MÜZİK 6 Eylül 2024
5,5b OKUNMA     230 PAYLAŞIM

Keith Jarrett'ın Yanlış Piyanoyla Çaldığı ve Albümü 4 Milyon Satan Performans: The Köln Concert

Caz piyanisti Keith Jarrett'ın filmlere bile konu olan bu efsane performansının hikayesi.

"the köln concert", caz tarihinin en çok satan solo albümü ve yaklaşık 4 milyonluk satışla en çok satan piyano albümü olmasıyla müzikal ve kültürel açıdan caz tarihinde benzersiz bir yer tutmasının yanı sıra, arkasında eşsiz bir hikaye de bulundurmaktadır.

köln konseri, piyanist keith jarrett'ın 24 ocak 1975'te batı almanya'nın köln kentindeki opera binası'nda kaydettiği canlı bir solo çift albümdür ve aynı yılın ilerleyen zamanlarında ecm records tarafından yayınlanmıştır.

konser, o zamanlar almanya'nın en genç konser organizatörü olan 18 yaşındaki vera brandes tarafından organize edildi. konser, daha önceki bir opera performansının ardından cuma günü saat 23:30'da geç bir saatte gerçekleşti. geç saat, yönetimin brandes'e bir caz konseri için ayırabileceği tek zamandı. gösterinin biletleri tükendi ve 1.400'den fazla kişiyle tüm salon kapasitesi doldu.

Vera Brandes

jarrett'ın isteği üzerine brandes, performans için bir bösendorfer 290 imperial kuyruklu konser piyanosu seçmişti. ancak, opera binası personeli bir karışıklık yaşadı. bunun yerine sahne arkasında çok daha küçük bir kuyruklu piyano buldular ve talep edilen piyano olduğunu varsayarak onu sahneye yerleştirdiler. hata çok geç fark edildi. ellerindeki piyano yalnızca provalar için tasarlanmıştı ve kötü durumdaydı. çalınabilir hale getirmek için birkaç saatlik akort ve ayar gerekiyordu. enstrüman, tiz notalarda fazla ince, bas notalarda ise zayıftı. ortadaki siyah tuşlar ve pedallar düzgün çalışmıyordu. brandes bir girişimde bulunup jarrett'ın standartlarına uygun başka bir kuyruklu piyanoyu acil olarak teslim etmek için temin etmeye çalıştı. bu arada küçük kuyruklu piyanoyu tamir etmek için gelen piyano akortçusu, düşük sıcaklıklarda ve sağanak yağışın ortasında uygun ekipman olmadan kuyruklu piyanoyu taşımanın enstrümana onarılamaz zararlar vereceği konusunda brandes'i uyardı ve brandes'i küçük piyanoya yönelmeye zorladı.

jarrett, yaptığı turlar ve ayrıca avrupa'daki önceki konser kayıtları nedeniyle avrupalı izleyiciler tarafından zaten iyi tanınıyordu. bu tur sırasında keith jarrett konserler arasında seyahat etmeye zaman ayırmak amacıyla her iki gecede bir sahne alıyordu. jarrett, birkaç gün önce isviçre'nin zürih kentinde bir performans sergilemişti ve brandes plak şirketinin isteği üzerine ona köln'e bir uçuş bileti göndermiş olmasına rağmen, bileti nakite çevirip ecm records yapımcısı manfred eicher'in eski renault 4 arabasıyla köln'e doğru yola çıktı. böylece yorucu uzun yolculuğun ardından öğleden sonra geç saatlerde opera binasına yorgun bir şekilde vardılar. jarrett birkaç gecedir iyi uyuyamamıştı ve sırt ağrıları çekiyordu, bunun sonucunda bir sırt desteği takmak zorunda kaldı. kötü durumdaki piyanoyu denedikten ve yedek bir enstrümanın bulunmadığını öğrendikten sonra, jarrett çalmayı reddetti ve ayrılmak üzereydi. ancak brandes konser birkaç saat içinde başlayacağı için onu yine de performans sergilemeye ikna edebildi. brandes performanstan önce bir restoranda masa ayırtmıştı, ancak gecikmeler nedeniyle jarrett çok az yemek yiyebildi. sonuç olarak, jarrett performans enstrümanı büyük ölçüde zaten kurulmuş olduğu için çalmaya ve kayıt almaya karar verdi. jarrett, performansı sırasında daha güçlü bas notaları etkisi yaratmak için ostinatolar ve sol el ritmik figürleri kullandı, çalmayı da klavyenin orta kısmına yoğunlaştırdı. eicher daha sonra şunları söyledi: "muhtemelen jarrett onu bu şekilde çaldı çünkü iyi bir piyano değildi. sesini pek sevmediği için ondan en iyi şekilde yararlanmanın başka yollarını buldu".


konserin dikkat çeken bir yönü, jarrett'ın uzun süreler boyunca çok kapsamlı doğaçlama materyal üretebilme yeteneğiydi

bazen yavaş rubato hissiyatında, bazen de blues tarzı, gospel rock hissiyatında neredeyse tüm kayıt boyunca vamp (ostinato) ve doğaçlama yaptı. performansı ve kaydı bu kadar özel kılan şey, tüm konserin doğaçlama olmasıydı. bu, iyi bilinen bazı melodiler üzerine doğaçlama yapmak değildi, sadece oturdu ve tüm konser boyunca geniş bir spektrumda doğaçlama yaptı. aslında bunu yapabilmesini sağlayan kendisinin çok ciddi bir klasik müzik, blues, folk, caz ve gospel birikimi olmasıydı. aynı zamanda seyirciler onun kendinden geçerek müziğe teslimiyetle beraber bir akış (flow) halinde olmasına da tanıklık ettiler. keith jarrett'ın çok zekice yaptığı şey, bu bozuk piyanoyu alıp onu olabilecek en iyi şekilde kullanmaktı. sadece o piyanonun çalabileceği müziği çalmak için kullanmadı, bunun yerine piyanonun hatalarını kucakladı ve müziğine dahil etti. bu anlık nüanslar, doğaçlamanın özüdür. konser sadece dört notayla başlıyor. nazik ve isteksiz bir açılışla keith piyanoyu tanımaya çalışırken, ona ne geri verdiğini dinliyor ve sonra zihnindeki fikirleri daha fazla araştırıyor. bazen bir izleyici olarak neler olduğunu fark etmiyorlar ama bunu bilselerdi, "bu salondaki herkes aynı anda keşfediyor ve seslere birlikte uyum sağlıyoruz" derlerdi. pedallar bozuksa onlardan kaçınmanız veya olabildiğince sessiz çalmanız gerektiğini düşünebilirsiniz, ancak keith gerçekten bu kırık pedalları benimsiyor ve neredeyse onları vurmalı çalgılar gibi kullanıyor. jarrett'ın daha önce soprano saksafon, flüt, banjo ve vurmalı çalgılar çalmış olması da burada ona yardımcı oluyor. keith jarrett'ın müzikalitesi inanılmaz ve konserin arkasındaki hikaye tamamen benzersiz, ancak bunların hiçbiri bu albümün neden bu kadar başarılı olduğunu açıklamıyor. bu albümü bu kadar özel kılan şeylerden biri de, bunun tekrarlanmayacak canlı bir kayıt ve jarrett'ın belirli bir anı anlatması için bir fırsat olmasıydı.

bu kaydı diğerlerinden ayıran bir diğer şey de avrupa'da kaydedilmiş olması ve avrupa'nın geleneksel olarak caz gelişiminde, en azından cazın kültürel evi olan amerika ile karşılaştırıldığında küçük bir rol oynamasıdır, ancak bu performansın avrupa'da kaydedilmiş olması caz hakkında benzersiz bir bakış açısı sunuyor, bir opera binasında kaydedilen solo bir piyano performansı daha çok batılı bir klasik müzik fikri çağrıştırıyor, ancak sonra keith gece geç saatlerde bozuk bir piyanoda doğaçlama bir performans sunuyor. bu da özünde caz geleneğine çok daha uygun bir durum. özellikle kaydedildiği zaman olan 1975'te caz füzyon (jazz fusion) çok popülerdi. bu kayıt da iki müzik geleneği arasında bir füzyon. ayrıca dikkat çekici derecede basit bir sunumu var. kapağında bir piyanist ve konser için minimal metin içeren basit bir siyah beyaz fotoğraf.

özetle the köln concert, şu nedenlerden dolayı benzersiz ve kendine özgüdür: doğaçlama becerisi, duygusal yoğunluk, müzikal çeşitlilik, tarihi ve kültürel bağlam ve ticari başarı...

sonuç olarak

"the köln concert" hem müzikal hem de kültürel açıdan caz tarihinde benzersiz bir yer tutar. keith jarrett'in olağanüstü yeteneği ve bu performansın doğaçlama olması, albümü caz tarihinin en unutulmaz ve etkileyici yapıtlarından biri haline getirmiştir. ama bütün bunların ötesinde bir hayat dersi de içermektedir: eğer keith jarrett her olumsuzluğa rağmen devam etmeyi ve bunlara uyum sağlamayı seçmeseydi müzik tarihinin en ikonik kayıtlarından biri gerçekleşmeyecekti.

the köln concert - keith jarrett

bonus:
"the köln concert" sonrasında, değerli müzisyen rick beato tarafından "en güzel 2 dakikalık müzik" olarak adlandırılan keith jarrett'in 1973 lozan konseri kaydına bakılabilir.

the most beautiful 2 minutes of music | keith jarrett - rick beato


solo concerts bremen/lausanne (live) - keith jarrett

kaynak:
https://en.wikipedia.org/wiki/the_köln_concert
https://www.udiscovermusic.com/…cert-keith-jarrett/
https://youtu.be/wixmkzacgro?si=uqcnf1n6ceha8ncj