İŞ HAYATI 22 Mart 2024
16,8b OKUNMA     194 PAYLAŞIM

LinkedIn'i Hakkıyla Kullanma Konusunda Rehber Olabilecek Bir Staj Ayarlama Hikayesi

LinkedIn'i sadece yapmacık beyaz yakalıların pazar yeri sanıyorsanız yanılıyorsunuz: Bu hikayeden de öğrenebileceğiniz gibi, kendisi işe yarar bir iş/staj bulma aracına dönüşebiliyor.

bir yazılım firmasında yöneticiyim

ara ara tanıdıklardan "bir genç var, işe ihtiyacı varmış" mesajları gelir. usulünce savarım çünkü bu seviyede iş arayan birinin vasıfsız olduğunu anlamak için çoğu zaman özgeçmişine bakmaya gerek yoktur. kıramadığım bazı tanıdıklardan gelince de ilgili gençle bir görüşeyim derim. hepsine benzer sorular sorarım. biri de "linkedin'i aktif kullanıyor musun?" sorusu. tabii baştan itiraf etmeseler de çoğunun fikri buradaki genel kanı ile aynı olur, olumsuz yani. linkedin işe yaramadığı gibi bir tür iğrenç beyaz yaka ritüelidir onlar için ve aralarına kimseyi almazlar. içlerinden kafası çalışanlara buradaki taktikleri anlatırım. çoğu direkt bir torpil aradığından, benden bir iş görüşmesi ya da tanıdık firmadaki bir yönetici tavsiyesi koparamadıklarından hemen iletişimi keser.

benzer bir şekilde iki sene önce gene tanıdık vasıtasıyla küçük bir taşra kasabasının daha da küçük köyünden bir kızın talebi geldi

memleketin oy devşirme amacıyla açılan dandik üniversitelerinden birinde okuyor ve staj arıyormuş, "tanıdık firma biliyorsundur, yardımcı olsana" dendi. makus kaderimi bilmeme rağmen konuştum. kız ilgili çıktı, biyomedikal mühendisliği okuyormuş, üniversitesi dandik ama bölümü güzel. benden bu alandaki firmalardan birinden (hastaneler, tıbbi ürünler üreten firmalar vb) staj ayarlamamı istiyordu. yaklaşık bir aylık süresi vardı. her yere başvurduğunu, bütün tanıdıklara haber saldığını ancak bütün sınıf arkadaşları gibi hiçbir staj bulamadığını anlattı. ben de bu sektörü bilmediğimi, tanıdık firma olmadığını, olsa bile bu şekilde kör bir tavsiye veremeyeceğimi anlattım. ancak isterse torpil yerine kendi başına nasıl staj ayarlayabileceğini öğretebileceğimi söyledim. heyecanla kabul etti. haftada bir online görüşme ile çalışmalara başladık.

önce güzel ve doğru bir linkedin profili hazırladık (önceden yoktu)

daha doğrusu ben yönlendirdim, o hazırladı. sonra biyomedikal alandaki uluslararası ve yerli firmaları çıkardık. bunu da linkedin filtreleri ile kolayca yaptı. bunları bir hafta takip etti, hangisi etkin, hangisi haber paylaşıyor, hangisinde kaç kişi çalışıyor falan üzerinde çalıştı. bu sırada linkedin'de postlar yazdı bölümüyle ve dersleri ile alakalı. takip ettiği önemli firmaların ürettiği haberleri paylaştı. 2-3 hafta sonra kızın linkedin profiline baktığınızda biyomedikal mühendisliğinde okuyan, konusuna hakim, aktif, çalışkan, sektörü yakından takip eden bir aday ortaya çıkmıştı. sonra sektörel firma listesini türkiye'de faaliyet gösterenler arasından yaklaşık 10-15 tane seçerek daralttık ve bir hedef liste oluşturduk. bu listedeki firmaları inceledik. bazıları 20-30 kişilik küçük ama başarılı firmalardı, bunların çok fazla kurumsal hiyerarşisi, insan kaynakları yöneticisi falan olmadığından direkt sahiplerini hedef aldık. bazıları ise 100'den fazla çalışanı olan daha büyük ve kurumsal firmalardı. onların da insan kaynakları departmanında çalışan yöneticileri ile biyomedikal mühendisi mezunu çalışanlarını hedef aldık. onlara güzel bir metin hazırlayıp hem bağlantı hem de staj başvurusunda bulunduk. bir hafta geçmeden 4-5 tanesinden olumlu yanıt almıştı bile. bir aydır hiçbir staj bulamamışken şimdi istediği firmayı seçecek bir konuma gelmişti. en güzeli de tümünü aslında kendi başardığı için sevinçten deliriyordu. tebrik ettim, sonrasında stajını güzelce yaptı ve okuluna devam etti.

iletişimimiz kesilmedi, 4-5 ayda bir arayıp hal hatır soruyordu. ben de onu linkedin'den takip ediyordum. geçen sene üniversiteyi bitirdi ve iş başvuruları yapmaya başladı. en son uluslararası bir alman biyomedikal firmasındaki başvurusunu anlattı. maaşını şartlarını falan konuştuk. en büyük çekincesi yaşadığı şehirden uzak bir yerde olmasıydı ama onun için harika bir kariyer başlangıcıydı. "ne yap et kabul et, gerekirse ben babanla da konuşurum" dedim ve o da işi kabul etti. bir senedir de çalışıyor. ben onu sadece yönlendirdim ve yazdığı metinlerde yardımcı oldum, toplamda en fazla 6-7 saatimi harcamışımdır onun için, aslında bütün işi o yaptı. baştan taktik gibi gözüken tavsiyeler sayesinde gerçekten bilgilendi, sektörünü, bölümünü, sektör çalışanlarını yakından tanıdı. bence en önemlisi hiçbir torpil mekanizmasına bulaşmadan istediği işi buldu, böyle bir dünyanın da olduğunu fark etti. ben de mentoru olarak gurur duydum tabi.

muhtemel paralel evrenlerin birinde, sürecin başında bu kıza "gel, medical park'ta başhekimi tanıyorum senin stajı ayarlarız" dense onun daha hoşuna giderdi kesin. belki o evrendeki kız linkedin'i bizim çok bilmiş sözlükçüler gibi kariyer mastürbasyonu yapılan, eller kavuşturulup poz verilen, havalı unvanlara sahip ama içi boş, yapmacık beyaz yakalıların facebook'u olarak tanımlayacaktı hala.

bu tanımda haklı olmaz mıydı, gerçekten böyle tipler yok mu? gırla… ancak burayı hakkıyla kullanan dünyanın her bir noktasında çalışan milyonlarca profesyonel de var. kimi takip etmek isteğinizi siz belirliyorsunuz. özetle:

siz kimseniz linkedin ekranınızda onları görürsünüz.