Kuzuların Sessizliği, Esasında Amerikan Kültürünü mü Eleştiriyor?
Uyarı: Makul miktarda spoiler içerir.
the silence of the lambs, holbein'in elçiler tablosu türlü metaforlarla doludur, metaforlardan ziyade dikkat çekici olan resmin tam ortasında duran bir kuru kafa'dır, direk baktığında algılanamaz ancak belirli bir bakış ile kavranabilen bu tür nesnelere, sanatta anamorfoz deniyor.
silence of the lambs, genç bir fbi ajanının kurbanlarının etini yiyen dahi bir psikiyatrdan yardım alarak seri bir katili yakalama öyküsü.
filmin motifinde bir amerikan bayrağı belirli belirsiz görünür, seri katile verilen takma adın bir amerikan vatanseverine ait olması
clarice’in hannibal’in verdiği adrese gittiğinde görünen amerika'nın sembolü olan kartal
suç mahalindeki amerikan bayrağı
senatörün kaçırılan kızının arabada dinlediği şarkının adının american girl olması
buffalo bill’in evinin duvarına asılı amerikan bayrağı
televizyonda buffalo bill haberi verilirken buffalo bill’in avatarı olarak kullanılan amerikan bayrağı
yerde sisler arasında duran amerikan bayrağı ve film boyunca kırmızı, beyaz ve mavi nesneler ile sürekli abd vurgusu...
anlatıdaki motiflerin temsil ettiği amerikan kültürü filmin afişinde meselenin ne olduğunu büsbütün özetlemektedir: silence of the lambs, bir ruh sağlığı eleştirisidir ve patolojiyi üretenin kültür olduğu, en başta da amerikan kültürü olduğu gerçeğini izleyicini söyler. bu kültür hastadır, birey de kültürün bir parçası olduğuna göre hasta bir sistemden, kültürden kaçamaz, kaçınılmaz bir şekilde hastalanmaya mahkumdur.
filmin alt metni ruh sağlığının politik bir konu olduğunu söyler. buffalo bill’i yakalamak kurbanları engellese de, toplamda bir şeyi değiştirmeyecektir, kültür içindeki kuru kafa ile yüzleşmediği sürece, sistem yeni buffalo bill’ler üretmeye devam edecektir.
hannibal lecter bu anlamda, o klişeleşmiş haz ilkesini aştığı için insanlara ilgi çekici gelen bir canavardan ötedir, o amerikan toplumu'ndaki kuru kafayı görebilen bir psikiyatrdır.
bu kanıya da öldürdüğü polisi kafese bir amerikan kartalı olarak asması ile vardım.
belki de varamadım, belki de bu yazı hiç yazılmadı, who knows it?