İLİŞKİLER 27 Kasım 2018
277b OKUNMA     915 PAYLAŞIM

Mastürbasyon Yapmayarak Huzura Ermeyi Amaçlayan Oluşum: NoFap ve Faydaları

Geçtiğimiz yıllarda Reddit'te ortaya çıkan, mastürbasyon ve pornonun bünyede yarattığı olumsuz etkilerden kurtulmayı amaçlayan bir topluluk NoFap. Fap, son dönem internet camiası sayesinde ortaya çıkan yeni bir kelime; argoda mastürbasyon yapmak kısacası. NoFap ismi de buradan geliyor. Bu akım nedir, ne değildir; inceliyoruz.


NoFap nedir?

nofap, birbirine destek olan ve erkeklerin gelişimi için ortaya çıkmış bir subreddit'tir. ayrıca kendi siteleri de vardır: nofap.

bizler hayatlarımızdaki bütün başarıları; alın teri dökerek, eksik uyuyarak, çaba sarf ederek ve yılmayarak elde ederiz. örneğin; çok çalışıp sınavlarımızı geçerek, yine senelerimizi verip terfi alarak, kitap okuyup kendini geliştirerek, dil öğrenerek, temiz beslenerek, antreman yaparak vücudumuzu geliştirerek vs. bunların hepsinde ortaya koyduğumuz bir emek türü ve beklediğimiz karşılıklar vardır. belki koyduğumuz emeklere rağmen beklediğimiz karşılığı alamıyoruz ancak bu emeğimizi koymak bile hiç koymayan ve bir şeyler bekleyen insanlardan bizi ayırıyor ve bunu farkındalığı bile, kendimizi o kişi karşısında yüceltiyor ve az da olsa tatmin sağlayabiliyoruz. yani insan, kendi emeği, çabası ve varlığıyla ortaya koyduğunu, başarı tatminiyle birlikte gelen mutluluk hissi ile her zaman geri alıyor.

tek bir şey hariç, o da orgazm. çünkü mastürbasyon ve onun tatmini olan orgazm, bize hiçbir çaba sarf ettirmiyor. uzun süreler gerekmeden, emek harcamadan ve strese girmeden ona her zaman ulaşabileceğimizi biliyor ve beyni buna göre şartlandırıyoruz. yani gidip bir kadınla tanışmak, konuşmak bir şeyler paylaşmak ve ondan sonra verilen emeğin karşılığını beklemek yerine mastürbasyon yapıyoruz. çünkü beyin bu çabanın sonucunda "orgazm" olacağını ve bu orgazmın zaten kolay yoldan elde edilebildiğini düşünüyor, haliyle kadınlara yaklaşmıyor yada gereksiz buluyoruz, veya sürekli erteliyor, zincirleme planlar kuruyor ve "bir gün" olacağımız kişi sonrasında bunları yapacağımızı söylüyor ve tekrar kolay yoldan ödüle kaçıyor mastürbasyon yapıyoruz. ve bu günden güne sürüyor sürüyor...

nofap, sizin için bir başlangıçtır. beynin ödül mekanizması emek-ödül üzerine en yüksek tatmini sağlar. orgazm bir kaçış, kandırıştır.

disiplin her şeydir. eğer hayatınızda yeni bir sayfa, yeni bir anlayış ve görüş yakalamak istiyorsanız bütün bağımlılılarınıza elvada diyin. bu ister mastürbasyon, ister alkol isterse eviniz olsun. çıkın farklı kişiliklere, farklı yollara, farklı disiplinlere sürükleyin kendinizi. çünkü disiplin ve kararlılık insana zihinsel sıçrama yaşatır. size saygı getirir, başkalarının yapamadığını yapmanız, başkalarının gözünde sizi olmak istenilen kişi mertebesine yükseltecektir. artık başka insanları kendinizden çok tanımayı, onlar gibi olmaya çalışmayı bırakın. çünkü gerçekten sen harici kimse sana, senin istediğinden daha mutlu daha iyi bir yaşam vaat edemez.

Uzun bir süre NoFap yapan bir Ekşi Sözlük yazarı anlatıyor

ocak 2017 itibarıyla tam 4 ay olmuş bugün. koskoca 4 ay. 2-3 yıl ara verip okula geri döndüğüm günün üstünden geçen 120 koca gün. neler olmadı ki bu geçen zamanda. inişler, çıkışlar, yeni dostlar ve hepsinden önemlisi tekrardan birinden hoşlanabileceğimi görmek; yaşadığımı iliklerime kadar hissetmek. tekrar bir insan olduğumun tekrardan bazı şeyleri başarabileceğimin farkına varmak.

harikaydı, umarım önümdeki 4 aylık periyodu da aynı şekilde geçireceğim. derler ya insan inandığında her şeyi başarabiliyor diye bu gerçekten de öyle dostlar. kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin, her şey sizin içinizde bitiyor. çünkü insan içindeki inançla makineler inşa etti, içindeki inançla uzaya gitti. ve içindeki inanç o hale geldi ki, artık onunla tanrıcılık dahi oynayabiliyor. -yuval noah harari - homo deus.

hiçbir bir insan düşündüğünüz kadar basit değildir, her insandan öğrenilecek bir şey vardır; yeni hayatımın temel felsefelerinden biri de bu. fazla kopmadan yazımın temasına döneyim; bilenler bilir, bilmeyenler için de tekrardan açıklayayım. ben geçmişte çok hatalar yapmış, kendisini ve yakınlarını hayal kırıklıklarına uğratmış biriyim. bu yıllarca böyle sürdü ta ki geçtiğimiz yılın nisan ayına kadar; o gün yaşadığım bazı kötü olaylar, benim bazı şeyleri görmeme sebep oldu. travma, facia ya da ne derseniz, insan bunlardan birini yaşamadan bazen kendine gelemiyor. veyahut çıkışa geçmek için en dibe vurmak gerekiyor, bilemedim.

2010 yılında girdiğim okulun henüz daha 2.sınıfındaydım, düşünün yıl 2016. sigara, alkol, porno bağımlılığı ve video oyunları. evet bu lanet şeylerle geçen bir 5-6 sene vardı. 2012’de sigara ve alkol, 2014’te porno ve son olarak da video oyunlarını çıkardım hayatımdan. 2013 yılında çalışmaya başladım; ne iş olursa. aklınıza gelebilecek her işte çalıştım. bir nevi yaptığım hatalar için kendimi cezalandırdım desem daha doğru bile olabilir. 40-42 derece sıcak altında, dize kadar suyun içinde, bata çıka 50 kiloluk bir çuval taşırsanız -umarım taşımazsınız- bu cezanın nasıl bir şey olduğunu anlarsınız diye umuyorum.

evet hayatımı düzene sokmuştum bir nevi, geriye kalan tek ve en önemli şey; geriye kalan hayatımda ne olacaktım? bir amele mi yoksa yarım kalan okulunu bitirecek azimli bir öğrenci mi? ben ikincisini seçtim arkadaşlar. çünkü hayatım boyunca hep zirvede yer almış, football manager tabiriyle “wonderkid” bir öğrenciydim. 5 yaşında okuma yazma öğrenmiş, ilkokula başlamadan çarpım tablosu ezberlemiş bir bebeydim. 9.sınıfa kadar her şey gayet iyiydi de sonra yatılı okuldu, sigaraydı, pornoydu derken iğrenç bir bataklığa sürüklendim. bu üniversiteye kadar devam etti.

üniversite ilk yılındayken amcamın oğlu vefat etti ve hayatıma anksiyete bozukluğuyla birlikte panik ataklar da girdi; film bu kısımdan sonra kopuyor. sosyal fobili, korkak bir insan olmuş çıkmıştım. dolmuşa binemiyor, berbere gidemiyordum. gittiğim her yerlerde ataklar yaşıyordum. bu böyle olmaz deyip psikyatriste gittim de gitmez olaydım. 2 yıl boyunca o lanet ilaçları kullandım. o süre zarfında hayattaki en sevdiğim insanlardan birini, en yakın arkadaşım, can dostum can’ı kaybettim. inanın bana o gün, o lanet günde bile ağlayamadım. düşünün işte ilaçlar beni ne hale getirmişti. duygusuz, hissiz bir or.spu çocuğu! o gün o ilaçları bırakmaya karar verdim ama o gün olmadı, çünkü henüz daha en dibe vuramamıştım belki de yaşamam gerekenler, bedelini ödemem gerekenler vardı. bu sırada okul uzadıkça uzuyordu. nasıl uzamasın, 2011 den beri okula uğradığım yoktu ki ve bıraktım okulu. 2 sene üstte belirttiğim gibi her işte çalıştım. her türden insanla tanıştım, klişe olacak ama hayatın bazı gerçeklerini gördüm. gördükçe hırslandım, gördükçe inandım. düştüğüm yerden kalkıp yerim olan zirveye tekrardan ulaşabileceğime inandım. bu inançla uyudum, nefes aldım, nefes verdim. her anımda o vardı ve nisan 2016’da ders çalışmaya başladım. ilk hedefim kpss ortaöğretimden 95 üstü bir puan yapıp okurken kimseye yük olmadan, memur olup okumaktı. diğeriyse yaz aylarını gündüz işte geçirirken, akşamda üniversite derslerine ön hazırlık yapıp kalan zamanda kpss çalışmaktı. mayıs-eylül arasını planladığım rutinde geçirdim. çözemediğim fizik, kimya ve matematik sorularını çözmeye; kpss denemelerinde 90 üzeri net yapmaya başlamıştım, ama bunlar yetmiyordu daha iyisini yapmalıydım; elimden gelenin en iyisini.

eylül ayında okula dönünce vitesi bir tık daha arttırdım. günlük 10-12 saatlere varan çalışma sürelerine çıktım. 20 kasım’daki kpss ye kadar bu böyle devam etti. bu sırada okulda bir sürü yeni arkadaş edindim. eskisi gibi fobili bir insan değildim, değişmiştim, dışa dönüktüm. biliyorum çok dağınık bir yazı oldu ama bağışlayın elimden geldiğince açık ve samimi olmaya çalışıyorum. ama böyle yaparken de kopukluklar olabiliyor. ne diyorduk okula farklı ve yeni biri olarak dönmüştüm. kpss de vizeler de harika geçti. ömür hayatımda almadığım notları, puanları alıyordum. sonrası mı? sonrası, masumiyet filminde, haluk bilginer amcamızın dediği gibi: "uzun hikaye, karışık" :)

derken 9 aralık günü kpss sonuçları açıklandı. beklentim 97-98 puan aralığı 50-100 sıralama civarıydı. ama 97.4 puanla 30.olunca rutinden biraz koptum ve kendimi toplaması 2-3 haftamı aldı arkadaşlar. siz siz olun bir hedefiniz varsa ve bu hedefiniz gerçekleştiyse yerine yenisi koyun. bruce lee’nin de dediği gibi asla yetinmeyin, en iyisini isteyin ve mutluluk da daima sizinle olsun. yetinmek ya da tatmin olmak, ölmüş olmanın bir kademe altıdır. bu yüzdendir ki çoğu uzakdoğu öğretisinde, insanlar tatmin edici şeylerden kati suretle kaçınırlar.

şimdi mi? şimdi evimdeyim. bu dönem aldığım 11 dersin 11’inde de geçtim. -kimse bunu yapacağıma inanmıyordu, en yakınlarım da dahil. bu bir başarı hikayesi değil, sadece kendi çapımda geçirdiğim bir değişim hikayesi. başarı hikayesi için sanırım haziran’daki atamaları beklemem gerekecek ve de ikinci dönemdeki tüm dersleri de geçmem. bu süreçte okuduğum kitapları da yazıp yazıyı sonlandırayım. ulaşmak isterseniz pomakemir@gmail.com

başucu kitaplarım:

-dost kazanma ve insanları etkileme sanatı
-alışkanlıkların gücü
-şimdinin gücü
-keskin kenar
-bir bilim adamının romanı

1 yıl sonra gelen ekleme

geçen yıldan farklı olarak hayatında neler oldu derseniz? orta öğretim kpss'den yaptığım puanla 2017/1 atamasıyla yaşadığım şehrin valiliğine memur olarak atandım. nofap sürecimde 120 günleri falan gördüm. yazın gene ağır işlerde çalıştım malum memurluğa soruşturma falan derken ancak eylül ayında başlayabildim.

açık sözlü olmak gerekirse, geçen sene yaklaşık 23-24 ders geçtikten sonra kpss'den atanınca yazın nofap sürecinde istikrar sağlayamadım, rehaveti kaldıramadım. şunu çok iyi anladım ki bu yaptıklarım sadece küçük birer adım. savaş devam ediyor ve her gün yeni bir mücadele.

"vazgeçmeyi düşündüğünüzde; neden başladığınızı hatırlayın!"

son olarak 2017'de okuduğum ve bana ilham veren birkaç kitabı da eklemek istiyorum:

aurelius - düşünceler
epiktetus - düşünceler ve sohbetler
henry david thoreau - ormanda yaşam ve başkaldırı
tolstoy - savaş ve barış, diriliş
carol dweck - aklını en doğru şekilde kullan

ekleme (mayıs 2018)

çok güzel mesajlar, mailler alıyorum. bu beni çok mutlu ediyor. bu dünyada bırakın kitleleri bir kişiye bile ışık olabilirsem ya da olabilsek kendimizi mutlu saymamız gerekir bence.

çıktığım yolda en zorlandığım bölüm, hedef ulaştıktan sonra oldu. hedefsiz kalmak en kötü hedeften bile daha kötü inanın bana. ne olursa olsun kendinize verdiğiniz sözleri unutmayın, her gün tekrar etmeye çalışın. bunun için de her daim yanınızda bir not defteri bulundurun asla yazmayı aksatmayın.

ekleme (kasım 2018)

hemen hemen iki yıl geçmiş bu yazıyı yazalı. şu an buraya girip, düzelt butonuna tıklamak bile beni o soğuk ocak gününe götürdü. epey şey yaşandı, başarıldı, başarısız olundu. acısıyla tatlısıyla hayat geçip gidiyor işte. haziran ayında, yazının başlarında da bahsettiğim, beni beş yaşımdan beri büyüten güzel insanı, babaannemi kaybettim. yaşadığı süre zarfında -son yılları hariç- ona layık bir torun, bir evlat olamadım belki ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum, en azından değiştiğim günden beridir bu böyle.

Neden Düzenli Olarak Porno İzlemememiz Gerektiğine Dair Bilimsel Tabanlı Bir Yazı