SAĞLIK 16 Ağustos 2016
48,2b OKUNMA     1114 PAYLAŞIM

Kendi Saçını Bile İsteye Koparanların Rahatsızlığı: Trikotillomani

iStock.com

trikotilomani impuls kontrol bozuklukları içerisinde yer alan kronik saç koparma hastalığıdır. obsesif kompulsif bozuklukla benzerliklerinden dolayı obsesif kompulsif spektrum bozukluklarından birisi olarakta değerlendirilmiştir. trikotilomaninin esas öğesi bir kişinin saçlarını kellik yapacak düzeyde koparmasıdır. saçı koparmadan önce veya hasta koparmaya karşı direnme çabasını göstermekteyse bir gerilim yaşantılanmaktadır. davranış esnasında haz, doyum ve rahatlama oluşmalıdır. genellikle ergenlik döneminde başlar. ergenlik döneminde kadınlarda erkeklerden 5-10 kat fazla görülürken daha sonra erken erişkinlikte kadın ve erkek arasında eşit oranda görülür. çocuklarda tırnak yeme, parmak emme, burun karıştırma, masturbasyon, okul sorunları ve kötü arkadaş ilişkileri eşlik eder. ii. eksen de komorbiditeyi araştıran çalışmalarda yapılmıştır. schlosser ve arkadaşları obsesif kompulsif %27, şizoid %14, borderline %14, kaçıngan %14, pasif agresif %14 ve kendini yeren kişilik bozukluklarının %14 düzeyinde trikotilomanili hastalarda görüldüğünü bildirmişlerdir. aile çalışmaları trikotilomani olgularının birinci derece akrabalarında saç koparma ve obsesif kompulsif bozukluk olarak artış saptamışlardır.

trikotilomaninin esas klinik özelliği saç, kaş, kirpik koparmadır. daha az olarak sakal, bıyık ve diğer beden kılları da koparılabilir. hastaların %75’i saçını, %53’ü kirpik, %42’i kaşını koparırken, %8 çocukların saç veya kaşını, %3’üde eşi veya başkalarının saçını koparmaktadır. beyazlaşmış saçları koparmak daha büyük haz verirken hastaların sadece %28’i koparma esnasında acı duyduklarını ifade etmiştir.

değişik antidepresan, mizaç düzenleyiciler ve antipsikotikler belirtilerin iyileştirilmesinde etkili bulunmuştur. psikoterapiler de tek başlarına bile oldukça etkilidir.

kaynak

Sorunu yaşayanların ağzından Trikotillomani;

genel olarak saç, kaş, kirpik koparma eylemi olarak ortaya çıkan senelerdir sahip olduğum rahatsızlık.saçlarınızı koparırken mutluluk(canınız gercekten acımaz), hemen sonra da derın bir pişmanlık ve üzüntü hissedersiniz.kuafore gitmek işkence olur,durumunuzu bilmeyen insanların farketmesi sizi tedirgin eder.hayatınızın bellı donemlerınde kontrol altına alabılseniz de, bazen, ne olduğunu anlamadan yeniden başlamış bulursunuz kendınızı.

kuafore gidildiğinde, genellikle "saçını kim kesti?" sorusuyla karşılaşılıp, cevabı "saçımı koparıyorum ben" diye verildiğinde şaşkın bakışlara maruz kalınır. eğer doğruyu söyleme ihtiyacı duyulmuyorsa, kafadan bir semt ismi uydurup, falanca kuaför deyip konuyu değiştirebileceğinizi zannediyorsunuz. ama konu değişmez, saçınızın kısa olan kısımları iki parmak arasına alınır aynadan size gösterilir ve saçınızın iki tarafı arasındaki orantısızlığı, siz biliyor olmanıza rağmen gözünüze sokar.
ikinci bir durum ise, tam saçınızla oynamanın keyfine varmaya çalışırken, yakınınızda olan birisinin elinize vurma durumudur. işte sinirler daha çok gerilir, "yapma" dendikçe yapası gelir insanın. ama anlamazlar "yapma" demekle bitmeyeceğini.

özellikle en stresli en yoğun dönemlerinizde alevlenir, birden siz farkında olmadan kaşlara doğru kayıverir o el. sonrasında masaya dökülmüş onlarca kaş ve kirpik. sanki onları yoldukça bitecekmiş, azalacakmış gibi tüm sorunlar. bir umut üflenir pencereden ıslak şehrin sokaklarına.

küçükken annemin yanında yatarken saçlarını kıvırmamla başlayan, sonraları lise döneminde ders çalışırken kendi saç sakal kaşıma kayan ve şimdileri de bilgisayar başında otururken deva eden hastalığım. ismini yeni öğrendim. yıllardır bırakmak için uğraşıyorum, zaman zaman azaltmış olsam da bırakamadım. dışarıdayken şurada burada iş yaparken kesinlikle aklıma gelmiyor ama özellikle bilgisayar veya kitap okuma gibi faaliyetler esnasında koparıp koparıp sonrasnda üzülüyorum. şu anda suratımda belirgin değil gerçi, olaya daha profesyonel yaklaşıyorum, kısmen kontrol altında, bir bölgede belirginleşmeden başka bölgelere kayıyorum. * ama yine de tamamen bırakmak istiyorum, ileride ne olacağı belli olmaz ve artabilir de. işin kötü yanı özellikle kaşları koparırsanız suratın çirkinleşmesi ile psikolojiyi iyice bozması söz konusu.

şimdilik profesyonel müdahale düşünmüyorum, ama böyle devam ederse bir yerlere para bayılacağım sanırım.

tedavisinde n-asetilsistein'in faydalı olduğuna dair yeni yayınlar mevcut. bildiğiniz balgam sokucu asist yani
pubmed