karabük üniversitesi'nde yaşanan olayların nedeni yabancı öğrenci sınavı denen ilkokul düzeyindeki sınavdır.

yaklaşık 20 yıldır üniversiteye öğrenci hazırlayan bir matematik öğretmeni olarak bu sınavdan, sınavda dönen rantlardan ve atadan-dededen türkiye cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerin yenen hakkından bahsetmek istiyorum.

başlamadan önce şunu diyeyim ki bu coğrafyada en zor şey türk olmak

türk bir öğrenci bir üniversiteye girebilmek için daha ortaokulda yarış atı gibi koşturmaya başlar. dershanelere özel hocalara binlerce lira para öder. iyi bir lise kazanır ya da kazanmaz bilinmez ama lise hayatı da benzer geçer. özel bir okula gitmese dahi dershane özel öğretmen vesaire derken bir yüz binlerce lirayı daha lise doneminde harcar.

sonra tyt ve ayt denen içerisinde yeni nesil diye bahsedilen oldukça yüksek bilişsel düzeyde beceri isteyen soruları çözüp 4 milyon kişi içerisinde doktor olmak için ilk 10 bine, iyi bir hukuk fakültesi için ilk 20 bine iyi bir diş hekimliği kazanmak için ilk 30 bine girmek zorundadır. yani 4 milyon kişi içerisinde ilk yüzde bire girmek zorundadır.

4 yıllık eli ayağı düzgün bir üniversite kazanmak için yine bu 4 milyon kişi içerisinde ilk 150-200 bine girmesi gerekir. bu durumda 3.800.000 türk öğrenci sınavdan elenmiş olur.

yabancılar?

türkiye'ye yerleşmiş bir mülteci ya da üniversite okumak için dışarıdan gelen biri kendisine türkçe ingilizce ya da arapça seçenekler sunulan yabancı öğrenci sınavı adı altında sınava tabi tutulurlar. bu sınavda tyt ve ayt sınavlarının tam tersi olan oldukça basit sorular sorulur. bu sınavda çıkmış örnek bir sorudan bahsedeyim:

f(x)=3x+4 ise f(3) kaçtır?

bu soru yös sınavı icin zor bir soru olsa da(!) tyt ve ayt sınavlarında çıkan en kolay soru bundan onlarca kat daha zordur.

peki bu işin rant kısmı nerede? 

başlangıçta her üniversite 2, 3, 5 kişilik yabancı öğrenci kontenjanları açıyor ve buralara öğrenci alıyor ve bu öğrencilerden de belirli miktarda bir ücret alıyordu. örneğin 9 eylül üniversitesi hukuk fakültesinin hukuk öğrencisi için belirlediği yıllık para 15000 lira. 3 öğrenci geldiğinde bu 45 bin liralık bir getiri getiriyordu. üniversitenin bütçesi düşünüldüğünde oldukça düşük bir paraydı ancak 9 eylül üniversitesi başta hukuk fakültesi olmak üzere tıp fakültesi dahil bütün önemli kontenjanların toplam sayısını türk kontenjanının ortalama %60 ile %70'ine çıkardı. örneğin 400 kontenjanı olan hukuk fakültesine 280 yabancı öğrenci kontenjanı konuldu. bu 280 öğrenciden yıllık 4 milyon liranın üzerinde para girişi oldu bütün bölümleri düşündüğünüzde yaklaşık 10 bine yakın ek kontenjan koyan dokuz eylül üniversitesi yıllık 150 milyon liralık bir rant sağlamış oldu.

şimdi bunun yanı sıra şunu bir kez daha hayal etmenizi istiyorum: bir türk öğrencisiniz

ortaokul ve lise sıralarında günlerce aylarca çalıştınız. dershane özel öğretmen yüzbinlerce belki özel okul düşünüldüğünde milyonlarca lira para döktünüz sonra tyt ayt gibi bir sınava girip 4 milyon kişi arasında ilk 15 bine girip 9 eylül hukuk fakültesine girdiniz eğer hukuk fakültesi hayalinizse ama giremediyseniz yine 4 milyonda ilk 125 bine girme şartıyla özel bir üniversiteye girdiniz buraya yıllık 500 bin lira para veriyorsunuz bir diploma sahibi oluyorsunuz diğer tarafta sırf kendi ülkesinde vatanını bırakıp kaçan suriyelilerin afganların çocuğu olduğu için ya da nijerya'dan cebine 20 bin lira koyup geldigi icin birileri senin ortaokul 7. sınıfta matematik sınavından 80-90 almak için çözdüğün soruları çözüp 300 kişi arasında ilk 280'e girmek için çaba gösterip 9 eylül üniversitesi hukuk fakültesine yıllık sadece 15 bin lira verip seninle aynı veya senden daha prestijli bir hukuk diplomasına sahip olacak. ben bu örneği hukuk için verdim. varın tıp fakültesi diş hekimliği ya da başka bölümleri siz düşünün.

dünyanın hiçbir ülkesinde, sömürge ülkelerinde dahi o ülkenin kendi öz çocuğuna bu kadar 2. sınıf vatandaş muamelesi yapılan bir yer yoktur. bir öğretmen olarak çocuklarımın durumunu görüp sonra elini kolunu sallayarak yerleşip benim ülkemin profundan ders alan yabancıları gördükçe vicdanım sızlıyor. ne olur bunu yayın, anlatın, herkese söyleyin.