OTOMOTİV 22 Mayıs 2020
186b OKUNMA     785 PAYLAŞIM

Mazda, Türkiye'de Neden Bir Türlü Popüler Bir Marka Olamadı?

1920 yılında kurulan köklü Japon otomobil firmasının ülkemizde neden görece popüler olamadığına dair entry'leri derledik.
iStock

90'lı yıllarda mazda her segmentte oldukça bilinir ve tutulan bir markaydı

o yıllarda ülkemize mermerler otomotiv tarafından ithal edilmekteydi. 121, 323, 626 ve 929 modelleri yollarda sıklıkla görülmekte ve tercih edilmekteydi. bugünkü mazda 3 ve mazda 6'nın atası olan mazda 323 ve mazda 626 modelleri heralde rakipleri ile kıyaslandığında ilk 5 arasında yer alırdı.

distribütör değişikliği sırasında yaşanan problem ve mazda türkiye'nin pazarlama stratejisi mazda'nın çok tercih edilmeyen bir marka haline gelmesine neden oldu.

ülkemizde bir otomobil asla bir eşya olarak değerlendirilmez. bir otomobile sahip olmanın verdiği prestij hissi bir kenara bırakılsa dahi gelir düzeyi, vergiler, alım gücü sebeplerde otomobile yatırım olarak bakılır. ve finansın beylik kurallarından biridir; bir yatırım aracının ikinci el piyasası zayıfsa birinci el piyasası da olmaz. dolayısıyla ikinci elde güçlü olmayan otomobiller de bizim ülkede tercih edilmez. mazda 90'larda çok güçlü bir ikinci el piyasasına sahip, c ve d segmentlerinde liderliğe oynarken bugün ne yazık ki ülkemizde kaliteli, güzel ama tercih edilmeyen otomobiller üreten bir marka haline gelmiştir.

ekleme: 90'lı yıllarda yine ticari tarafta da mazda çok tercih edilen, satan bir markaydı. 2000'lerden herkesin hatırlayacağı hyundai h100 minibüslerin atası diyebileceğimiz mazda e2200 minbüsler ve mazda b2500 pickup'ların hatrı sayılır bir pazar payı vardı.

konumlandırma

mazda türkiye pazarında kendisini premium markalara alternatif olarak konumlandırıyor. satış kaygısı yok. bu yüzden agresif satış kampanyaları düzenlemiyor. bayisine otomobil başına en yüksek karı sunan markalardan biridir. pahalıya, daha doğrusu yüksek fiyata satılan ürün bir de kaliteli olunca ikinci elde de çok fazla sirkülasyon olmadığı için tutulmuyor algısı oluşabiliyor.

ülkemizde uygulanan 70'lerden kalma mtv sistemi

gelişmiş ülkelerde vergilendirme aracın doğaya bıraktığı ize göre yapılıyor. motoru 5000 cc v8 de olabilir 3 silindir 0.9 da. belli standartlara göre yapılan testler sonucu ortaya çıkan emisyon değerleri aracın vergi miktarını belirliyor. bizde ise motor hacmi belirleyici unsur. haliyle downsizing politikası izleyen markalar (sanırım mazda hariç hepsi) avantajlıyken, benzer performans ve tüketimi daha sorunsuz bir sistemle 2.0 sky-x motordan elde eden mazda çok yüksek ötv oranlarıyla fiyatlanıyor. mazda da kendini modernize etmeyen sistem için neden uğraşayım deyip 1000 tane satsam yeter diyor. yeni mazda 3'ü de 1.5 sky-g ile vitrinde bi şeyler olsun olsun diye getirecekler. olur da bir gün sistem değişirse görürsünüz satıyor mu satmıyor mu...

final notu

yeni mazda 3'ü getirmek yerine hala 2013 yılında üretimine başlanmış olan eski mazda 3'ü satmaya çalışıyor oldukları için olabilir. mazda mx-5'i gayet güzel sattılar. çünkü mükemmel bir otomobil. yeni mazda 3'te öyle bence. belki bir şeyleri değiştirebilir. (uygun fiyatlı, manuel ve donanımsız bir seçenek de sunarlarsa özellikle)

ancak mazda'nın şöyle bir dezavantajı var: civic ve corolla'nın aksine türkiye'de üretilmiyor. o yüzden bu otomobillerle karşılaştırmamak gerek bence. ayrıca mazda özellikle son zamanlarda biraz daha premium olmaya çalışan bir marka, yani sadece türkiye'de değil dünyanın hiçbir yerinde corolla veya civic alacak bir insana mazda aldıramazsınız. bu o insanların arabadan anlamadığını, sadece ikinci el değerini düşündüğünü de göstermez, bu şekilde suçlamak doğru değil. işini düzgün yapan, fiyatı makul olan, dürüst bir otomobil tercihi yapmanın yanlış bir tarafı yok.

yani civic ve corolla, insanlar sadece ikinci el değerini düşündüğü için tercih edilmiyor. gayet güzel, işini düzgün yapan otomobiller oldukları için ikinci elde rağbet görüyorlar ve değer kaybetmiyorlar. 

Dolar Neden Yükselir ve Neden Düşer?

Donut Türkiye'de Neden Pek Tutmadı?