SİYASET 26 Eylül 2022
19,7b OKUNMA     470 PAYLAŞIM

İtalya'nın İlk Kadın Başbakanı Seçilen Giorgia Meloni Kimdir?

Partisi, 2022 İtalya Genel Seçimleri'ni resmi olmayan sonuçlara göre %26 oy ile kazanan Giorgia Meloni, İtalya'nın ilk kadın başbakanı olarak tarihe geçmek üzere.


Giorgia Meloni kimdir?

giorgia meloni, italya'da sağ popülist bir siyasi parti olan italya'nın kardeşleri'nin (fratelli d'italia, fdi) lideri ve avrupa muhafazakârlar ve reformcular partisi'nin başkanı olarak görev yapan 1977 doğumlu italyan gazeteci ve politikacıdır. 

2006'dan beri milletvekili olan meloni, benito mussolini hayranı ve yabancı ve göçmen düşmanı bir kişidir.

meloni'nin partisi, 2022 italya genel seçimleri'ni resmi olmayan sonuçlara göre %26 oy ile kazandı. hükümet kurma yetkisini alan meloni, italya'nın ilk kadın başbakanı olarak tarihe geçmek üzere.

İtalya'daki seçim atmosferi

italya'dan bildiriyorum. öncelikle, seçim sonuçları kimseye sürpriz olmamıştır. bağıra bağıra geliyordu meloni. asıl sürpriz ise lega'nın düşük bir oy oranında kalması ve berlusconi'nin 10 bandından düşük oy toplaması.

avrupa birliği (ab) için şimdilik "aha dağılacak. meloni, macron'dan nefret ediyor" tarzı açıklamalar için çok erken. eğer ki rusya-ukrayna savaşı olmasa idi, bu tez doğru olabilirdi. fakat şu an ab, savaş sebebi ile konsolide olmuş durumda.

her ne kadar salvini ve meloni, ab'ye karşı olsalar da; bunu dile getirmeleri veya aksiyon almaları için doğru bir zaman değil. medyada öyle bir ukrayna propagandası hakim ki; bu iki sivri dilli siyasetçi dahi ab karşıtı bir söylem dile getirmeyecektir. getirdikleri takdirde kamuoyundan tepki çekecek; hatta partileri içerisinde dahi çatlak sesler çıkacaktır.

Meloni nasıl kazandı?

meloni, 2018'de kimse tarafından iplenmeyen bir figürdü. o seneki seçimlerde %4 oy alabilmiş; çıktığı her platformda "ben bir kadınım, ben hristiyanım, ben bir anneyim" diye çığırtkanlık yapan bir manyak gözü ile bakılıyordu. fakat hem vatikan etkisi sebebiyle italya'nın kuzey afrikalı göçmenler başta olmak üzere, çok sayıda göçmen alması, hem de italya'nın sahip olduğu potansiyeli bir türlü eyleme geçiremeyip; akdeniz'de pasif, orta bir ülke durumuna düşmesi sebebiyle meloni aldı götürdü.

şunu da belirtelim; le pen, meloni'nin yanında sjw (toplumsal adalet savaşçısı) kalır.

fakat dediğim üzere, şu anki vaziyette çok uçuk atılımlar yap(a)mayacaktır. hemen çıkıp "italexit" diyecek bir durumda değil; yukarıda saydığım sebeplerden ötürü.

burada en çok merak ettiğim; der leyen'in ne diyeceği. daha geçen gün "bizim desteklediğimiz adaylar kazanmalı" diye açıklama yapmış; meloni'nin memleketi roma'da ab bayrakları indirilip, yerine italyan bayrakları asılmıştı.

özel hayatına gelince; dediğim gibi, her çıktığı platformda inançlı bir katolik olduğunu dile getirmesine rağmen evlilik dışı bir çocuğu var bu ablanın. kendisine katolikler tarafından bu hususta pek de laf söylenmemesi garip.

son olarak; italyan tarihinde ilk kez bir kadın başbakanın seçilmesi ve seçilen bu kadın başbakanın da gençliğinde benito'yu övüp, adeta tapması büyük bir ironi.

giorgia meloni'nin, hükümet krizlerine alışık italya'da bir sonraki seçimlere kadar iktidarda kalacağına pek de ihtimal vermiyorum.

Meloni hakkında biraz daha detay vermek gerekirse

italyan siyaseti çoktandır tıkanmış durumda ve sert üslubuna, 'faşizmine' rağmen olayları okumayı becerebilen ve çözüm önerisiyle gelebilen tek kişi kendisiydi uzun zamandır.

hitabeti gerçekten güçlü olmakla birlikte aşırı baskın bir karakter ve bu vakte kadar herhangi bir programda karşısına geçip de susturamadığı tek bir siyasi figür olmadı. sadece karşısındakini bastırmak olarak değil, ağzından çıkan içerikle de susturuyor.

ha, kitlelere kendini sattığı kadar uç bir kadın da değil aslında kendisi ama bir şekilde ilgi toplamak için böyle davranmak gerekiyor herhalde.

bu arada, macron'a afrika üzerinden insan hakları çerçevesinde had bildirdiği konuşması yeni değildir. aynı kadın acı bir biçimde mülteci konusunda "italya'nın, avrupa'nın türkiyesi olmasına izin vermeyeceğim" minvalinde söylemleri de vardır. türklerle de özel bir derdi yoktur.

italya, afrika'dan iltica eden ve italya'ya yerleşen afrikalılar konusunda avrupa'nın diğer başatlarının "gelenler insandır, tabii ki alacaksın" deyip deyip aynı afrikalılar sınır kapılarına dayandığında akla hayale gelmeyecek yöntemlerle italya'ya geri postalanmasından ve buna tepki gösterince de insan haklarını ihlal etmekle itham edilmekten çok uzun zaman rahatsız.

macron'a giydirdiği söz konusu konuşmanın uzun versiyonunda işler daha eğlenceli.

yani aslında kadının göçmenle bir derdi yok, italyanlar yücedir dediği de yok. "her bakımdan donanımlı, yasal yollarla gelmeye çalışan göçmenlere vize vermiyoruz da neden kaçak gelenleri kırmızı halılarla karşılıyoruz?" diyor. e haklı.

şimdi burada, kendi ülkemdeki göç meselesi hakkında da pek farklı düşünmediğim için faşist oluyorum muhtemelen de taciz korkusuyla kardeşimin çakıyla, biber gazıyla gezdiği yerde sizin bu faşizmdir naralarınıza da başlarım arkadaşlar, kimse kusura bakmasın. neyse.

lgbt konusundaki tutumları da çelişkili işin aslı. bir yandan mitinglere çıkar, geleneksel aile diye bağırır, sonra gider benim derdim eşcinsellerle değil der, hak verilmesin demiyorum der, hatta yanlış hatırlamıyorsam bir ara onur yürüyüşüne şöyle bir uğrayıp çıkmışlığı var, ama burada yanılıyor olabilirim. ha, eşcinsel çiftlerin evlat edinmesi hakkında çok keskin bir muhaliftir kendisi ve hatta artık anne baba yerine ebeveyn 1, ebeveyn 2 diyelim gibi bir teklife karşıt bir mitingde yaptığı konuşma üzerinden remixler yapılıp epey alay konusu olmuştu. 


io sono giorgia, sono una donna, sono una madre, sono cristiana.

"ben giorgia, bir kadınım, bir anneyim, hristiyanım." diye gidiyor.

hadi bakalım, hükümeti kurabilecek mi, zaman ne gösterecek hep birlikte şahit olacağız.