Levi's Kot Pantolonlar, Sovyet Dönemi Doğu Avrupa'sında Neden Özgürlük Sembolü Oldu?
sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği hakkındaki "iki kot pantolona yıkıldı" geyiğindeki kot pantolon levi's'tır. hatta levi's 501.
"kot pantolon emperyalizmin kıyafetidir" diye yasaklandığı bir dönem harbiden var. mesela 1959’da sscb’de bir ticaret fuarı kapsamında levi’s’ın stand açmasına izin veriliyor. ama pantolon satmak ya da dağıtmak yasak.
levi’s marka kot pantolonları ülkede giymek yasak değil ama ülkede satılmıyor. baban denizci olacak ya da yurt dışına çıkan biri olacak, ancak öyle giyebiliyorsun.
sonrasında, sscb kot kumaş üretiyor. zaten sscb’nin çevre felaketleri ya nükleerdendir ya da pamuk üretimidir. malum pamuk çok su isteyen bir bitki. ancak “komünist kot pantolon”da sıkıntı şu: kalite yerlerde. levi’s gibisini yapamıyorlar.
bir başka sıkıntı: sovyet sistemi hard currency üretemiyor. türkiye’de de 1970’lerde benzer bir durum var. mihail gorbaçov'un en büyük başarılarından birisi sovyet borçlarının yarısını askeri ekipman karşılığında kapamasıdır. mesela sovyetlerin x ülkesine y kadar borcu var. borcun yarısı karşılığında askeri ekipman veriyor ruslar. güney kore’ye 35 tane civarı t-80 tankı veriyorlar. meşhur pepsi donanması fenomeninin de çıkmasının sebebi o.
kot pantolona geri dönersek
berlin duvarı’nın 1959’daki inşaasından sonra doğu avrupa’da levi’s pantolonlar iyice efsane oluyor. ahali 5 kurşun yiyip berlin duvarı’nı aşıyor. hastaneden taburcu olan soluğu levi’s mağazasında alıyor.
in 1965 a young woman from east germany escaped to the west because her father would not let her wear jeans of any kind. as soon as she received a small stipend at the refugee center in west berlin, she immediately went out and bought a pair of levi’s jeans.
bu durum komünist propagandayı da etkiliyor. adamlar amerikan filmlerindeki yoksulluk, işsizlik sahnelerini kesip "amerika'da insanlar yoksulluktan sürünüyor" propagandası yapacaklar. ancak amerikan filmlerindeki yoksullar bile kot pantolon giyiyor. bu sefer sıradan ruslar diyor ki "ulan bunların en fakirleri bile kot pantolon giydiğine göre, çok da fakir olamazlar."
the inherent glamour of jeans undercut cultural propaganda, as well. soviet tv programs selected footage of the worst parts of america to air in the motherland as an argument against capitalism, but one russian blogger remembers his reaction to film reels of urban poverty: “even the homeless people ın the west wore [jeans]. so, the wheels of soviet minds turned, these people couldn’t be all that poor and miserable ıf they all wore the pants which we couldn’t afford!” an embassy worker remembers soviet questions changing over the years from “why [does the united states] treat african americans so poorly?” to “isn’t it true there are stores where you can buy 16 brands of blue jeans?”
1984'te millet pravda'ya mektup yazıyor, "milli gururdan bahsedecekseniz önce levi's kadar kaliteli kot pantolon üretin" diye
“when you can make jeans better than levi’s, that will be the time to start talking about national pride” wrote one young, disgruntled reader of pravda (the official newspaper of the communist party of the soviet union) in 1984, as reported in the new york times.
duvar yıkılıp komünizm yerle yeksan olunca ahali levi’s mağazalarına akın ediyor. hatta gaza gelip “allah sizden razı olsun” diye mektup yazan bile var:
peki niye?
tamam levi’s kaliteli kot pantolon üretiyor da, asıl sebep şu:
yasaklar ve kısıtlamaların mantığını anlamazsanız, benliğinizi göstermek için o yasağı delmeye çalışırsınız. levi’s bu anlamda doğu avrupa’da durduk yerde özgürlüğün sembolü oldu. olay pantolon giymekten çıktı. levi’s politbüro’ya para yedirseydi böyle pazarlama yapamazdı...
the fall of the wall: jeans as a symbol of freedom in eastern europe
spoiler:
there is “more power in blue jeans and rock and roll than the entire red army.”