YAŞAM 29 Mayıs 2019
24,6b OKUNMA     679 PAYLAŞIM

Kitap Satın Alma Hastalığının Övülmesi Neden Yersiz Bir Davranış?

"Hiç uyuyamıyorum" ya da "güneş altında anında kızarıyorum" gibi bir etki yaratıyor artık "kitap alıp okuyamıyorum" cümlesi.
iStock

sunset park kitabında, başkarakter için maaşından kalan üç beş kuruşla kitap aldığını söylediği bir kısım var. ardından da şöyle ekliyor: "kitaplar lüks değil, hayati gereksinimlerden biri ve okumak da iyileşmeyi hiç istemediği bir bağımlılığı."

çok doğru. ama ülkemizde yanlış anlaşılan şey, iyileşmeyi hiç istemediği bağımlılığın okumak değil kitap satın alma oluşu.

insanların maaşlarını nasıl harcadıkları beni ilgilendirmez. ister 100 lirası kalır 4-5 tane bira alır, ister 2000 lirası kalır kuruşuna dokunmaz biriktirir. hatta isterse yemez içmez, ailesinin yanında da kalıyordur, maaşı komple kitaba yatırır.

ama şu yaptığı şeyi düşünmeden sırf kendisi yapıyor diye göklere çıkaran övücüler yok mu, işte o kısım gerçekten sosyolojik tespitler içeriyor.

kitap toplama hastalığı tüm istifleme hastalıkları gibi patolojik bir vaka. ama günümüz insanı bunu övgü malzemesine dönüştürmüş. çünkü bilgiyi kullanma değil depolamanın daha görsel olduğunun bilincinde. yemeğin, kıyafetin fiyatını 5 lira aşağı çekme derdinde olan insanlarsınız ama hiç okumayacağınız bir kitaba dünya para verdiniz diye alkış bekliyorsunuz.

kupon bağımlıları diye bir program var ya, en az oradakiler kadar hastasınız aslında. kadının ömrünün sonuna kadar yetecek deterjanı var, tavana kadar sabun dolmuş ama yine de kuponla temizlik malzemesi alıyor. normal bir davranış değil. kitabı alıp okumamak da hiç normal değil. hatta daha kötü. çünkü bir de bununla hava atıyorsunuz.

diyelim ki 5 tane kitap aldım. birini okudum, iki tanesine başladım devamını getiremedim, diğer ikisi de artık beğenilerimin dışına çıktı diyelim. bu 4 kitabı okumamış olmam, kitaplığımda öylece kalması sıkıntılı bir durum değil. ama okumayı planladığım onlarca kitap varken, okumayacağımı bile bile kitap almam sıkıntılı bir durum. bunun mazur görülmesi hatta sempatik görülmesinin sebebi işin içinde kitap olması. oysaki kullanılmayacaksa kitapla odun benim için aynı değerde.

bu hastalığın komik ve dikkat edilmesi gereken tarafı, bundan rahatsız oluyormuş gibi yapıp aslında insanın kendini övmesi. hani beyaz tenliler başlığında "hiç de iyi bir şey değil, güneşte hemen kırmızı oluyorsun" diyen tayfa var ya, işte kitap satın alma hastalığına tutulduğunu söyleyenler de aynı. bunu yapanlar bir taşla iki kuş vurduğunu düşünüyor. hem okuyor imajı verdiğini sanıyor, hem de kendisindeki sıkıntıları konuşacak kadar özgüvenli olduğunu göstermeye çalışıyor. halbuki öyle değil. görünen şey şu, hem okumuyor, hem de okumadığı ile övünüyor.

insan bilgiden yararlanma maksadıyla kitap alabilir, kişisel bir kütüphane oluşturmak istiyordur ya da ne bileyim sonradan okuma maksadıyla alabilir. ama "okumayacağımı biliyorum ama yine de alıyorum işte, elimde değil" diyerek bu hastalığı şirin göstermeye çalışamaz.

istifleme bir hastalıktır, tedavi de edilir; ama kendini hastalığı üzerinden övme bambaşka bir boyut.

Sürekli Alıp Okumadığımız Kitapları Yığıp Biriktirme Durumu: Tsundoku