SEYAHAT 5 Mart 2018
26b OKUNMA     775 PAYLAŞIM

Masalsı Atmosferiyle En Romantik Şehirlerden Biri: Venedik'e Gideceklere Tavsiyeler

Venedik'te nerelere gidilir? Ne yer, ne içilir? Sular altında kalmadan görülmesi gereken bu şehirle ilgili düşündüğünüzden çok daha fazla detayı Sözlük yazarı "ayikiz" bir bir anlatmış.


murano ve burano adalarına mutlaka gidilmeli

cam işçiliği vb dışında görülmesi gereken yerler. murano adası murano adası çok eski tarihleriden beri cam işçiliğinin merkezi olarak ün yapmıştır. venedik "fondamente nova" vaporetto durağından 4.1, 4.2 ve ln numaralı vaporettolarla yaklaşık 10 dakika içinde murano adasına ulaşmanız mümkün. ayrıca tren istasyonunun önündeki duraktan geçen dm no'lu vaporetto da doğrudan murano'ya gitmektedir. tek yön vaporetto ücreti 6,50 €'dur. murano'da cam işçiliğiyle ilgili atölyeleri gezebilir, hediyelik cam eşya alabilir ve uzun kanalda hoşça vakit geçirebilirsiniz. burano adası pastel renkli evleri ve dantel işleriyle görenleri kendisine hayran bırakan küçücük burano adası'na venedik "fondamente nova" vaporetto durağından ln numaralı vaporettolarla yaklaşık 40 dakika içinde ulaşmanız mümkün. pişman olmayacaksınız.

biz gittiğimizin ertesi günü daha venedik'i doğru düzgün görmeden buraları gezmeye gittik. murano adasında aman aman bi güzellik yok, her yer cam atölyeleri ve hediyelik eşya mağazalarıyla dolu. hediyelerinizi burdan almanızı tavsiye ederim, çok güzel şeyler var. bi de, vaporettodan iner inmez ordaki mağazalardan almayın, içeri gittikçe ucuzluyor, 5 tane camdan at figürüne 10 euro verdik mesela. bir de uzman doktor adlı arkadaşın önerisi üzerine osteria al duamo adlı restoranta gittik. dışardan bakıldığında hiçbir şey gözükmüyor, kanal kenarında hiç oturulacak yeri yok, içinden geçip arkaya çok tatlı bir bahçeye çıkılıyor. yanlış hatırlamıyorsam 100 yıllık filan bir geçmişi var, servis için serdikleri kağıtta tarihleri anlatılıyo, venedik cumhuriyetinin italya'ya bağlanmasına da bozulmuşlar, venedik milliyetçiliği var biraz. burda acayip çeşitlikte pizza var, ama domuz yemek istemiyorsanız san pietro diye bir pizzası var, içeriğinde domuz yazmıyo ama üzeri domuz salamıyla kaplı olarak geliyo. murano'da geçirdiğimiz zamanın çoğunu burda oturup yiyip içerek geçirdik.

piazza san marco (san marco meydanı) 

burası zaten en merkezi yeri. ordaki mekânlar çok pahalı olduğu için marketten şarap/bira alınıp oralarda takılınabilir. özellikle akşam 10 gibi çok iyi oluyormuş.san marco meydanı üç tarafı procuratie nuove, procuratie vecchie ve ala napoleonica ile çevrilidir. dördüncü tarafta ise görkemli san marco bazilikası (kilisesi) ve birkaç adım ötesinde 15. yüzyıldan kalma torre dell’orologio saat kulesi vardır. san marco meydanına gidildiği zaman, san marco çan kulesine de çıkılıp şehire yukardan bakılabilir. 98 metre yüksekliğinde imiş. 8 euro bir ücreti varmış. belki 2014 fiyatları biraz daha artmış olabilir.

evet, burası gerçekten çok güzel, ispanya'daki meydanlara benziyo. burdaki mekanlar pahalı derken şaka yapmıyorlarmış, tuvalete girmem gerektiği için biraz oturalım dedik, menüdeki en ucuz şey kadeh şaraptı ve 10 euro idi, menüleri bırakıp arkamıza bakmadan kaçtık. kuleye de çıkmadık, sıra olduğu için kilisenin içine de girmedik. roma'da bezmiştik bu tür şeylerden.buradaki mekanlarda, piyano, saksafon, keman vs. çalan orkestralar var ve mekanda oturmasanız bile orda durup dinleyebiliyorsunuz, harikulade çalıyorlar.

grand canal (büyük kanal, ita: canal grande)

muhteşem venedik şehrinde su trafiğinin sağlandığı ana hattır. şehri “s” şeklinde saran kanal, saint mark basin’den başlayıp santa lucia tren istasyonu yakınlarında biter. nehir üstünde bulunan üç köprü üstünde ise yaya trafiği mevcuttur. bu köprüler şunlardır: ponte delgi scalzi, rialto ve ponte dell’accademia. bu tarihi köprülerin yanına calatrava adı verilen yeni bir köprü de eklenmiştir.

burası hakkında söylenecek bir şey yok. gondolla gezmek ayrı bir tat veriyo burda ama.

ponte dei sospiri 

venedik‘teki en ünlü köprülerden biridir. ”ahlar köprüsü” isminin verilmesinin nedeni ise eski zamanlarda duruşma ardından mahkum edilenlerin bu köprüden geçerek hapse girmesidir. inanışa göre bu köprünün altında güneşin batışında öpüşen çiftlerin aşklarının ölümsüz olacağı söylenir. palazzo dele prigioni ve palazzo ducale’yi birbirine bağlar.

burayı sarayı gezerken orayı göreceğimizi bilmeden aniden çıktık. çok kalabalık olduğu için çok kısa bir süre durup fotoğraf çekebiliyorsunuz, yoksa hemen arkadakiler söylenmeye başlıyorlar. manzarası şöyle bir şey:


palazzo ducale

venedik gotik tarzında inşa edilmiş bir saraydır ve venedik’in en çok ziyaret edilen noktalarından biridir. ama burası bizi baydı. güzel ama venedik gibi güzel bir şehrin sokaklarında dolaşmak varken burayı gezdiğimize pişman olduk. tek artısı ponte dei sospiri'nin içinden geçmek oldu. 

fondaco dei turchi

ilk zamanlarında ileri gelen insanları ağırlayan fondaco dei turchi, 18. – 19. yüzyıllarda ise venedik’teki osmanlı nüfusuna hizmet etmiştir. adının “dei turchi” buradan gelir. daha sonları ise türk tüccarlar ve almanlar için ev, ambar ve pazar olarak kullanılmıştır. çok bir numarası yok gibi görünüyor. isteyen gidip tabelasının yanında fotoğraf çektirebilir. benim okuduğum yerdeki arkadaş öyle yapmış. sokağa da aynı adı vermişler.

rialto köprüsü

büyük kanal’da yer alan, şehrin en ünlü köprüsüdür. 1591 yılında yapılmıştır. etrafında birçok mücevher, ipek ürünler ve cam ürünü satan dükkan yer alır.burası büyük ve güzel bir köprü. eğer kalabalıkta yer bulabilirseniz çok güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.

güzel sanatlar akademisine bugün, st. mary of charity kilisesi ve okulu ev sahipliği yapmaktadır. venedik resminin sergilendiği yer olan güzel sanatlar akademisinde, giovanni bellini, carpaccio, mantegna, giorgione, titian, veronese, tiepolo, canaletto, longhi ve guardi gibi meşhur sanatçıların şahaserleri sergilenmektedir.

campo santa maria nova meydanı 

burası için de görülmeli diyorlar. biz burayı çok sevdik. kafelerle restoranlarla çevrili. gece yemek yiyecek yer bulamadığımızda burası imdadımıza yetişti.

campo santha margherita da kafeler, restoranlar, barlar ve pazarlarla çevrili güzel bir meydan, çok beğenilmiş gidenler tarafından. burada ünlüler toplanıp bir şeyler içiyorlarmış geçmişte. burası yanılmıyorsam mestre'de imiş.

torcello adası 

burası burano adasının hemen karşısında yer alan bu küçük adada yerleşim yok denecek kadar az ancak bir zamanlar başpiskoposun ikamet ettiği yermiş. eski roma dönemi kalıntıları ve diğer tarihi yapılar görülmeye değer. adaya burano adasından "t" no'lu vaporettoyla geçiliyor. benim gibi terk edilmiş yerlere meraklıysan burası bir alternatif olabilir. murano ve burano’yu geçtikten sonra biraz ilerde. yolculuk biraz vakit alabilir, zaman kısıtı olanlar için pek olası değil gibi. terk edilmiş olduğu için benim ilgimi çekmişti. çok fazla yapacak bir şey yok, yarım saatte filan dolaşıp geri geliyorsun, çok da terk edilmiş sayılmaz, birkaç mekan ve birkaç ev var gibi. güzel bir yer, avrupa'nın en eski kilisesi burada imiş. yalnız beni burda çok fena sinek yedi, mahvoldum sonrasında. venedik'te merkezde bir restoranda otururken de ayaklarımı öyle fena yedi ki ilaç almak zorunda kaldım. böyle bir yer:


lido adası 

1, 5.1, 5.2 ve ln nolu vaporettoları ile ulaşabileceğiniz lido adası yaz mevsiminde venedik'in sayfiyesi görevini görürken diğer mevsimlerde dinginliğin ve huzurun adresi olarak gösterilir. upuzun sahilleri görülmeye ve yüzülmeye değerdir. biz buraya gidemedik.

ponte dell’academia

venedik’in en güzel fotoğraflarını çekmek için de büyük kanal `(canal grande)üzerindeki ponte dell’academia` (akademi köprüsü) önerilmiş. bütün köprüler gibi burası da çok güzel.

santa maria della salute bazilikası 

şart değil ama meraklısı için gidilebilir. rialto pazarı da meyve sebze otantik ortam görmek isteyenler için güzel olabilir. biz, müze ve kilise gezmekten gına geldiği için venedik'te pek tercih etmedik. sokaklarında dolaşmak varken hiç gerek yok.

cannaregio 

venedik’te bulunan yahudi semti. değişik bir alternatif. ben diğer yerlerden pek bir farkını göremedim. turist miktarı azalıyor tabii.

turistik yerler haricinde tipik bir italyan bölgesi görmek isteyenlere dorsoduro bölgesi de öneriliyor. ben bu satırları yazarken evimi çoktan tutmuştum, ama evimin dorsoduro'da olduğunun farkında değildim. gerçekten hem ev, hem mahalle, hem muhit harikaydı. evlerin önünde çocuklar oynuyordu ya. böyle bir yer. venedik'e gidecek herkese evi öneririm, isteyene direkt linkini de yollarım. 


teatro la fenice

opera sever bir insansanız burası harika bir seçim olabilir. 

ayrıca turistik yerlerden kaçıp arka sokaklara gitmek isteyenler için bir blogger'ın verdiği tüyo; san marco’dan sağ tarafa doğru ilerle, (ilk rialto tabelasından) ikincisini gördüğünüzde tam tersi yöne devam edin. birkaç sokak sonra kalabalık geride kalıyor ve arka sokaklara ulaşıyormuşsunuz.

benim için en ilginç şeylerden biri de san michele adası

venedikliler ölülerini gömmek için ayrı bir ada tahsis etmişler ve bu ada bir mezarlık adası haline gelmiş. murano yolu üzerindeymiş, ben eşimi sürükleye sürükleye götürdüm. bence tüyler ürpertici ve güzel bir yer. bizim gibi birkaç turist ve anasının babasının mezarını ziyarete gelmiş venedikliler vardı. sessiz, huzur dolu bir yer. bizim evin çok yakınındaki san marta vaporetto durağından 4.1'e binince cimitero durağında inerek gidilebiliyor. aslında biz murano için binmiştik ama burası da güzergah üzerindeymiş. fotoğraf çekmek yasaktı ama dayanamadık birkaç tane çektik, şöyle:


sarayların en meşhurları:

- palazzo corner geç rönesans dönemi, cà grande'de bulunmaktadır

- palazzo corner -spinelli, rönesans dönemi

- palazzo grimani, geç rönesans dönemi

- cà d'oro, "altın malikane". venedik'in en güzelidir, geç gotik dönemi (1440).

- palazzo vendramin-calergi, (rönesans dönemi), 1883 yılında wagner burada ölmüştür.

- palazzo dario, gotik dönemi- palazzo rezzonico, heybetli ve çok iyi dengelenmiş geç rönesans dönemi. bir 18. yüzyıl müzesine ev sahipliği yapmaktadır.

- palazzo foscari, 15. yüzyıl gotik dönemi, tuğla. doge foscari'nin ikamet ettiği yerdi. 

- palazzo pesaro, bir barok şaheseri (1710). bugün, güzel sanatlar galerisi ve doğu sanatı müzesi olarak kullanılmaktadır.

- ponte di rialto, zarif rialto köprüsü, 1588 - 1592 yılları arasında, bir veya daha fazla kürekleri olan harp gemilerinin altından geçebileceği yükseklikte inşa edilmiştir. büyük kanalın eşsiz manzarasına sahip, yan yana sıralı sayısız mağazaların bulunduğu ticaret semtinin merkezinde bulunmaktadır.

yararlı ipuçları

- 20 euro verilip 24 saat geçerli kartlardan alınabilir. tüm gün ordan oraya gezerken vapurettolara binmek için.

- gondolun 30 dk'sı 90 euro, 45 dakikası ise 120 euro imiş. gondolcular pazarlığa açık insanlarmış diye okudum.eğer maddi durum elveriyorsa buna binin!! hele de sevdiğiniz insan yanınızda ise mutlaka binin. hatta biz 30 dk'lık bindik, siz 60 dk'lık binin. nasıl geçtiğini bile anlamayacaksınız. yanınıza şarap, şampanya filan alın, saat tam 7'ye gelmeden binin, 7'den sonra gece tarifesine geçiyorlar fiyat artıyor. gondolcular şampanya filan ikram ediyo diye bir şeyler okumuştuk, adama sorduk, "i am not a bar" dedi adam, yokmuş öyle bişey. (ama onu bile sempatik bir şekilde söyledi) akşamüstü bence binmek için en iyi zaman. bizim gondolcumuz şu, aşırı sempatik, ingilizcesi harika bir kişi kendisi

rialto köprüsüne yakın bi yerde gondol gondol diye bağırırken bulduk, ayy adamı bildiğin sevdim yani. tatlı tatlı tarih anlatmalar, sağdaki bina kazanovanın evi, şurda goethe kalmış vs., ama öyle güzel anlatıyor ki romantik ortamı da hiç bozmuyor. 30 dk'ya 80 euro verdik, pazarlık yapmaya çalıştık ama adam 80 is the minimum price dedi, 1 dk sonra gelseydiniz gece tarifesi olacaktı dedi, biz de üstelemedik.

- telefona indirilen “ venezia city guide” uygulaması çok faydalı imiş.

- san marco kilisesine online rezervasyon yapılabiliyormuş gezmek için.

- havaalanından 5 nolu otobüs roma meydanına götürüyormuş. buradan da ulaşım için bir çok otobüs mevcut imiş. biz havalanına roma meydanından gittik. ama gişeden bilet satın alırsanız o city bus, bi yerlerde durarak gidiyo sanırım. diğer bizim havaş gibi olanı da 6 euro, ama o direkt gidiyo, bileti de şöför satıyo. 5 numaraya bilet aldık ama sonra diğer özel otobüse doğru yürümüşüz, dedim binelim şuna boşver. şimdi türk parasına çevirince 12 euroyu çöpe atmışız. ama biletler duruyor, bi dahaki gidişe inşallah.

- museum pass ile 13 müzeyi 10 euro’ya gezme şansı mevcut diyollar.

yeme - içme

- caffe florian 300 yıllık bir kafe imiş. fiyatları da biraz tuzluymuş. - gidemedik.

- do mori şarap evi şarap sevenler için gidilebilecek alternatifler arasında.- gidemedik

- gia schiavi de gidilesi bir restoranmış.- gidemedik

- spritz venedik’e özgü bir içkiymiş, şampanya-gazoz karışımı bir şey gibiymiş. laaan bunun hastası oldum ya benn!! inanmazsın sözlük bu satırları yazarken spritz içiyorum. duty free'den aldık aperol, 3 ölçü beyaz şarap, 2 ölçü aperol ve 1 ölçü sodayı karıştırıyorum, basıyorum buzu, bi dilim de limon, yok böyle bir güzellik.normalde portakal koyuluyor ama bu mevsimde nerden bulayım portakalı, limon koyuyorum, hiç koymasam da olur. orda bunu yemeklerden önce içiyorlar ama ben önce sonra, her türlü yani.

- uygun fiyatlı ve çok bilinmeyen bir restoran nuova valigia. - gidemedik

- antico martini de gidilesi restoranlardan imiş. ama rezervasyon gerekliymiş buraya gitmeden önce. - gidemedik

- içki içmek için harry’s bar uygun. - gidemedik

- dondurma için 3 yer önerilmiş genelde. boutique del gelato, alaska gelateria ve sorbeteria. - hiçbirini bulamadık.

- algondolieri de güzel restoranlar arasında sayılmış. - gidemedik

- venedik’e özgü şeker gibi pestil gibi uzun şeylerden alınabilir. - hiç görmedim

- tiramisu yenmeli mutlaka.- roma'da yedim sevmedim, ama ben sanırım tiramisu sevmiyorum.

- cafe brek diye bir restoran yine kısıtlı bütçeler için. yemekleri güzel ve uygunmuş, buraya ulaşmak için istasyondan sola dön dümdüz git, 3-5 dk yürüdükten sonra karşına çıkacakmış. - gidemedik

- italya'da, genellikle, üç farklı yerde yemek yenebilir: klasik restoranlar (ristorante), daha çok ev yemekleri ve yöresel lezzetlerin bulunduğu trattoria'lar ve fast food tarzı yiyeceklerin sunulduğu gastronomia'lar. italyanlar öğle yemeklerinde daha çok trattoriaları tercih ediyorlarmış. fast food tarzı yemek yapanlar hariç diğerleri saat 15.00-19.00 arası kapalı oluyormuş.

- kocaman bir kapta gelen sarımsak ve birtakım soslarla haşlanmış "cozze alla marinara"' denenebilir. - deneyemedik

- "cicchetti" denilen küçük atıştırmalıklar denenebilir. bir tür ispanyolların tapası. - deneyemedik

- ekşi sosla ve soğanla sunulan kızarmış sardalya (sarde in saor) denenebilir. 

- v marco meydanında 3 euro ya meşhur kurabiye dolci yenebilir.

- son olarak maske, murano taşlı saatler (15 euro) alınabilir. - bi sürü maske aldık. ama asıl güzel olanlar çok pahalı.

alfredo's fresh pasta san marco'nun yukarı sokağında ucuz ve çok güzel bir yermiş. faith no morea teşekkürler. buraya çok gitmek istedim ama hep çok yorgunduk, oturarak yemek istedik.

kesinlikle bir daha gitmek istiyorum bu şehre!