarınızı gördüğünüz şekliyle koruyun

harika bir manzara, fotoğrafçı için bir armağandır; engebeli dağlar, altın başak tarlaları, dalgalı denizler, ancak ortamın ruhunu gerçek anlamda yakalayan bir fotoğraf çekmek istiyorsanız, aklınızda tutmanız gereken bazı şeyler vardır.

kompozisyonun farklı açılardan ya da farklı yüksekliklerden nasıl göründüğüne bakarak çekeceğiniz sahneyi hazırlamaya biraz zaman ayırın. yere biraz daha yaklaşın, hatta belki de bir ağaç kökünün ya da bir bankın üzerine çıkın. ayrıca ışık doğru değilse, daha iyi hale gelip gelmeyeceğini görmek için biraz bekleyin; çekeceğiniz obje uzun süredir orada olduğu için birkaç dakika daha beklemeyi dert etmeyecektir.

manzarada odağa alabileceğiniz bir detay bulun, bu belki sıra dışı şekle sahip bir kaya veya küçük bir bina ya da bir araç olabilir, fotoğrafınızı gözü ortama çekecek şekilde onun etrafında oluşturun. en iyi etkiyi elde etmek için fotoğrafçıların “üçte bir kuralı” olarak adlandırdığı yöntemi kullanın. zihninizde kadrajda gördüğünüz resmi, üç taş oyununda olduğu gibi, dokuz eşit dikdörtgene bölün. fotoğrafınızın odak noktasını, kesişim noktalarından birine veya çizgilerden birinin üzerine yerleştirerek, doğal olarak izleyenleri kendine çeken bir görüntü yakalamış olurunuz.

ön planı da düşünün; yeşillikler, çimenler veya bir çitin bir parçasını görüntüye eklemek ya da fotoğrafın kenarından görünen bir pencere çerçevesi, görüntüye derinlik ekleyecektir.

aydınlatma da son derece önemlidir. pek çok kişi, öğleden sonra güneşinin manzara fotoğrafları için en iyi koşulları sağladığını düşünür, aslında gerçekte kapalı bir gökyüzü daha zengin renkleri ön plana çıkarmanızı sağlayacak ve fırtınalı bir hava, dağlara ve deniz manzarasına dramatik bir görünüm katacaktır. erken kalkarak, gündoğumunda veya akşam günbatımında fotoğraf çekmek, açık hava çekimleriniz için en iyi doğal ışığı sağlayabilir.

bir dslr’ınız varsa, tüm görüntünün odakta olması için daha küçük bir diyafram açıklığı değeri kullanın, çünkü bu, en büyük alan derinliğini sağlayacaktır. bu, objektif hızını daha yavaş bir değere ayarlamanız gerekeceği anlamına gelir, bu yüzden fotoğraf makineniz sallanmadan mükemmel ve canlı çekimler yapabilmek için bir tripod satın almayı düşünmeye değer.

aksiyon – hareket halindeki spor olaylarını ve vahşi yaşamı tüm ihtişamıyla çekin

tüm öğelerin – ışıklandırma, obje, çekim yapılan nokta ve düğmenin üzerindeki parmak - doğru yerde olduğu mükemmel bir anı tahmin etmek, kesin olarak tahmin edilmesi neredeyse imkansız bir şeydir. profesyonel fotoğrafçılar bilir ki, bir futbolcunun muhteşem şutunun fotoğrafı veya düzlüklerde koşan afrika antilop sürülerinin nefes kesen çekimleri şans eseri yapılan tek bir çekim değil, dikkatli olarak planlanmış (belki haftalar ya da aylar öncesinden) ve bir çekim noktasından sürekli modda yapılmış belki de düzinelerce çekimden biridir.

arkadaşlarınızın halı saha futbol takımının veya köpeğinizin bahçede koşturmasının güzel fotoğraflarını çekmek için bu kadar uzun hazırlıklara ihtiyacınız olmayacaktır. ancak yine de profesyonellerden çok şey öğrenebilirsiniz ve hayalinizdeki çekimi yapma şansınızı çok büyük oranda artırabilirsiniz.

her şeyden önce, en iyi hareketin nerede – örneğin, futbol maçlarında gol çizgisinde, motor yarışlarında köşelerde – ve ne zaman ortaya çıkacağını düşünün. yerel hayvanat bahçenizdeki büyük kediler beslenme zamanlarından hemen önce, ondan hemen sonra olduklarından çok daha aktif olacaklardır. daha sonra, kendinizi doğru yere konumlandırın – dramatik çekimler için düşük açılar özellikle iyidir – ve bir sürü fotoğraf çekin!

mükemmel çekim için en iyi şansı elde etmek için fotoğraf makinenizin sürekli veya arka arkaya çekim modunu kullanın, böylece hareketin hiçbir anını kaçırmazsınız. çok fazla hareketli çekim yapmayı planlıyorsanız, daha gelişmiş bir dslr ve yüksek hızlı bellek kartları satın almaya değebilir, çünkü bunlar saniyede daha fazla çekim yapabilmenizi sağlayarak en iyi çekimi yakalama şansınızı artırır.

ayrıca çekim yapmadan önce kadrajdan hedefinizi izlemeyi öğrenin; evcil hayvanları veya dışarıdan geçen araçları ya da kuşları izleme konusunda pratik yapın. “obtüratör gecikmesi” (düğmeye basılmasıyla fotoğrafın çekilmesi arasındaki süre) süresini azaltmak için hareketin gerçekleşeceğini düşündüğünüz alana odaklanmış şekilde deklanşöre yarısına kadar basılı tutun, hareketin arkasından koşmaktansa yerini tahmin etmeye çalışın (tabii, hareket sizin arkanızdan koşmuyorsa)!

hızlı bir obtüratör değeri, hareketi canlı bir şekilde dondurmanızı sağlarken, objeyi yavaş bir hızda izlemek arka planı bulanıklaştırarak, büyük bir hareket hissi oluşturacaktır.

hayalinizdeki o çekimi yaptıktan sonra, neden onu basmak isteyen olup olmadığını araştırmıyorsunuz? örneğin gazeteler genellikle yerel spor karşılaşmalarının ve etkinliklerin iyi çekimleriyle ilgilenirler, ayrıca unutmayın ki katılabileceğiniz pek çok fotoğraf yarışması da var.

zayıf ışık – kaliteli gece çekimleri yapın

ailenizin ve arkadaşlarınızın fotoğraflarını çekmek için bir fotoğraf makinesi satın almışsanız, muhtemelen bu fotoğrafların bazıları romantik bir akşam yemeğinin veya arkadaşlarınızla bir klüpte geçirdiğiniz gecenin kalıcı bir anısı olarak karanlıkta çekilecektir.

gece çekim yapmak istiyorsanız en iyi öneri, tek tek ayarlar üzerinde oynamanıza izin verecek ve karanlık olduğunda mükemmel çekimler yapabilmeniz için uzun pozlama süreleri ve kontrollü flaş özellikleri sunacak iyi bir dslr’a sahip olmanızdır. bununla birlikte, pek çok sosyal etkinlikte cebinizde ya da çantanızda taşıyabileceğiniz ve hızlı çekimler yapabileceğiniz kompakt bir makine de isteyebiliriniz. bu tarz cihazlarla da kaliteli gece çekimleri gerçekleştirebilirsiniz.

ilk olarak, “gece portre çekimi” modunu kullanmak iyi bir fikirdir. bu mod, objelerinizi aydınlatmak için bir flaşla, arka plandaki ortam ışığını yakalamak için uzun bir pozlama süresini bir araya getirir ve dengeli bir çekim sağlar. flaş kullanmak istemiyorsanız veya kullanmanıza izin verilmiyorsa (örn. bazı konserlerde), mekandaki ışığa güvenmek zorunda kalacaksınız demektir. böyle bir durumda, arkadaşlarınızı iyi aydınlatılmış bir alana götürmeye ve sahnedeki sanatçıları üzerlerinde en fazla ışık olduğu anda yakalayıp fotoğraflarını çekmeye çalışın. ayrıca bu modu, güneşin objenizin arkasından geldiği gün ışığında, onun silüet olarak görünmesini önlemek için de faydalı bulacaksınız.

fotoğraf makineniz buna izin veriyorsa, pozlama süresini mümkün olduğu kadar uzatın. bu, bulanıklığı önlemek için titremeyen bir el gerektirecektir, bu nedenle fotoğraf makinenizi bir sandalye arkalığı veya masa gibi sağlam bir yere koyun veya bunu yapamıyorsanız, sırtınızı bir duvara yaslayın. ayrıca unutmayın ki, suni ışık altında fotoğraf çekiyorsanız, iç mekan aydınlatmasının sarımsı etkisinden kaçınmak için beyaz ayarınızı “tungsten” veya “floresan” olarak yapmanız gerekecektir.

bulanıklığı fotoğraflardan temizlemek imkansızdır (bazen bu istenen bir şey olsa da – şehir trafiğinin uzun pozlamalı gece çekimi gibi), ancak gece çektiğiniz fotoğraflar biraz grenli görünüyorsa, bunları bir foto manipülasyon programında açarak görüntü kalitesini iyileştirmek için kumluluk giderme özelliğini kullanmayı deneyebilirsiniz. bazı fotoğraf makinelerinde, gece çekimleri için etkinleştirilebilecek olan kumluluk giderme seçeneği de vardır. bu işe yaramazsa, bir diğer seçenek de fotoğrafları siyah-beyaza veya sepyaya dönüştürmektir, bu sayede grenli görünen bir fotoğrafı bir şahesere dönüştürebilirsiniz.
*

edit: link.