Sigarayı Bırakmak İçin Gereken Minimum Süre Tam Olarak Ne Kadar?
Ön bilgi olarak verelim > Sigarayı Bırakmanın Kolay Yolu: İngiliz yazar ve muhasebeci Allen Carr tarafından yazılmış bir yardım kitabıdır. Kitap, insanların sigarayı bırakmalarına yardımcı olmayı ve bir dizi farklı yöntem sunmayı amaçlamaktadır. İlk olarak 1985 yılında yayınlandı.
maalesef popüler bir yöntem olan "allen carr sigarayı bırakmanın kolay yolu" metodunun can alıcı noktalarından biri olan "3 günde nikotin eksikliğiniz biter, bu noktadan sonra gerisi mental ilintilendirmeler ve rutinlerin tetiklediği 'can çekmesi'dir" vaadi doğru değil. tam tersine, 3 günün sonunda vücudunuzdaki nikotin seviyesi sıfıra yaklaşır ve asıl "craving" nikotin bittiği için bundan sonra başlar. baş dönmeleri, uykusuzluklar ağrılar gibi fiziksel olanların yanında mental olanlar da artar sinirlilik/irritabilite, dikkat eksikliği, sürekli bir şeyler yeme içme isteği gibi.
yani eğer "o mucizevi 72 saat geçti benim niye canım deli gibi sigara çekiyor benim psikolojik bağımlılığım mı fazlaymış" diye kendinizi suçlayıp geriliyorsanız boşuna gerilmeyin, zaten böyle olması gerekiyor, 4.5. günden itibaren zorluk levelinin pik yapması gerek.
peki "gerçek vazgeçme süresi ne kadar?" derseniz bu, içtiğiniz süreye ve yoğunluğa bağlı olarak değişen, tam olarak hesaplanamayan bir süre, genelde 3-6 ay deniliyor. yani beyninizde nikotinin yarattığı dopaminerjik değişimlerin, salınımın ve reseptörlerin eski baseline'ınıza dönmesi için bu süre geçmeli ki metotta 100 birim sizin normaliniz olsun demesinden kast edilen bu baseline, herhangi bir uyarıcı almadan evvelki size özel mutluluk, zevk alma motive olma ve odaklanma seviyesi.
tamamen fiziksel onarım ve iyileşme içinse içicinin paket yılı/2 gibi bir süreden bahsediliyor. paket yıl bir tıbbi ölçü olarak günde kaç paket sigara içtiğiniz çarpı kaç yıldır içiyorsunuz şeklinde düşünülüyor. yani 8 yıllık içicisiniz ve günde yarım paket içiyorsunuz, bu sizi 4 paket-yıl sahibi yapar. bu da tam iyileşme 2 yıl sürer demek oluyor.
filmde ve metodun günümüzdeki uygulayıcılarının bahislerinde ya placebo etkisi yaratsın diye boş beklenti yaratma maksadıyla bu süreç böyle 3 günlük gibi anlatılmış ya da 'nikotin canavarı' metaforundan ötürü yanlış anlaşılan ve aktarılan bir durum. artık şehir efsanesi gibi olmuş "ilk üç günü atlat gerisi kolay" diyenler muhtemelen bu zanlarının ilk kaynağının bu kitap/video olduğunu bile bilmiyor.
bahsi geçen"nikotin canavarı"nın ölmesi demek vücuttaki nikotinin bitmesi demek aslında, yarattığı açığın ve nikotin açlığının kapanması değil. tabii insanlara nörotransmitter salınımıydı, dışarıdan haz veren maddelerin bunu nasıl değiştirip neden o maddelere 'açlık' oluşturduğuydu , reseptörlerin up-down regülasyonuydu anlatmaktansa hayali bir canavarın içinizi tırmalayıp nikotin bittikçe keyfinizi kaçırdığını düşünmelerini istemek çok daha ikna edici ve akılda kalıcı. ama bu durumda da millet canavarı öldürdük şimdi işin bağımlılık kısmı bitti gitti sanıyor işte.
üstelik onca yıl geçti dünyanın dört bir yanında bu metodun takipçisi anlatıcısı bir sürü uzman konuşmalar yapıyor mesela meşhur "bırakmak istiyorum" filminin konuşmacısı emre üstünuçar doğrudan; 3 güne bu canavar ölecek, "fiziksel bağımlılık" bitecek diyor ve hala aynı hatalı kalıp cümle kullanılıyor, birisi de çıkıp google'lamamış demek saflık olur. kaldı ki herhangi bir madde bağımlılığı lafı açılınca illa bahsi geçen ve ayrı ayrı konuşulan fiziksel/psikolojik bağımlılık denen tabirleri bir türlü anlamlandıramadım.
yani beyindeki dopamin, nikotin ve asetilkolin reseptörleri ve yolakları gayet fiziksel yapılar bence ve bunların yol açtığı psikolojik roller-coaster da aslında fiziksel (daha doğrusu kimyasal) altyapılı. dolayısıyla kişinin ne deneyimlediğinde ne kadar haz alacağına ve eylemi tekrarlamak için ne kadar yeniden motive olacağına bu küçük arkadaşların çalışma prensipleri karar veriyor yani. "psikolojik" dediğiniz karar verme sürecini biyolojik ve somut mekanizmalardan bağımsız sihirli bir gerçeklik sanmamak lazım.
bu 3 gün kehanetini hariç tutarsak kitap oldukça başarılı bir metot sunuyor ve umut vaat eden bir bilişsel davranışçı yanı var.