PSİKOLOJİ 17 Aralık 2020
38,7b OKUNMA     691 PAYLAŞIM

Introvert ve Extrovert Olmanın Psikolojik Farkları

Introvert (içe dönük) ve extrovert (dışa dönük) olmanın tanımlarını yapıp farklarını ortaya koymuş. Nedir, ne değildir diyenler için gelsin.
Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2004)

introvert (ve tersi extrovert) başkalarıyla nasıl etkileşim kurduğumuza ilişkin tercihlerimizle ilgili kişilik özellikleridir. acaba içe dönüklük/dışa dönüklük tam olarak nasıl anlaşılır ve refahımızı nasıl nasıl etkiler? her iki özelliği de aynı başlık altında incelemekte yarar var diye düşünüyorum, farklı yanlarını daha iyi anlayabilmek için.

içe dönüklük ve dışa dönüklük, onlarca yıldır psikolojik teorilerin konusu olmuştur. günümüzde kişilik üzerine çalışan psikologlar içe dönüklüğü ve dışa dönüklüğü, genellikle beş faktörlü kişilik modeli olarak bilinen şeyin bir parçası olarak görmekteler. bu teoriye göre, insanların kişilikleri beş özellik seviyesine göre tanımlanabilir: dışa dönüklük (introvertin tam tersi), uyumluluk (fedakarlık ve başkaları için ilgi), vicdanlılık (birinin ne kadar organize ve sorumlu olduğu), nevrotiklik (birisinin olumsuz duyguları ne kadar deneyimlediği) ve deneyime açıklık (hayal gücü ve merak gibi özellikleri içerir).

beş faktörlü modeli kullanan psikologlar, dışa dönüklük özelliğini birden çok bileşene sahip olarak görürler. daha dışa dönük olanlar daha sosyal, daha konuşkan, daha iddialı, daha çok heyecan arama eğiliminde ve daha olumlu duygular yaşadıkları düşünülüyor. öte yandan, daha içe dönük insanlar, sosyal etkileşimler sırasında daha sessiz ve daha içine kapanık olma eğilimindedir. daha da önemlisi, utangaçlık içe dönüklükle aynı şey değildir: içe dönükler sosyal durumlarda utangaç veya endişeli olabilir, ancak bu her zaman böyle değildir. ek olarak, içe dönük olmak, birinin antisosyal olduğu anlamına gelmez. içe dönükler anti-sosyal değildir, farklı bir şekilde sosyallik gösterirler. yakın arkadaşları ve aileleri olmadan tabii ki yasayamazlar ama ayni zamanda yalnızlığı da isterler.

2011'de wellesley koleji'ndeki psikologlar, aslında birkaç farklı türde içe dönüklerin olabileceğini; tüm dışa dönüklerin ve içe dönüklerin aynı olmadığını öne sürmüşler.

bu çerçevede, dört içe dönüklük kategorisi olduğu belirlenmiş

* sosyal içe dönüklük,
* düşünceli içe dönüklük,
* endişeli içe dönüklük,
* engellenmiş/kısıtlanmış içe dönüklük.

bu teoride, sosyal bir içe dönük, tek başına veya küçük gruplar halinde vakit geçirmekten hoşlanan kişidir. düşünen içe dönük, içe dönük ve düşünceli olma eğiliminde olan kişidir.
endişeli içedönükler, sosyal durumlarda utangaç, duyarlı ve bilinçli olma eğiliminde olanlardır. engellenmiş/kısıtlanmış içe dönükler, heyecan aramama ve daha rahat aktiviteleri tercih etme eğilimindedir.

peki, içe dönük olmak mı yoksa dışa dönük olmak mı daha iyi?

dışa dönüklüğün olumlu duygularla ilişkili olduğunu öne sürülmektedir. yani, daha dışa dönük insanlar, içe dönüklere göre daha mutlu olma eğilimindedirler. acaba aslında durum bu mu? bu soru hakkında yapılan incelemelerde araştırmacılar, mutlu katılımcılara baktıklarında, bu katılımcıların yaklaşık üçte birinin de içe dönük olduklarını keşfettiler. başka bir deyişle, daha dışa dönük insanlar ortalama olarak biraz daha sık olumlu duygular yaşayabilir, ancak çoğu mutlu insan aslında içe dönüktür.

dışa dönüklük genellikle iyi bir şey olarak görülüyor. örneğin, işyerleri ve sınıflar genellikle dışa dönüklere daha doğal gelen bir etkinlik olan grup çalışmasını teşvik eder. fakat bu durum, içe dönüklerin olası katkılarını ihmal edilmesine yol açıyor.

mevcut toplumumuzda dışa dönüklük sıklıkla daha makbul görünse de, içe dönük olmanın da faydaları vardır. yani, içe dönük veya dışa dönük olmak ille de daha iyi değildir. başkalarıyla ilişki kurmanın bu iki yolunun her birinin kendine özgü avantajları vardır ve kişilik özelliklerimizi anlamak, başkalarıyla daha etkili bir şekilde çalışmamıza ve çalışmamıza yardımcı olabilir. diğer bir deyişle birinin diğerinden daha iyi olduğunu söylemek mümkün değil.

kaynak, kaynak, kaynak, kaynak.