YAŞAM 21 Haziran 2017
169b OKUNMA     1594 PAYLAŞIM

Hayata Kendi Başına Göğüs Germeyi Alışkanlık Haline Getirme Sanatı: Tek Çocuk Olmak

Ailenin tek çocuğu olmak, aslında farketmediğimiz kadar farklılık yaratan bir sosyal durum. Sanılanın aksine şımarık değil, hayatın zorluklarını iyi bilen insan tipidir tek çocuklar. Sözlük yazarı "grammar police"i dinliyoruz.
iStock.com


küçükken:

evde kırılan vazoların, açık kalan kapıların, bozulan elektronik eşyaların tek sorumlusu olmaktır. bok atacak kimse yoktur senden başka. bi' terslik olduğu anda, tüm gözler sana döner ve reddedemezsin. bütün gözler senin üzerindedir. 

sokağa çıktığında terleme iznin yoktur örneğin. annen kesin müdahale eder duruma.
sokakta oyun oynarken düşersen, dizindeki kabuk bir hafta boyunca evin konusu olur. aslında sadece allahın cezası bir yaradır ama boşverdirtemezsin...

ergenlik döneminde:

zaten vücudunda olup biten acayip hormonal değişiklikleri asabiyetle çözmeye çalışırken ve kimseyi istemezken, bir de üzerine anne baba farkındalığı gelir. hiç öyle "ay bu çocuk da ergenlik çağına girdi, rahat bırakalım" falan demezler. aksine sen anormalleştikçe onlar da anormalleşir. senin bile anlamadığın ağlama krizlerini ve sinirlenmelerini sorgulamaya başlarlar. sürekli "evladım neden böylesin" derler. aslında sadece normal bir ergensindir.

notların büyük konu başlığıdır. zayıf aldığında; medeni olup seni karşılarına alıp konuştuklarını düşünürler. onlar seni sorgulayıp-nasihat verdikçe, salon büyür ve sen küçülürsün. tüm o seslerin arasında, aslında sen börtü böcek falan düşünüyorsundur ama anlamazlar. "bu çocuk çok dalgın. kafası hep başka yerde" denir. hayal kurman onlar için tehlikelidir.


üniversiteye girip biraz akıllandığını sanmaya başladığında:

kardeş yokluğundan; gerekli gereksiz insanlara tuhaf boyutlarda değer verir, fedakarlık yaparsın çoğu zaman. sosyal ilişkilerinle ilgili bir rintintin-lik belirmeye başlar.
en tehlikeli dönem budur. çünkü annen ve baban artık yaşlanmaya başlamıştır ve bir kere daha anlarsın ki; onlara bir şey olduğunda seni sorgulamadan koruyacak kimse yoktur senden başka.

bu nedenlerle sırtını hep duvara dayarsın.

hayatında yaptığın her yanlışla ilgili; ya çok cesaretli biri olup "ben yaptım lan" dersin ya da baya başarılı yalan söyleyerek kaytarmayı öğrenirsin (hangisini kime uygulayacağını ileri yaşlarında ayırt edemezsen saçma sapan bir insan olma ihtimalin yüksektir, dikkat etmek gerekir).

anne ve babana kimseye anlatamayacağın bir düşkünlüğün olur. güçlü kalmaya çalışırsın ki, onlara hep destek olabilesin.

gerçekten dostun olabilecek insanlar edindiysen, bu insanlar için yapabileceklerin ve görmezden gelebileceklerin çevrendekilerin çoğunu şaşırtır. dostum dediğin insan seni gecenin üçünde arayıp "almanya'dayım koş" dese, kalkar giyinir ve koşarsın örneğin. yolda da, bir kere bile "ne yapıyorum ben ya" demezsin. koşarsın sen...

işte bu nedenle de, kazık yediğin zaman dünyan yıkılır. herkes abarttığını söyler ama çoğu anlamaz.


kendine sahip çıkmayı öğrenirsin. kimseden karşılıksız bir şey rica etmek yoktur senin bünyende. sen halledersin işini.

evde gizli ağlarsın örneğin. çünkü annen baban üzülür görürse. kedin veya köpeğin varsa, ona ağlarsın en fazla.

en nihayetinde rezil bir şey midir tek çocuk olmak? asla.

herkes başına bir şeyler geldiğinde abisine, ablasına gider ağlayarak ama sen dik tutarsın kuyruğu.

insanlar seni fazla ilgili bulurken ve bu nedenle de zayıf olduğunu düşünürken; bir olay patlak verir, hepsi birbirini arar çukurdan çıkmak için ve sen o zaman sen olur, kimseye tutunmadan, kimseyi aramadan ve yardım istemeden, etrafındaki pislikleri ayıklaya ayıklaya çıkarsın dışarıya.

hayatta kalırsın.

acayip bir yalnızlık ve müthiş bir güçtür tek çocuk olmak.

ama tüm bunlara rağmen; bir gün çocuğum olsa, asla tek çocuk olmasına izin vermezdim.