eldiven ile tokalaşılmayacağı bunlardan sadece bir tanesi.

(bkz: önde yürüyen kadını tedirgin etmemek için sollamak)

klozetteki inatci boku fircayla temizlemek. saniyorum bazi insanlar sifonla gitmiyorsa kalmasi gerektigini dusunuyor. hayir efendim o bok oradan gidecek!

sabah 10'dan önce, akşam 10'dan sonra gereksiz mevzular için telefonumu meşgul edenlere hödük gözüyle bakıyorum. öğrenin bir zahmet şunu.

bir de bir hanımla sokakta yürüyorsanız er kişi olarak, kaldırımın yola yakın tarafından yürümeniz önemlidir.

yürüyen merdivende sol tarafta durulmaz. duracaksan sağda durursun, hareketli insanlar soldan akar.

en azından türkiye'de çok az bilinen bir görgü kuralı bu.

ha bir de, metroya binecek yolcu bir zahmet izin versin inecek olana. kapıya yığılırsan ne inilir, ne binilir canım kardeşim.

birini dışarda bi yere davet ettiğinde hesabı daveti yapan öder. eğer davet ettiği şahıs tek gelmemiş ise diğer hesapları da daveti yapan kişi öder. malesef böyle :(

normal telefon en fazla 6, cep telefonu en fazla 4 defa çaldırılır. daha fazla çaldırmak gereksiz ısrarcılık oluyormuş.

çayın şekerini karıştırırken bardağı tıngırdatmamak. ülkemizde kendim dışında bilen bir kişi bile görmedim. her yerde şangır şungur, şangır şangır.

örneğin: yolda biriyle karşılaşıldığında, varsa, güneş gözlüğünü çıkararak konuşmak

böyle bir görgü kuralı var mı bilinmez, ama gözlükle konuşmak ayıpmış gibi geliyor bünyeye.

4 kişi bir kaldırımda ip gibi sıraya geçerek yürünmez. arkadaki acelesi olan insanların soldan geçebileceği kadar mesafe bırakılır.

ama malesef (bkz: istanbul)

telefon açıldığında "kimsin" veya "x orada mı" yerine, kişinin önce kendini tanıtması.

toplu taşıma araçlarında telefon görüşmesi yapmamak. bir iki dakikalık olanlardan bahsetmiyorum. dolmuşa biniyor pelinsu, inene kadar susmuyor. bundan bahsediyorum.

biriyle başbaşa oturduktan sonra mal gibi telefonu elinize alıp facebook'a girmeyin.
yalnız değilsiniz, karşınızdaki insan siz varsınız diye orada.