İçtiğimiz Poşet Çayların İçinde Yüzlerce Böcek Türünün DNA'sının Bulunması
biology letters'ta yayınlanan bir yazıda; biyologların sadece dört bitki (papatya, nane, çay ve maydanoz) üzerinde yaptıkları çalışmaya göre, analizlerden 1200'den fazla farklı eklem bacaklı türünün izini buldu.
araştırmada bilim insanları, dört kıtadan gelen şifalı otlar ve çaylar için yerel marketlerdeki rafları taradılar. her çayın, temsil edilen bir dizi kökene sahip olduğundan emin olmak için aynı ürünün birden fazla versiyonunu farklı markalardan satın aldılar; bu da bulabilecekleri eklembacaklı sayısını en üst düzeye çıkaracaktı. ekolojik genetikçi henrik krehenwinkel, "birkaç farklı markete gittim ve bir sürü farklı türde çay aldım. çok ağır bir çay tiryakisi olduğumu düşünmüş olmalılar" diyor.
ekip, tüm bitki materyali arasından eklem bacaklı dna'sını çıkarmak ve çoğaltmak için yöntemler geliştirmek zorunda kaldı. çay yapraklarındaki dna'nın büyük çoğunluğu çay bitkisinin kendisindendir. krehenwinkel, "muhtemelen 99.999 veya buna benzer bir dna yüzdesi bitki dna'sıdır ve geriye kalan sadece küçük bir kısım böcek dna'sıdır" diye açıklıyor ve ekliyor: "tabii ki çay içenler için iyidir, çünkü onlar çayı içmek isterler, böcekleri değil."
ticari çaylardan e-dna'yı analiz edebilmek, dünyanın dört bir yanından böcekler hakkında veri toplamayı kolaylaştırabilir. bu çalışmada yer almayan aarhus üniversitesi'nde moleküler ekolojist olan eva egelyng sigsgaard'a göre, birçok edna çalışmasında ortak bir sorun, küçük bir araştırmacı ekibi tarafından elde edilebilecek sınırlı miktarda numunedir. ticari olarak üretilen çayların ve şifalı bitkilerin kullanılması, bitki materyalinin hasat edilmesi, kurutulması ve taşınması için mevcut altyapıdan yararlanarak bu sorunu ortadan kaldırır. sigsgaard, "örneklemenin, bir dereceye kadar, bu ürünleri üreten bu şirketler tarafından farkında olmadan yapıldığını bile söyleyebilirsiniz" diyor.
çay yapraklarından veya diğer kuru bitki materyallerinden eklem bacaklıların dna'sını analiz etmek, bilim insanlarının zararlı olarak kabul edilen böceklerin yayılmasını izlemesine yardımcı olabilir. böcekler genellikle yanlışlıkla dünyanın dört bir yanına taşınır, kargo gemilerinde, saksı bitkilerinde veya yakacak odunlarda gezintiye çıkar. çoğu, yolculuktan sağ çıkamayacak olsa da bazı türler başarılı bir şekilde yer değiştirir ve ormanlara veya ekinlere zarar vermeye devam eder. zararlı türleri yeni bir alanda ortaya çıktıktan hemen sonra tespit edebilmek, haşere popülasyonları hızla yükselmeden önce yönetim sürecini başlatmaya yardımcı olabilir.
krehenwinkel'in öngördüğü gibi, eski ve yeni bitki örneklerinin bu karşılaştırmaları “zamanda geriye yolculuk yapmak ve toplulukların nasıl değiştiğini anlamak” için bir yol sağlayacaktır. bu tarihsel mercek, özellikle yakın zamanda belgelenen böcek düşüşlerinin ışığında, böcek koruma çabalarına yardımcı olabilir. bilim insanları, iklim değişikliği ve habitat bozulması gibi tehditler nedeniyle birçok böceğin tehlikede olduğunu bilse de, bu kayıpların boyutunu ölçmekte zorlanıyorlar.
bu çalışmada yer almayan rutgers üniversitesi'nden bir ekolojist olan julie lockwood , eski ve yeni bitki maddelerinden edna karşılaştırmalarının, bilim adamlarının bir böcek türünün bilerek veya bilmeyerek yeni bir alana ilk ne zaman sokulduğunu ortaya çıkarmasına da yardımcı olabileceğine dikkat çekiyor.
her şey bilim ve insanlık için tabii ama bu yazıdan sonra poşet çaya daha da şüpheci yaklaşımlar olacağı aşikar.