Kendine Has Bir Felsefesi Olan Go Oyunu Nedir, Nasıl Oynanır?
Go oyunu nedir, kuralları nelerdir?
go; 19x19 yatay ve düşey çizgiden oluşan bir tahta üzerinde oynanan, uzak doğu'dan (çin) çıkmış bir strateji oyunudur. öğrenmesi çok kolaydır çünkü sadece birkaç kuralı vardır. ama ustalaşmak ve oyunun felsefesini öğrenmek bir ömürlük süreçtir. uzak doğu'nun denge felsefesini (ying-yang) içinde barındırır.
oyun, tahta boş olarak başlar. her hamlede oyuncular tahtada istedikleri kesişim noktasına (yani karelerin içine değil) taş koyabilirler. oyunun amacı tahtadaki bölgeleri çevrelemek ve alan kazanmaktır. rakibin taşlarını öldürmek de mümkündür ancak bu o kadar da kolay değildir. çünkü bir taşın 4 nefesi vardır. bütün nefesleri rakip taş tarafından kapatılan taş, tahtadan kaldırılır. dolayısıyla 1 hamleye 4 hamle yaparak öldürmeniz gerekir. bu yüzden bodoslama taş öldürmeye çalışmak sizi zayıflatır. ancak oyunun akışı esnasında rakip taşları çevrelemek için fırsatlarınız olacaktır.
go'da rakibi yok etmek veya tamamen tahtadan silmek mümkün değildir (tabii çok büyük bir seviye farkı yoksa). asıl amaç rakipten fazla alanınızın olmasıdır. savaşları çok çetin geçer çünkü birbirinden bağımsız taş gruplarınız ölüm ve yaşamın geleceği öngören zeka dolu hamlelerle belirlendiği bazı pozisyonlara düşecektir.
go oyunu çin'de "weiqi", kore'de "baduk" olarak bilinir. yeni başlayanlar 9x9'luk tahtada oynayarak oyunun kurallarını kavramaya çalışır. daha sonra 13x13'lük tahtaya geçer ve savaşmayı öğrenir.
oynayanlar oyunun kurallarını öğrendiklerinde 25 kyu olarak başlarlar. oyunda ustalaştıkça seviyeniz 25'den 1'e doğru yükselir. kyu öğrenci demektir. 1 kyu olduğunuzda sonraki aşama 1 dan'dır. bu noktadan sonra 7 dan'a kadar yükselebilirsiniz. tabii bunlar amatör seviyeler.
buraya kadar sıkılmadan okuduysanız şuradan oyunu öğrenebilirsiniz.
https://online-go.com/learn-to-play-go
öğrendikten sonra canlı olarak diğer insanlarla yukarıdaki sitede "play" menüsünden oynayabilirsiniz. ayrıca pandanet (https://pandanet-igs.com/communities/pandanet) ve kgs (https://www.gokgs.com/) gibi alternatifleri de deneyebilirsiniz.
Go oyununun felsefesini biraz açacak olursak
oyunlar inkâr edilemez bir şekilde uygarlığın getirdiği tabii bir sonuçtur. hatta en ilkelleri bile belli seviyede karmaşıklık gerektirir. en önemlisi ise, oyunlar; soyut biçimde düşünebilme ve düşünceleri mantık çerçevesinde idare edebilme yetilerini gerektirir. böylece biçimsize biçim verip, büyük esrarengizliklerin gölgesinde küçük ve fark edilir modeller yaratırız.
bu oyunlardan en önemlileri olan ve uzakdoğuda "3 oyun" diye tabir edilen oyunlar; tavla, satranç ve go'dur. bütün oyunlar, -ister aydınlanmaya ister tam tersine yol açsın- mental enerjileri yönlendirir, fakat '3 oyun'u kendi sosyal durumlarında düşünmek daha anlamlı olacaktır. çünkü bu sayede her birinin genel ya da bölgesel tipin bazı temel karakteristiklerini nasıl yansıttığını görebiliriz.
örneğin batının büyük tarihi oyunu satranç; kralı, orduları, yıkımı ve sonuç olarak bir şahın diğer şah tarafından yıkımını içerir. oyun, mahabarata'dan roland'ın şarkısı'na kadar batı'nın büyük efsanelerinin çizgisine tamamen yönlendirilmiş biçimde görünmektedir. bir kahramanın devrilmesi ve yeni kahramanın taçlandırılması.. şahtan piyona kadar tüm taşlar, güçleri katı biçimde tanımlanmış ve sınırlandırılmış hiyerarşik ve piramidal toplumun resmini verir.
tavla, yakın ve orta doğu'nun favori oyunu zihni şans ve kısmet hakkında sorularla meşgul eder. zaten dinlerin doğduğu bu coğrafyada oluşan bu oyunun, din tesiri altında olmaması mümkün değildir. bu oyunun neresinde din tesiri var diyebilirsiniz. bu oyunda zarlar kader ve kısmeti temsil eder. ne kadar profesyonel ya da önde olursanız olun her zaman sizin haricinizde de bir kontrol mekanizması vardır. oyunun gidişatını bir anda değiştirebilecek bir güç vardır. bu da zardır yani mecazen kaderiniz. oyuna ne kadar iyi başlarsanız başlayın, ne kadar usta olursanız olun kaderiniz neyi gösterirse onu oynayacaksınızdır.
go ise doğru insan, iyi toplum olmanın ön planda olduğu felsefelerin ve dinlerin yaygın olduğu uzak doğuda ortaya çıkmıştır. tüm taşların eşit değerde olması ve başlangıcında bomboş tahtada tamamen kendi hamlelerinizle sıfırdan bir yapı kurulur. bu da 'açık uçlu ve bilinmezlik dolu' budizm öğretisindendir. amaç yıkmak değil de geniş alan yapmaktır. yani birey değil toplum önemsenir. bir taşın gücü konumuna ve içinde bulunulan ana bağlıdır. bütün tahta üzerinde gelişme ve zayıflama, hareket ve hareketsizlik, küçük yenilgi ve geçici zafer dönüşümleri meydana gelir.
tavla, satranç ve go beraber düşünüldüğünde uyumlu bir dünya görüşü oluşturduğundan, '3 oyun' kullanışlı ve mantıklı bir sınıflandırmadır. dolayısıyla bu '3 oyun' insan ruhundaki temel ihtiyaçlara cevap vermektedir. insanlar her yerde zihinlerini sosyal yapılar, mevkiler ve statülerle meşgul etmektedirler (aynı satrançta olduğu gibi). ayrıca, düşünme yetisine sahip her birey bazen kendi özel ilişkilerini şans ve kadere bağlar (tavladaki gibi). go ise hiçbir şeyi olmadan sadece zekasıyla yola çıkan insanların ruh halini yansıtır. herkes boş bir tahtayla başlar ve hiçbir kısıtlama yoktur ve o andan sonra meydana gelenlerin hiçbiri şans, varlık ya da sosyal statüyle değil de sadece sizin kendi aklınızın niteliğiyle ilgilidir...