TARİH 17 Eylül 2016
78,3b OKUNMA     1373 PAYLAŞIM

Miami Şehrinin İlginç Kuruluş Hikayesi

Bazı şehirlerin kuruluşunda savaşlar var, bazılarında doğayla mücadele, bazılarında ticaret yolları. Kısacası hemen her şehrin kendine has bir hikayesi var. Miami de bunlardan biri.
iStock.com

florida eyaletinin tam ucunda bulunan ve karayiplerdeki bir cok adaya oldukca yakin olan bu sehir tarih boyunca bir suru baskalasim gecirdi. miami bundan 1000-2000 yil once sik agaclarla kapli, ormanlik bir alandi ve burada amerikan yerlileri yasayip avlanarak gecimlerini saglardi. yerliler ayni zamanda tropik meyveler ve balikcilik yoluyla da beslenmekteydiler. avrupalilar gelene kadar burada yerlesik hayata gecilmemisti.

1492 yilinda amerika kitasi kesfedildiginde ilk kesfedilen yerlerden biri florida sahilleri oldu. ispanyol juan ponce de leon 1513 tarihinde miami'yi kesfederek burayi bulan ilk avrupali olmustu. de leon ve adamlari miami'yi gemiden kesfedip uzaktan izlemisti ve buyuk ihtimalle bolgeye hic ayak basmamisti. 1500'lu yillarin basinda bugunku miami sehrinin oldugu yer avrupalilar tarafindan kesfedilmisti ama avrupali gocmenlerin buraya yerlesmeye baslamasi 1550'dan sonra gerceklesti.

avrupalilar florida'ya gelmeye baslayinca hem avrupa'dan istemeyerek de olsa yanlarinda getirdikleri mikroplardan dolayi hastaliklar artacakti, hem de yerli kabilelerin kendi aralarindaki savaslar artis gosterecekti. bu yuzden bolge nufusu avrupalilar buraya ayak bastiktan kisa sure sonra hizla dusmeye basladi. bundan sonra 1700'lu yillara kadar bugunku miami bolgesi pek ilgi cekmedi. avrupalilar gemilerle amerika'ya goc ederken cogu zaman miami'nin oldugu yerde karaya iniyorlardi ama burada durmayip yola devam ediyorlar ve ulkenin daha ic bolumlerinde diger avrupalilarla beraber yasiyordu.

o donemde bir yerin kalici yerlesim yeri olarak kayitlara gecmesi icin orada en az belli sayida beyaz insanin yasamasi gerekiyordu (bazi kaynaklarda 100 donume 1 beyaz insan dusecek sekilde diyor). zaman zaman miami bolgesine gelip giden tuccarlar, avcilar ve askerler olsa da burada kimse kalici olarak yerlesmiyordu. beyaz insanlarin topluca miami'ye yerlesmesi icin 1800'lu yillarin gelmesi beklenecekti.

bu arada karayiplerde ortaya cikan korsan faaliyetleri miami bolgesini de cokca mesgul ediyordu. korsanlar buraya fazla saldirmasa da cogu zaman dinlenme ve saklanma amacli olarak buradaki ormanlik alanlari kullanmaktan cekinmiyorlardi. 1800'lerde avrupalilar korsanlara karsi savas acip korsan gemilerini batirmaya ve yakaladiklari korsanlari idam etmeye baslayinca korsanlarin bir cogu hazine avcisina donustu. bu kisilerin bazilari miami'ye yerlestiler ve o sirada bos arazilere yerlesenlere tapu dagitan amerikan hukumeti tarafindan bu kisilerin bazilarina da arazi tapusu verildi.

1825'te bugun turistlerin gozdesi olan cape florida deniz feneri insa edildi. bu miami'de beyaz insanlar tarafindan insa edilen kalici ilk yapilardan biriydi. 1830'da sehre ilk koleler getirildi ve bu koleler tropik meyve uretiminde kullanildi. daha sonra bolgede devam eden amerikan-kizilderili savaslarinda kullanilmak uzere fort dallas bir amerikan askeri us insa edildi. bu savaslardan birinde yukarda bahsettigim deniz feneri de zarar gordu.

1850'de miami'nin nufusu hala 100'un altindaydi ve burasi ufak bir koy huviyetindeydi. amerikan-kizilderili savaslari yavaslasa da devam ediyordu ve bu savas yuzunden miami bolgesi fazla buyuyemiyordu. savas bittikten sonra bile savasin etkileri devam etti ve miami ilgi gormemeye devam etti. bu 1800'lerin sonlarina kadar devam etti.

simdi miami gibi cennet bahcelerinden bir bahce nasil oldu da 1800'lerin sonuna kadar farkedilmedi diye merak edenler olabilir. sonucta miami ormanlarla cevrili, cillop gibi plajlari olan, tatilcilerin cok sevecegi bir mekandi degil mi? iste o donemde "tatilci" diye bir sey yoktu. insanlar genelde ekmeginin derdindeydi ve avrupa'dan amerika'ya gocler bireysel degil topluca yapildigi icin herkes onceden goc edilip toplanmis olan yerlere gidiyordu. zaten o donemde istanbul dahil olmak uzere deniz kenarindaki hemen hemen tum sehirlerde benzer dogal guzellikler vardi, zira insanlik olarak dunya'nin ebesini sikmeye yeni yeni baslamistik.

gunumuzdeki modern miami'nin kurucusu olarak julia tuttle adinda bir kadin gosterilir. bu teyzemiz normalde ohio eyaletinde yasamaktadir ve kocasinin olumu sonrasi parasiz kalinca ohio'daki 4 katli evini kizlar yurduna cevirir. daha sonra kendisinin anne babasi florida'ya tasinip oradan arazi satin alir ve babasinin da olmesi uzerine bu araziler kendisine gecer. ohio'daki evi satan bayan tuttle, miami'ye tasinir. daha sonra babasindan kalan malvarliklarinin tamamini satar ve james egan adinda bir adamin kendisine "bu topraklar var ya ilerde acayip degerlenecek, simdiden ucuzken biraz toprak kopart" demesi uzerine bugunku miami downtown'a denk gelen 2.6 km karelik bir alani satin alir. bu arazi uzerindeki eski bir eve tasinan ve ailesini de buraya tasinan bayan tuttle, miami sehrinin kurulmasinda buyuk katki sahibidir ve "miami'nin annesi" ismiyle anilirken sehrin cesitli noktalarinda kendisinin heykeli mevcuttur.

bayan tuttle miami'nin buyuyup gelismesini istemektedir ama insanlarin buraya tasinmasi icin burada ticaretin gelismesi gerektigini bilmektedir. o donemde bir sehirde ticaretin gelismesi icin ulasimin gelismesi gerekmektedir. ornegin amerika'da en hizli gelisen sehirler her zaman tren yollarinin yakinindan gectigi sehirler olmustur (ornegin yukarda bahsettigim chicago). bu durumda miami'ye bir sekilde tren yolu getirilmesi gerekmektedir. o zamanlar florida civarinda demiryollari isleten henry flagler adinda zengin bir yatirimci vardi ve bayan tuttle kendisine defalarca mektup yollayarak "mevcut trenyolu agini miami'ye kadar uzatirsan sehirde sahip oldugum topraklarin yarisini sana veririm" teklifinde bulunur. demiryolcu amca da kendisine "ben senin miami gibi kimsenin takmadigi yerdeki bombos arazini ne yapayim?" der ve teklifi kabul etmez. amcamiz miami'nin ilerde ne kadar degerleneceginin farkinda degildir.

bundan birkac yil sonra ilginc bir olay olur. normalde kis mevsiminin yumusak gectigi florida'yi muthis bir soguk esir alir ve aylarca devam eden soguklardan sonra kuzey florida'daki bir cok tarla buz tutar. gecimini portakal ve tropik meyve satarak saglayan bir cok kuzey floridali ciftci de malvarliklarini kaybeder. bayan tuttle bu kez demiryolcu amcaya buyuk bir buket cicek yaptirir ve bir kova dolusu tropik meyve yollar ve "bak sizin kuzey florida'da gotunuz donarken biz burada cesit cesit cicekleri kokluyor ve cesit cesit meyve yiyoruz" der. demiryolcu amca da guneydeki topraklarin onemini anlar ve demiryolunu guneye uzatma fikrine ilk kez sicak bakar. 1896'da sehre demiryolu kurulur ve sehir amerikan devleti tarafindan taninmaya baslanir.

demiryolu insaati tamamlanmadan hemen once olayin kokusunu alan emlakci ve zengin yatirimcilar demiryollarinin gececegi yol boyunca arazileri satin alip kuzey florida'da reklam etmeye baslarlar. yatirimcilar kuzeydeki tarla sahiplerine toprak satimina baslamistir bile. zaten demiryolu insaatinda calismak icin bolgeye ulkenin bir cok yerinden genc erkekler akin etmeye baslamisti ve bunlarin cogu insaat bittikten sonra burada kalmaya devam ederler. 1900'e gelindiginde sehrin nufusu bine yaklasmisti.

1900 ile 1940 yillari arasinda sehrin nufusu hizla artmaya devam etti ve ikinci dunya savasi oncesi 50 bini gecti. bu sehirde amerika'nin her yerinde uygulanan alkol yasagi hemen hemen hic uygulanmiyordu ve kumarhaneler 24 saat calisir vaziyetteydi. kuzey sehirlerindeki baskici yonetimden, yuksek vergilerden ve mafyalardan sikilan binlerce kisi miami ve civarina tasinmaya baslamisti. sehirde gokdelenler yukselmeye baslamisti ve sehre yapilan tren seferleri her zaman tikabasa dolu oluyordu. sehirde hayat pahaliligi giderek artiyordu ve sehre yeni tasinanlarin bir kismi eski geldikleri yere geri donmeye baslamisti. sehrin hizla buyumesini yavaslatan bir baska etken de zaman zaman sehri vuran firtinalardi. bu firtinalarda cogu zaman insanlar hayatlarini kaybediyor ve binlerce kisi evsiz kaliyordu.

1950'lerde sehre cok sayida kubali akin etti. miami amerika'nin kuba'ya en yakin sehirlerinden biriydi ve kuba'dan abd'ye gelenlere siginma hakki taninmaya baslanmisti. bir cok kubali aile sehre tasinirken sehrin yerlileri de kuba'nin buraya saldiracagini dusunup yavas yavas kuzeydeki kentlere tasinmaya basladi. bir sure sonra kubalilar sehirdeki en buyuk etnik grup haline geldi. tahminlere gore 1960'larin sonunda miami'deki kubalilarin sayisi yarim milyona ulasmisti.

bundan sonra 1980'lere kadar sehirde fazla bir hareketlenme olmadi. sehirde buyume ve nufus artisi yavas yavas kontrol altina alinmisti ve ekonomik buyume olarak miami bir cok sehrin gerisinde kalmisti. 1980'lerin basinda sehir yeniden degisime girdi. 1980 yilinin nisan ile kasim aylari arasinda 124 bin kubali gemilere ve teknelere atlayip topluca miami'ye geldi. artik 1960'larda her 10 kisiden 9'u beyaz olan sehirde her 10 kisiden biri ispanyol veya latin kokenliydi. bundan sonra haiti basta olmak uzere diger ada ulkelerinden de miami'ye goc basladi ve miami'nin cehresini degistirecek baska bir olay yasandi.

miami o gune kadar "buyuk sehir" huviyetindeydi ama hala dunyaca unlu, turistlerin akin ettigi, amerika deyince akla gelen 3-4 sehirden biri olma huviyetini kazanmamisti. miami bu huviyetini de 1980'lerde kazanacakti. miami vice dizisi ve gta vice city'den hatirlanacagi uzre 1980'lerde miami icin cete savaslari ve uyusturucu kacakciligiyla anilir olmustu. sehirdeki aktif ceteler buraya uyusturucu kacirmanin ne kadar kolay oldugunu gormeye baslamisti. ornegin bahamalar veya civardaki adalara kolombiya veya meksika'dan getirilen uyusturucular hususi tekneler veya deniz motorlariyla sorgusuz sualsiz miami'ye getirilebiliyordu ve buradan da ulkenin her tarafina dagitilabiliyordu. burada baslayan uyusturucu ticareti kisa zamanda muthis kar getirdi ve 50-60 kisiden olusan basit sokak ceteleri bile kisa zamanda milyon dolarlarla tanisti.

amerika devletinin bu olayi farketmesi yillar surdu ve uyusturucuya savas acildiginda artik cok gec olmustu. bir suru insan uyusturucu ticareti sayesinde dolar milyarderi olmustu ve sehirdeki ekonomik hacmin yarisindan cogu uyusturucu ticaretinden geliyordu. bir sure sonra miami ve civarindaki polis, fbi ile beraber calismaya baslayinca uyusturucu ticareti biraz olsun azalmaya gitti. uyusturucudan zengin olan baronlar bu isi sonsuza kadar yapamayacaklarini anladilar ve uyusturucudan gelen parayi baska islere yatirim yaparak aklamayi denediler. iste bu donemde miami'nin etrafi 5 yildizli oteller, hastahaneler, bankalar, gokdelenlerle dolmaya basladi. uyusturucudan gelen kara paranin aklanmasi icin sehirde muthis bir yatirim atilimi baslamisti ve sehirde topraklar inanilmaz degerlenmisti. iste bu donemde miami de dunyada bir turizm sehri olarak unlendi ve dunyanin cesitli ulkelerindeki zenginler buradan yazlik ev satin almaya basladi. kisa sure sonra sehirdeki 5 yildizli oteller tikabasa dolmaya basladi. soguktan kacan kanadalilar kis aylarini bu sehirde gecirmeye baslayinca uyusturucu kacakcilari uyusturucu isini iyice azaltip turizme ve diger sektorlere yoneldiler. sehir zenginligine zenginlik katti ve bugunku haline ulasti.