Katar ve BAE Gibi Körfez Ülkelerinde Çalışmak İsteyenlere Tavsiyeler
körfez ülkeleri, günümüz dünya düzeninin çarkları döndürmeye devam edebilmesi için gereksinim duyduğu petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarına sahip olmalarının verdiği avantajla, akıl almaz bir hızla geliştiler. petrol ve doğal gaz satışlarından ülkelerin merkez bankalarının kasaları doldu ve gelirin büyük bölümü, kapitalist düzen gereği yatırıma dönüştü. yatırım yatırımı tetikledi ve sıcak para bölgede konuşlandı. bu yatırımların meyvelerini vermesiyle, dün çöl olarak nitelendirilen boş düzlükler, dünya tarihi için bir göz kırpma süresi kadar bir zaman içerisinde gökdelenlerle dolu ütopik şehirlere dönüştüler.
tam bir ütopya: kozmopolit dubai
dubai üstte belirttiğim peri masalını gerçeğe dönüştürmüş şehirlerin başında geliyor. bulutlara değen gökdelenleri, lükse boğulmuş otelleri, dünya isimli gezegenin her bir tarafından türlü sebeplerle kalkıp dubai’ye yerleşmiş sakinleri ile kozmopolit bir dünya şehri kendisi. yatırım yatırımı çekti ve farklı din, dil, ırk ve kültürel kökene sahip insanların dünyanın bir çok yerinde göremeyeceğimiz bir düzen içerisinde yaşadığı bir kente dönüştü dubai.
peki dubai’nin böyle kozmopolit bir yapıya sahip olması sizde ne gibi duygular uyandırıyor? oraya gitmek ve bu gösterişli düzeni kendi gözlerinizle görmek mi istiyorsunuz? orada bir iş bulmayı mı arzuluyorsunuz? yoksa, içinde bulunduğunuz ortamdan kaçmayı ve orada yaşamayı mı hayal ediyorsunuz?
dubai’nin başarısını ve kozmopolit yapısını örnek alan körfezin diğer sakinleri de benzer bir yol izlediler. kimisi endüstriyel anlamda gelişmeyi tercih etti. abu dhabi’yi bu gruba dahil edebiliriz. kimisi spor, kültür, sanat, sağlık ve eğitim konularında bölgenin liderliğine soyundu. 2022 dünya kupası’nın gerçekleşeceği katar’ın başkenti doha gibi.
bugün geldiğimiz noktada, geçmişte çöl olarak anılan abu dhabi, doha, kuwait city, manama, cidde, muskat gibi şehirler birer cazibe merkezi haline gelmiş durumda. tüm bu şehirlerde, yan yana sıralanmış ihtişamlı gökdelenlerin yanı başında, devam eden inşaatları ve yükselen kule vinçleri görmek, iş makinelerinin çalışma seslerini duymak ve ortalığı kaplayan kumu ve betonu koklamak mümkün.
gelin beraber yukarıda bahsettiğim kule vinç ve iş makineleri üzerinde mantıksal bir ilişki zinciri çıkartalım:
- kule vinç ve iş makineleri görüyorsak orada bir inşaat çalışması var demektir.
- inşaat olan yerde insana ihtiyaç vardır. (insanlık, robotları inşaat işçisi olarak çalıştıracak teknolojiye henüz erişemedi. o güne kadar üstünlüğümüz devam edecek. sonrası tam bir bilinmez.)
- insan varsa, bu insanların yaşamlarına devam edebilmeleri için belli başlı hizmetler sunmak gerekir. (altyapı, yeme-içme, elektrik-su, sağlık, eğitim, eğlence, ulaşım, konaklama, internet vs.)
- bir yerde hizmet sektörünün kurulması hedefleniyorsa, birilerinin bunu finanse etmesi gerekir.
- nerede finansman lazımsa, bankacılık sektörü oradadır. (reklam sloganı gibi oldu.)
bankacılıktan bahsediyorsak, oturmuş bir düzen, devlet kurumları ve kanunlar vardır.
gördüğünüz gibi kule vinçten girdik, devlet su işlerinden çıktık. sanırım bu basit ilişki zinciri anlaşılmıştır. gelişme, ilerleme ve büyüme olabilmesi için bu zincirin halkalarının hepsinin bulunması gerekir. körfez ülkelerinin vizyonları doğrultusunda tüm bu parçalara sahip olmaları ve sistemlerinin işlerliğini devam ettirebilmeleri için de, uzmanlaşmış, kalifiye elemanlara ihtiyaçları vardır. yani, iş fırsatları açısından zenginlerdir.
körfez ülkelerinde iş bulmak
diyelim ki gemileri yaktınız, halihazırdaki düzeninizi bozmaya ve körfez ülkelerinde çalışmaya karar verdiniz. güzel. karar vermek, bir hedefe ulaşmak için atılacak ilk adımdır. şimdi ikinci adımı atmanın ve iş aramaya başlamanın zamanı!
bu aşamada önemli olduğunu düşündüğüm bir konuya parmak basmak istiyorum. ben inşaat sektöründe çalışıyorum. gözlemlerimin ve görüşlerimin büyük kısmının inşaat sektörü bakış açısından paylaşıyorum. bununla birlikte diğer sektörlerde iş arayanlar için de bu yazının faydalı olacağı kanaatindeyim. düşüncelerimi okurken bu noktayı göz önünde bulundurmanızı rica ediyorum.
hadi bakalım, körfez ülkelerinde çalışma amacıyla iş arayışımıza başlıyoruz. öncelikle öz geçmişimizi (cv) güzelce bir gözden geçiriyoruz. öz geçmiş hazırlama konusunda internetten kolayca ulaşabileceğiniz sonsuz sayıda kaynaktan işin püf noktalarını öğrenebilirsiniz. ben insan kaynakları uzmanı değilim. yine de, size yol göstermesi açısından, bugüne kadar elimden geçmiş öz geçmişlerden (işim ve çalıştığım pozisyonlar gereği bu sayı binleri bulmuştur), körfez ülkelerindeki firmaların beklentilerinden ve tamamen kişisel iş görüşmesi tecrübelerimden faydalanarak dikkat etmeniz gerektiğini düşündüğüm hususları sıralayacağım. eksik kaldığım yerleri siz tamamlarsınız ya da doğru bulmadıklarınızı uygulamazsınız, olur biter. görüşlerinizi de aşağıda yorum olarak belirtirseniz, hep beraber güzel bir kaynak oluşturmuş oluruz. ne de güzel olur, değil mi?
mezun olduğunuz üniversitenin isminin önemi
körfez ülkelerindeki yerleşik firmaların büyük bölümü için türkiye’de hangi üniversiteden mezun olduğunuzun bir önemi yoktur. çünkü körfezdeki işverenler ve firmalar maalesef üniversitelerimizi tanımıyorlar (“bizim köyde oxford vardı da ben mi okumadım?” dediğinizi duyar gibiyim).
tabi bu noktada şu gerçeği de göz ardı etmemek lazım: eğer körfez’de iş yapan bir türk firması ile görüşüyorsanız, hangi üniversiteden mezun olduğunuz değerlendirilecektir. eğer ki görüşme halinde olduğunuz firma türk değilse, onlar için önemli olan üniversitede ne okuduğunuz ve kaç yılında mezun olduğunuzdur. on yıl deneyimli mimar arayan bir firmaya, sırf ismi lazım değil bir üniversite çıkışlısınız diye yeni mezun makine mühendisi olarak başvurursanız, haliyle pek şansınız olmayacaktır. “hızlı öğrenirim, çok zekiyimdir,” deseniz de cv’niz büyük ihtimalle çöp kutusunu boylayacaktır.
türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden birinden mezun olduğunuz gerçeği ile teorik eğitiminizin mükemmele yakın olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. büyük ihtimalle de haklısınızdır. gel gelelim, körfezde çalışmak için bu yeterli değildir. işte, körfezde çalışabilmek için birincil koşul burada karşımıza çıkıyor ve bir duvar gibi yükseliyor: ingilizce
evrensel bir dil olarak ingilizce
üzülerek söylemek istiyorum ki, biz türkler ingilizce okuma-yazma ve anlama açısından dünya ortalamasının oldukça gerisindeyiz. bunu ispat etmek için istatistiksel verilere ihtiyaç duymuyorum (evet durum maalesef bu kadar net). en iyi üniversitelerimizden mezun olmuş, en fişek beyinlerimiz bile ingilizcede takılıyor. bu yazıda bunun nedenlerine inecek değilim. o başka yazının konusu. bu yazı açısından parmak basacağım husus şudur: körfezde iş arayan türkler olarak kendinize katabileceğiniz en büyük artı, akıcı ingilizce konuşmayı, yazmayı ve duyduklarınızı anlamayı geliştirmeniz olacaktır. bu noktanın önemini yazarak anlatamam. kozmopolit bir şehirde kısa bir zaman geçirip, kendi gözlerinizle görmeniz lazım. gerçekten. ben artık ingilizceyi bir yabancı dil olarak görmüyorum mesela. çünkü ingilizce evrensel bir gereklilik haline geldi. yüzme bilmek gibi, araba kullanmak gibi bir temel bir yetenek benim gözümde ingilizce. eğer kendinizi eksik görüyorsanız, ingilizcenizi geliştirmek için daha önce incelemiş olduğum duolingo gibi uygulamalardan yararlanabilirsiniz.
körfez ülkelerinin ana dili elbette ki arapçadır. buna rağmen, günlük hayat ingilizce üzerinden akar. tabelaların yarısı arapça yarısı ingilizcedir. mcdonald’s’ta hamburger yemek istiyorsanız siparişinizi ingilizce vermeniz gerekir. süpermarkette reyon görevlisinden tuvalet kağıtlarının olduğu reyonun yerini öğrenmek için de ingilizceye ihtiyaç duyarsınız. el kol hareketleri ile şekilden şekile girerek de derdinizi anlatabilirsiniz ama ben bu yöntemi kullanmamanızı ve gidip bir zahmet ingilizce öğrenmenizi önereceğim.
körfez ülkelerinde, özel sektördeki işlerin büyük bölümü ingilizce üzerinden yürümektedir. ev sözleşmesi, araba kiralama sözleşmesi, fatura, yazışma gibi temel dökümanlar ingilizce ve arapça olarak hazırlanır. bazı durumlarda sırf ingilizcedir. eğer ingilizceniz “ı come you go” seviyesindeyse lütfen beklentilerinizi ona göre ayarlayın ve önceliğinizi körfezde çalışan türk firmalarına vermeye çalışın.
inanın en kalifiye, 20 yıllık tecrübeye sahip müdür seviyesindeki insanların etiyopyalı teknikerden daha kötü ingilizce konuştuğu anlaşılınca, firmalar bu kişileri hiç düşünmeden türkiye’ye geri gönderebiliyorlar. kimsenin gözünün yaşına bakılmıyor anlayacağınız. özetlersem; ne yapın edin ve ingilizcenizi geliştirin.
tecrübelerin değerlendirilmesi
kariyerinizin bir döneminde körfez bölgesinde çalışmış olmak, yeni iş arayışınızda size büyük bir avantaj sağlayacaktır. buralarda bulunmuş, havasını solumuş olmak değer verilen bir özelliktir. 1-2 yıl gibi kısa bir süre dahi olsa körfezde çalışmış olma deneyiminiz varsa işverenler bunu önemli bir artı olarak göreceklerdir. eğer tüm deneyiminiz türkiye’de ya da körfez dışı başka ülkelerdeyse, dubai’de hedeflediğiniz o işi sizin kapmanız biraz daha zahmetli olacaktır. yine de, bu eksiklik bazı durumlarda handikap oluşturmayabilir. eğer o iş için gerçekten en uygun kişi sizseniz ve geriye kalan tüm kriterlere uyuyorsanız, o şirket sizinle temasa geçecek ve teklif yapacaktır. bununla birlikte, bölgenin şartlarına hakim olmadığınız için maaşınızı düşük tutmaya çalışacaklardır. buna hazırlıklı olmalısınız.
tecrübelerinizi yazarken, daha önceki projelerinizin büyüklüğü, ne kadar süre çalıştığınız, aldığınız görevler, tamamladığınız başarımlar gibi kritik noktaları belirtmeyi ve sizi diğer adaylardan ayıran farklılıklarınız ortaya koymayı unutmayın.
başvuru yöntemleri
tüm bilgiler ışığında ve kariyer hedeflerimiz doğrultusunda öz geçmişimizi hazırladık. ingilizcemizde sıkıntı yok. kendimize güveniyoruz. diğer adaylardan üstün olduğumuz yönlerimizin farkındayız. sırada, iş ilanlarını nereden inceleyebileceğimiz ve başvuruları nasıl yapabileceğimiz konusu var.
bildiğiniz gibi dünyada son moda, kariyer siteleri ve iş platformları üzerinden iş başvurusu yapmak. yatağınızdan kalkmadan dahi iş başvurusu yapmak artık mümkün. bu amaca uygun olarak size körfez ülkelerinde aktif olarak kullanılan 3 kariyer sitesini, bir kariyer platformunu ve bir yöntemi anlatacağım. başvurularınıza bu ortamlardan başlayabilirsiniz.
en aktif kariyer siteleri
körfez bölgesinde aktif olarak kullanılan 3 kariyer sitesi vardır: gulftalent, bayt and monster gulf (bağlantı adreslerini kasıtlı olarak vermiyorum. bir zahmet google’dan arayın, tembellik etmeyin). bu sitelerin hepsine kayıt olup öz geçmiş formlarını detaylıca doldurun. kendi hazırladığınız pdf ya da word formatındaki öz geçmişinizi de yüklemeyi unutmayın. ardından da tecrübelerinize, kariyer hedeflerinize ve beklentilerinize uyan ilanlara başvurun. sırf başvurmuş olmak için alakasız ilanlara başvurmayın. kriterlerin bir kısımını sağlamadığınız pozisyonlara başvurabilirsiniz. mesela bir ilanda 10 yıl tecrübe aranıyorsa ama sizin yalnızca 5 yıllık deneyiminiz varsa, çekinmeyin, yollayın gitsin.
linkedin’den iş bulma sanatı
linkedin öyle devasa bir iş arama ve bulma sistemine dönüştü ki inanamazsınız. bir çok insan linkedin üzerinden iş arar ve işverenler ile doğrudan iletişim kurarak görüşmeler yapar oldu. ilanlarını buradan paylaşan firmalar olduğu gibi, headhunter olarak tabir edilen danışman şirketlerin de öz geçmiş kovaladığı bir yer linkedin. bildiğiniz, tanıdığınız şirketleri takibe alın, ilanlarına başvurun, insan kaynakları çalışanları ile temas kurmaya çalışın, linkedin gruplarını takip edip görüşlerinizi belirtin, bilginizi ortaya koyun. kendinizi öz geçmiş havuzundaki sonsuz sayıdaki kum tanesinden ayırmaya çalışın. ağınızı genişleterek, ilanlardan, personel ihtiyaçlarından haberdar olun. internet, oturduğumuz yerden, gidemeyeceğimiz yerlere gitmemizi, ulaşamayacağımız bilgilere kısa sürede ulaşabilmemizi sağladı. bilgi, doğru kullanılırsa altın değerindedir.
firmaların internet sitelerinden başvuru yapmak ve eski bilindik yöntemler
bir diğer önerim de şirketlerin kendi internet sitelerinde yapacağınız başvurular. açıkçası bu yöntemin yukarıda saydıklarıma kıyasla oldukça etkisiz olduğunu düşünüyorum ama şirket hakkında bilgi sahibi olmanıza da yarayacağı için bu yöntemi göz ardı etmemenizi öneriyorum.
tüm bu yöntemlerden bağımsız olarak, tanıdıklarınızla temasa geçmekten ve iş arayışınız hakkında konuşmaktan asla çekinmeyin. eski iş arkadaşlarınıza iş arayışınızdan bahsedin. kimin, kime, ne zaman ihtiyacı olacağı hiç belli olmaz. öyle bir denk gelir ki kendinizi ertesi günün sabahı yeni işinize ait detayları konuşuyor bulabilirsiniz. hayat sürprizlerle doludur ve sizin onları bulmanız için hevesle beklemektedir.
teklif değerlendirme ve karar verme
gelelim dananın kuyruğunun koptuğu yere; teklifi aldınız. tebrikler. iyi de bu teklifi nasıl değerlendireceksiniz? benim gözlemlediğim, teklifinizi incelerken dikkat etmeniz gereken önemli noktalar şunlar:
- maaş ne kadar? (basic salary)
- ev yardımı dahil mi? yoksa konaklama şirket tarafından mı karşılanacak? (home allowance)
- ulaşım yardımı dahil mi? yoksa ulaşım şirket tarafından mı karşılanacak? (transportation allowance)
- yemek yardımı dahil mi? yoksa yemek şirket tarafından mı karşılanacak? (food allowance)
- çalışma saatleri nasıldır?
- size ve ailenize özel sigorta yapılıyor mu?
- yıllık izin kaç gündür?
- tatiller için uçak bileti şirket tarafından karşılanacak mı?
- çocuklarınız için eğitim yardımı verilecek mi?
- bu hususlar aklınıza yattıysa ve sorduğunuz diğer sorularınıza mantıklı cevaplar alıyorsanız, artık yeni işiniz hayırlı olsun diyebilir miyiz?
...
yazıyı noktalarken, herkesin tercihlerinin ve yaşadıklarının farklı olabileceğini, benim tamamen subjektif veriler ışığında bu yazıyı yazdığımı bir kez daha hatırlatmak istiyorum. bu bilgilerin iş arayışınızda size fayda sağlamasını umarım.