TARİH 6 Kasım 2020
50,7b OKUNMA     518 PAYLAŞIM

Hitler'in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels'in Günlükleri

1897-1945 yılları arasında yaşayan, Nazi Almanyası'nda Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı yapmış siyasetçi Joseph Goebbels'in yazdığı günlüklere dair bilgiler.

nazi almanyası'nın propaganda bakanı joseph goebbels'in ekim 1923'te henüz 27 yaşına girmek üzere genç bir işsiz olarak anne babasının evinde kalırken yazmaya başladığı günlüklerdir bunlar.

goebbels, 1941 temmuz'unda günlükler 20 cildi bulunca, bir hava saldırısında yok olabilirler endişesiyle berlin'deki reichsbank'ın yer altı kasalarına koydurmuş. o tarihten sonra da günlükleri elle yazmayı bırakmış ve bir stenografa yazdırmış. her günün "entry"sine o günün askeri ve siyasi gelişmeleri ile başlamış. goebbels'in otobiyografi yazarı toby thacker şöyle diyor: "goebbels, günlüğünün tarihi bir belge olarak çok değerli olduğunun zaten farkındaydı ve ilerde bir gün bunların üzerinde yeniden çalışarak yayımlanmasıyla ilgili fazlasıyla heyecan duyuyor ve her günün "entry"sine saatlerini ayırıyordu."


tabii stenografın olaya dahil olmasıyla günlükler artık gizli olmaktan çıkmış ve kişisel konularda daha az dürüst olarak devam etmiş.

günlük yazmaya yarı yahudi olan kız arkadaşı else janke'nin hediye ettiği günlük ile başlamış ve başlarda çoğunlukla ondan bahsetmiş. toby thacker şöyle yazıyor: "günlük yazmak kısa süre içinde bu sorunlu genç adam için bir terapi haline geliyor. birçok tarihçi goebbels'in günlük yazarı olarak özellikle ilk yıllarında olağanüstü derecede samimi bir şekilde içini döktüğünden bahseder."

1923 yılında başladığı günlük yazma işini neredeyse her gün devam ettirmiş.

biyografi yazarı peter longerich'e göre goebbels'in 1923'ün sonlarından 1924'ün başlarına kadar olan günlük kayıtları, yalıtılmış, "dini-felsefi" meselelerle meşgul ve ne yöne gideceğini bilmez bir adamın yazılarını yansıtıyordu. 1923 aralık ayının ortalarındaki günlük kayıtları, goebbels'in völkisch milliyetçi hareketine yaklaştığını gösteriyor. adolf hitler ve nazizm ile ilgisi ise ilk olarak mart 1924'te başlıyor. şubat 1924'te, hitler'in munich putsch (birahane darbesi) olarak da bilinen 8-9 kasım 1923'deki başarısız darbe girişimi nedeniyle vatana ihanet davası başlamıştı ve vatana ihanetten yargılandığı duruşma basının da yoğun ilgisiyle birden hitler'e propagandasını yapabileceği bir zemin oluvermişti.


goebbels adolf hitler'le 1925 temmuz'unda tanışır. o tarihten sonra da günlüklerin ana figürü adolf hitler oluverir. temmuz 1926'da goebbels, hitler'in "ırksal meseleler" üzerine yaptığı konuşmadan o kadar etkilenmiştir ki günlüğüne şöyle yazar:

"[hitler'in] söylediği şeyleri anlatmak imkansız. deneyimlenmesi gerekiyor. o bir dahi. tanrı tarafından belirlenmiş, kaderin doğal, yaratıcı bir aracı. derinden etkilendim."

hitler, ocak 1933'te şansölye olur ve goebbels propaganda bakanı olarak atanır. goebbels daha sonra günlüklerinin hitler'in iktidara geliş sürecini kapsayan kısmının düzenlenmiş halini kitap formatında yayımlar; "kaiserhof'tan reich şansölyeliğine: tarihsel günlük".
kaiserhof, hitler'in iktidara gelmeden önce kaldığı bir berlin oteliydi. kitap daha sonra "my part in germany's fight" (almanya'nın davasında benim rolüm) adıyla ingilizce olarak yayımlanır. bu kitap kasıtlı olarak propaganda amacı gütse de, nazi önde gelenlerinin iktidardaykenki zihniyetlerinin iç yüzüne ışık tutuyor.

kasım 1944'e gelindiğinde goebbels'e göre almanya'nın savaşı kaybedeceği açıktır. günlüğüne şöyle yazar: "bu güzel dünya gerçekten ne kadar uzak ve yabancı görünüyor. manen ondan çoktan ayrıldım."


üçüncü reich'in düşüşünden sağ çıkamayacağını anlayınca, yeni mikrofilm tekniği ile günlüklerinin kopyalanarak saklanması için emir verir. goebbels'in berlin'deki dairesinde özel bir karanlık oda oluşturulur ve goebbels'in stenografı richard otte bu işin başında durur.

goebbels, günlüğüne son kaydını 1 mayıs 1945 öğleden sonra, ölümünden saatler önce yapar, ancak bu kayıt yok oluştan kurtulamaz. korunan son giriş tarihi 9 nisan 1945'tir. mikrofilm günlüklerin konulduğu cam plaka kutuları, nisan 1945'te, gömülerek saklanmaları için berlin'in hemen batısındaki potsdam'a gönderilir. orijinal el yazısı ve daktilo edilmiş günlükler reich şansölyeliği'nde paketlenerek saklanır. bunlardan bazıları savaştan zarar görmeden çıkar ve savaştan sonra savaş yıllarıyla ilgili kısımlarının basımı için temel oluşturur. potsdam'daki cam plakalar sovyetler tarafından bulunur ve moskova'ya gönderilir ve alman tarihçi elke fröhlich 1992'de onları farkedene kadar hiç açılmadan öylece durur. günlüklerin tamamının yayınlanması ancak o zaman mümkün olur.

kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/goebbels_diaries

bazı alıntılar

“hitap edilen kitlenin psikolojisi kavranıp, yeteri kadar tekrarda bulunulursa, bir karenin aslında bir daire olduğunu kanıtlamak imkansız değildir. bunlar sadece kelimelerdir ve bir anlam yüklenene dek onlara istediğin şekli verebilirsin.”

“eğer gitmemiz gereken bir gün gelecek olursa, eğer bir gün tarih sahnesinden çekilmeye mecbur kalırsak, kapıyı öyle sert çarpacağız ki kainat titreyecek ve insanlık şaşkınlık içinde geri çekilecek..” (bu alıntının gerçek olup olmadığıyla ilgili reddit'te bir tartışma var)

“en dahice propaganda yöntemi bile şu temel ilke hep akılda tutulmadıkça hiçbir başarı getirmeyecektir: propaganda kendisini birkaç noktayla sınırlamalı ve bunları defalarca ve defalarca tekrar etmelidir.”

“inanç dağları yerinden oynatır, ama yalnızca bilgi onları doğru yere doğru oynatır...”

“önemli olan başarıdır. propaganda sıradan akılların değil, daha çok uzman uygulayıcıların meselesidir. güzel ya da teorik olarak doğru olması gerekmez. estetik açıdan zarif ve harika konuşmalar yapmam veya konuşurken kadınların ağlaması umurumda değil. siyasi bir konuşmanın amacı, insanları doğru düşündüğümüz şeye ikna etmektir. diğer şehirlerde berlin'dekinden farklı konuşuyorum ve bayreuth'ta konuştuğumda pharus salonu'nda söylediğimden farklı şeyler söylüyorum. bu teori değil, uygulama meselesidir. birkaç saman beyinlinin hareketi değil, geniş kitleleri fethedebilecek bir hareket olmak istiyoruz. propaganda popüler olmalıdır, fikri açıdan hoş görünen değil. fikri hakikatleri keşfetmek propagandanın görevi değildir.”