Harry Potter Filmlerinin Vasatlığında Emeği Büyük Olan Yönetmen: David Yates
david yates, harry potter serisinin 5, 6 ve 7. kitaplarının film uyarlamalarının yönetmeni.
gerçi yönetmen sıfatını hak etmeyen bir insan olduğunu düşünüyorum. zira bu kadar kötü uyarlamalar yapmak cidden zor. ki elinde olayların 1 yıl zaman zarfında geçmesi dışında bir zorluğu olmayan, filme uyarlamaya son derece müsait eserler var. özellikle azkaban tutsağı, ki konu ve zamansal döngüler yüzünden bir filmde anlatılması ve anlaşılması en zor kitaptır kanaatimce, son derece de başarılı bir uyarlama. ancak david yates'e bakıyoruz, kötü yönetmenliğini geçtim zaten olayı anlamamış. çok ciddiyim, bu adam kitapları anlamamış. rowling'in destekleyici ifadelerini ve özellikle kendisinin şu ana kadar ki üç filmi içinde en büyük sıçışını gerçekleştirdiği melez prens'in favorisi olduğu açıklamasını para için kendi kitaplarına ihanet olarak görüyorum.
misal hayatımın kitabı diyeceğim yüzüklerin efendisi'ne ettiklerinden dolayı peter jackson'a da tepkim büyüktür. ancak şunu anlıyorum: hollywood veya endüstriyel sinemanın belirli kıstasları ve talepleri var. nefret etsem bile sebeplerini anlayabiliyorum. ancak elinde harry potter serisi var. candır, canandır severek okuruz ancak bir alex değil tabi. alıp zaten filme uyarlaman son derece mümkün. yüzüklerin efendisi kadar kompakt ve bambaşka paradigmaları olan bir dünyanın da ürünü değil. bizim dünyamızda geçiyor olaylar. dil, kültür, yaşantı son derece belirgin. ama al sen bunu bu herifin eline ver. aşağıda spoiler'lar eşliğinde geçirmeye devam edeceğim kendisine.
Uyarı: Buradan sonrası spoiler içerir.
* 5.filmde sıçış hemen başlıyor. harry'i korumak için gelen büyücüler hayvanlar gibi thames nehrinin üstünde gemilerin arasından geyik yapa yapa geçiyor. voldemort'u, ölüm yiyenleri geçtim; mugglelara gözükmemek yalan oldu. bayağı bir hafıza değiştirme büyüsü lazım olur herhalde. yates efendi big ben'in önünden süpürge geçirecek diye... saçmalığın daniskası.
* bulutsu olarak havada uçan ölüm yiyenler herhalde yates'in çektiği 3 filmde de en nefret ettiğim ögeler oldu. niye böyle bir şey uyduruyorsun bu bir. ulan voldemort'un öylecene uçabiliyor olması bile şaşkınlık yaratırken, snape'in hogwarts'tan sepetlenirken havada süzülmesini, "efendisi bir şeyler öğretmiş herhalde" diye yorumlarken koskoca hogwarts profesörleri; senin filminde takımları çeken havada jet hızıyla bulutsu olarak uçuyor. 5. filmde sırf öyle uçarak çoluğu çocuğu esir alıyorlar. onun haricinde bu şekilde bunlar uçabildikten sonra başka bir büyüye ne gerek var zaten? uçarken bir yandan köprü yıkıyor adamlar. bunu bulana çok tepkiliyim. 5. filmde iyilerin de öyle bir gelişi var esrar dairesine ama sonradan iyiler için kullanılmadı bu hede. ya da ortam oluşmadı.
* ulan 6. filmde sen hogwarts'ta yaşanan çatışmayı niye göstermezsin? aksiyon var, mücadele var, heyacan var, drama var. tam eğlencelik, hollywood'luk kısımlar. sebebin nedir? hadi geçtim onu dumbledore öldü havaya çakmak tutuyor millet. haluk levent konseri mi lan bu? gelmiş geçmiş en büyük büyücülerden biri ölmüş. sonra, o efsane cenazeye bir beş dakka ayıramadın mı filmin sonunda? belki de kitabın en güzel anlatılan yerlerinden biridir.
* ama yoook... neye zaman var? bellatrix'i ve greyback'i yine son derece aptal bir şekilde kovuk'a saldırtıyorsun, ona zaman var. ulan gerizekalı, voldemort gelsin indirsin o zaman direkt harry potter'ı orada. bre izansız kitapsız. hiç mi koruma yok orada? yine tabi bu arada uçuyorlar püff püff bulutsu şeklinde, ev patlatıyorlar. lan hırt. meteor mu bunlar, yoksa büyücü mü?
* 6. filmde, ki serinin 6.'sı belki de en dramatik olanıdır, ne kadar önemli ve dişe dokunur mevzu varsa atıp filmi lavender-ron aşkı üzerine yapmış olma fikrini nereden aldın? hangi zeka özürlüden çıktı bu film?
daha yazardım da sinirim bozuluyor. yukarıda da dediğim gibi peter jackson'ı bulduğum yerde dövecek olsam da onun yaptığını anlayabiliyorum. zira yüzüklerin efendisi'nin o mükemmel öz ruhu korunarak çok iyi bir film elde edilebilirdi ama hollywood tarzı dramatik, bol savaşlı, bol kahramancılıklı ve vıcık vıcık romeo juliet aşkı soslu bir film yapılıp paranın 80'den fazla dilde amına koyulamazdı. ama harry potter zaten yeni bir eser. popülerliğinin zirvesinde, dünyayı sarsmış. geçen yaz amcanla gittiğin pikniği koysan yedi filmde görüntü olarak zaten coşacak. ek olarak eğlenceli ve güzel bir hollywood fantastik macerası olmaya çok müsait. ama yook... ben çok zekiyim benim adım david yates. elime böyle bir fırsat geçti, efsane olmuş bir serinin içine sebepsizce sıçayım...
david yates, finansal ve eleştirel açıdan gelmiş geçmiş en başarısız wizarding world filmi olan fantastic beasts the crimes of grindelwald'u kotarmış olmasına rağmen (toplamda 653.8 milyon dolar) daha hâlâ fantastic beasts serisinin yönetmen koltuğunda oturtulabiliyor. bu açıdan bakılınca sinema tarihinin en torpilli, en arkası nereden olduğu belli olmayan şekilde sağlam yönetmeni falan diyebiliriz kendisi için. hadi harry potter serisinde her defasında sıçıp sıvasa bile kitapların kudreti sayesinde milyar doları aşan ya da civarında dolaşan filmler çekip takdir edilmişti ama daha hâlâ neyine şans tanınıyor bu adamın, akıl sır erdirebilmek mümkün değil. bütün wizarding world markasını yerle bir edene kadar bu herifi o koltuktan atmayacaklar herhalde.
işin en ironik kısmı da bütün potter filmlerinin ve fantastic beasts serisinin yapımcısının da david heyman olması. adam yapımcılığını yaptığı gravity, marriage story ve once upon a time... in hollywood gibi filmlerle oscar'lar, bafta'lar vs. en prestijli hangi ödül töreni varsa onların en prestijli kategorilerinde adaylık ve ödüller almış, alfonso cuaron, noah baumbach, quentin tarantino gibi en taşaklı yönetmenlerle çalışmayı seçmiş bir isim. 15 yıldan beri koskoca sinema sektöründe hem bol bol para kazandırabilecek, hem de kendi janrında çektiği filmleri adam yerine koydurup sinema sanatının unutulmazları arasına yazdırabilecek bir tane kaliteli blockbuster yönetmeni bulamadı, inanılır gibi değil. david yates'in ellerinde koskoca potter evrenini tv filmi / tv dizisi arası vasat-vasat altı bir kadere mahkum etti, bıraktı. kötü bir şaka gibi resmen.