Kanada'da Yaşamanın Kötü Tarafları
sağlık sistemi çok yavaş
türkiye'de özel doktorlardan ertesi güne randevu alırken burada ihtisas sahibi doktorun yüzünü görmeniz aylar alabiliyor. önce aile doktorundan alabilirseniz randevu almanız gerekiyor. kendisi bir hafta dolu olabiliyor. ondan randevu alırsanız sizi sevkediyor. sevk ettiği doktor da eğer cerrahi gibi talebi çok olan doktorsa 1 ay sonraya randevu verebiliyorlar. sonra cerrah ameliyat kararı verirse onun için de bir kaç ay bekleyebilirsiniz. başınıza acil bir şey geldi, acilde bekleme süresi 3-4 saat. ondan sonra da doktor 2 dakika görünüyor, sonra diğer hastalarla ilgilenmeye gidiyor. herkesin aile doktoru olmasi gerekiyor ama aile doktorlarında yer yok. geldiğimde 1.5 sene sıra bekledim. diş genel sigortaya girmiyor, işyeri sigortası gerekiyor. kendi paranızla gitseniz dolgu 500 dolar. türkiye'ye gelip gitmek daha ucuz.
beklemeye alışın
bir dükkana girdiniz, adres soracaksınız, eğer satıcı başka bir müşteriyle ilgileniyorsa yüzünüze bile bakmaz. bizde gelir gelmez sorarlar, önünüzdeki adamın işi yarım saat sürecekse işi çabuk olanı halledip gönderirler, burada sabırla önünüzdeki müşterinin işinin bitmesini bekleyeceksiniz. veya kimse yok sırada ama danışacağınız kişi bir şeyle uğraşıyor, size gel demedikçe yanına gidip bir şey soramazsınız, büyük kabalık olarak atfediyorlar. insanlar yolda, mağazada, trafikte aşırı yavaşlar, hele çinliler, sınırınızı tepenize çıkaracak kadar ağırlar, sallana sallana yürüyorlar. ama mecbursunuz, bekleyeceksiniz.
en basit yol yapım çalışmaları aylar sürüyor
türkiye'de iki günde bitecek iş bitmek bilmiyor. toronto'nun merkez tren istasyonunun yanındaki yolu restore ediyorlar, 4 senedir devam ediyor, daha bir kaç yılı var. eglinton'da hafif raylı taşıma için tünel kazıyorlar, iki sene önce başladılar, 2020'de bitecek diyorlardı, 2021'e ertelemişler, trafik arapsaçı. köprüye asfalt atacaklar, çevre düzenlemesi vesaire ile 6 ay sürüyor. inanılır gibi değil ama yol çalışmaları sadece mesai saatlerinde yapılıyor. gece de çalışalım bir an önce bitirelim dertleri yok. yol zaten yoğun olduğu mesai saatlerinde tek şerite düşüyor, bekle babam bekle.
işçilik fiyatları çok pahalı
o yüzden her işi kendiniz yapmaya alışıyorsunuz. garaj kapısı bozuldu, sırf gelmeye 80 dolar istediler, sonra araştırdım, kendim yaptım. lamınatı kendim döşedim. yine taşınırken kamyon kiralayıp kendi eşyamı taşıdım. banyoyu boyadım. lastik değiştirmeyi öğrendim. hedefim 3-5 sene içinde evin her türlü tamıratını, restorasyonun yapmak ki türkiye'de çivi bile çakmazdım. temizlik keza aynı, önce gelip evin kaç saatte temizleneceğini belirliyorlar, sonra saati 65 dolar. tabi kendim temizliyorum.
birçoğu, göçmenleri sevmiyor
devletin resmi politikası bunu suç saydığı için açıktan dile getiremeseler de göçmenlikle ilgili bir haberin altındaki yorumlardan ve aldığı beğeniden insanların ne düşündüğünü anlayabiliyorsunuz. zaten iktidardaki göçmen karşıtı muhafazakar partinin en beğenilen icraati de göçmen olarak gelmeyi zorlaştırması.
kimsenin kimseyi umursadığı yok
bir pazartesi sabahı pisuvarda samimi olduğumu zannettiğim biriyle yan yana rastgeldik. gece eşimi acile götürmüşüm, 4 saat beklemişim, uyku uyumamışın. klasik nasılsın diye sordu. ben de kötüyüm dedim. bekledim ki ne oldu diye soracak ben de anlatacağım. öyle mi dedi çekti gitti, donakaldım.
tahtakurusu türkiye'den silineli çok oldu, şimdiki hatta bir önceki nesil bile bilmez ama kanada'da hala hüküm sürüyor
hatta toronto için tahtakurularının başkenti deniyor. öyle bir bela ki insanı hem maddi hem de manevi yıpratıyor. nefret ediyorsunuz ama hiç bir şey yapamıyorsunuz. günlerce geçmek bilmeyen kaşıntı, gece uyuyamıyorsunuz acaba ne zaman gelecekler diye, misafir ağırlayamıyorsunuz, düşmanımın başına vermesin.
çok onur kırıcı bir şekilde işten atılabilirsiniz
merhamet, duygu yok. başıma bir kez geldi, arkadaşlarımla vedalaşabilir miyim dedim, hayır dediler. buzdolabında yiyeceklerim vardı, almaya gittim, yanımda bir adam bekliyor, zarar verecek miyim, bir şey çalacak mıyım diye. süklüm püklüm ayrıldım işten, 1 ay kendime gelemedim, hala acısı içimdedir, asla unutmayacağım o günü. şu anki işyerimde de her 5-6 ayda biri atılıyor, adamla vedalaşamıyorsun bile, masadaki eşyalarını gelip müdürü topluyor.
türkiye'deki tüm tecrübenizi unutun
koç holdingin ceo'su bile olsanız burada bir önemi yok. kanada'daki referanslarınızı arayıp anında bilgi alabilirler ama türkiye'yle olan zaman farkı artı ingilizce sorunu gibi nedenlerden aramayacaklarını bilirler, o yüzden önemsemezler. iş bulamayınca geriye ne kalıyor? vasıfsız işler. onlara girmek de kolay değil. ofis temizliği işine başvurdum, tecrübem yok diye aramadılar bile. onun bile sertifikası oluyor. hamburgercide, kafede de çalışamazsınız. mühendis olarak geldim, iş bulamayınca ambarda gece vardiyasında çalıştım. tamamen fiziksel, vasıfsız eleman muamelesi görüyorsunuz, artı stres, her gün bir kaç kişi kovuluyor, 2.5 ay sonra tam alıştım şartlara, sonra bir mühendislik işi buldum. bu arada işyerinde servis ve yemek yok. araba şart çalışmak için. o da yatırım gerektiriyor.
kurallara aşırı bağlılar, pratik düşünemiyorlar
hiçbir şey değismese bile kuralların dışına çıkmaya ödleri kopuyor. bir meslek örgütüne üye olmaya çalışıyordum. 1 sene kanada tecrübesi gerekiyor. örgütün kuralına göre öğrenciykenki tecrübe kabul edilmiyormuş. okul için hiç izin almamış olmama ragmen, nuh deyip peygamber demediler. 3 yıl gecikmeli üye oldum.
esneklik sıfır, oluru varsa bile en ufak kuralsızlığa direniyorlar
çocuğu iki gün kreşe bırakıyoruz, bir hafta olması gereken günde değil de başka gün bırakmak istedik, 1 ay önceden de haber verdik, kabul etmediler. o gün kreş ful kapasiteymiş. öğretmen sayısına göre belli sayıda çocuk olması gerekiyor. denetleme olur, hesap veremeyiz diye bir günlüğüne kolaylık sağlamadılar.
bir işin daha basit yapılabilecek bir yolu varsa bile akıllarına gelmiyor. göbeğim çatlıyor, yarım saat anlatıyorum şu şekilde de yapılabilir diye. en sonunda ikna olanlar oluyor ama akla karayı seçiyorum. artık bıraktım zaten uğraşmıyorum biliyorum olan zamanıma olacak. benzin alırken kampanya vardı, ay boyunca belli bir litre benzin alınca hediye puan veriyorlar. ayın son günü, depoyu fulledim, çok az bir miktar, 0.1 litre kadar eksik kaldı. sorumlu kadına söyledim, almadığım benzinin parasını ödemeye de razıyım. bekliyorum ki bir ayar çeksin, halletsin. yok, "yapabileceğim birşey yok" dedi.
çocuk bakımı çok pahalı
devletin kreşi var, 4 yasında başlıyor. özellerde sıra var, 1000 dolardan başlıyor. 12 yasına kadar çocukları evde yalnız bırakmak yasak, bir çaresini bulacaksınız. ya çalışmayacaksınız, ya da dünya para bayılacaksınız.
mesafeler çok uzak
tatile gidecek yer yok, oteller çok pahalı. iznim duruyor, ama izin alıp ne yapacağımı bilmiyorum. türkiye'yi baştan aşağı dolaşmıştım, her haftasonu bir yerlere giderdim, burada tıkıldım kaldım. resmi tatiller çok az. noel tatilinde bile kesintisiz iki hafta tatil yok, 4 gününde iş var. yılda toplam resmi tatil süresi 12 iş günü, noel dahil. mesafe çok uzak olduğu ve bilet pahalı olduğu için avrupa'daki gibi türkiye'ye zırt pırt gidemiyorsunuz. gitseniz saat farkı var.
bazı ürünler fahiş fiyatlı. ekmek 650 gramı 3 dolar, belediye otobüsü 3 dolar, kablolu televizyon 50 dolar.
şehirlerarası seyahat eden bir firma var, o da bizim 20 sene önceki halimiz. fiyatı da uçmuş durumda. toronto-montreal arası otobüsle 540 km, 65 dolar. muavin, servis, televizyon, hiç bir şey yok, otobüs 1999 model. büyük şehirler dışında toplutaşım felaket. yaşadığım şehirle çalıştığım şehrin arası 20 km, birisi 400,000, birisi 40,000 nüfuslu, her gün iki yönde de onbinlerce araç seyahat ediyor, ama toplutaşım yok. tek seçenek araba. araba fiyatları ucuz ama sigorta aşırı pahalı. türkiye'de 12 yıllık polo'ya yıllık 1000 tl kasko ücreti veriyordum, burada en külüstür arabaya aylık 400 dolar fiyat çekiyorlar.
büyük şehirlerde ev satın alma veya kiralama fiyatları çok pahalı
toronto'da 1 oda 1 salon 250,000 dolardan, kirası da 1200 dolardan başlıyor. evler milyon dolar. karı koca iyi bir işte çalışmadığı sürece imkansız.
alışveriş merkezleri pazar 6'da, cumartesi bazısı 6'da bazısı 9'da kapanıyor
çoğu işyeri haftasonu kapalı. müşteri umurlarında değil. ucuz bir berber buldum, ama adam neredeyse haftanın sadece 3 gününde çalışıyor, o da 3'e 4'e kadar. 3-4 kez 5'ten önce gittim, hepsinde kapalıydı. umudu kestim, başka bir berber buldum. 5'e kadar çalışıyorum dedi. tamam dedim, bir gün 5'e 5 kala gittim. adam kapıyı kitlemiş ama içerde. kapıyı tıklattım, yok kapalıyız dedi. türkiye'deki berberimi gece 9'da arayayım gelir dükkanı açar beni traş eder.