TARİH 5 Mayıs 2020
248b OKUNMA     1607 PAYLAŞIM

Naziler, Yahudileri Nasıl Ayırt Ediyordu?

Tarihin en büyük katliamlarından birini gerçekleştiren Naziler, Yahudileri diğerlerinden nasıl ayırıyorlardı?

bu sorunun yanıtını bulmak için önce naziler gözünde "yahudi" kavramını açmamız lazım.

yüzyıllardır avrupa'nın farklı bölgelerinde yaşayan yahudiler yıllar içerisinde kısmen yaşadıkları bölgenin diğer insanları ile kaynaşmış ve akrabalıklar kurmuş olsalar da yine de bir cemaat yapısı içinde birlikte kalmayı başardılar. bu fransa'da da böyle oldu ingiltere'de de ve elbette almanya'da da. bununla birlikte naziler iktidarı resmen ele geçirdikleri 1933 yılından itibaren bir devlet politikası olarak yahudileri ayrı tutmaya ve farklı muamelelere maruz bırakmaya başladılar. bununla birlikte yahudilerin nazilerce işaretlemesi ve farklı şiddet olayları ile taciz edilmeleri 1933'ten çok önceye, hitler'in hapisten çıkıp nasyonal sosyalist hareketi yeniden inşa edip almanya çapında etkili olmaya başladığı 1920'lerin sonlarına dayanır. yani naziler iktidara geldiklerinde zaten çoğu yahudiyi işaretlemiş durumdaydı.

nazilerin öncelikle hedeflediği asıl yahudi tanımı aleni bir şekilde hem fiziksel olarak hem de maddi-manevi özellikleri ile %100 yahudi olduğu değerlendirilen ve başta anlattığım şekilde cemaat şeklindeki bir yapılanma içerisinde olan kısımdır.

naziler insanların ırksal kökenlerinin fiziki yapılarına yansıdığını ve farklı ırkların farklı fiziksel özellikler gösterdiğini ileri sürüp bu yönde biyolojik çalışmalara zaten çok önceleri başlamıştı. ideolojik eğitimlerinde bu konu sürekli vurgulanan bir husus olup özellikle sa'nın elit sayıldığı zamanlarda sa üyelerine, daha sonraları ise nazi elitinin ss'e kayması ile ss üyelerine bu yönde eğitimler verdi. dolayısıyla çekirdek naziler kafalarındaki "yahudi" tanımı fiziksel karakterler haline sokup "işte gerçek düşmanınız bu tiplerdir" diyerek üyelerine hedef gösterecekleri insanların tiplerinin nasıl olduğunu! üyelerine detaylıca anlattılar. bu ırksal genetik özellikleri yahudilere karşı eylemlerin içine mutlaka karıştırdılar.

yahudi cemaatleri dedik. almanya ve diğer çoğu avrupa ülkesinde yahudiler, yüzyıllar içinde ayrımcılığa maruz kala kala, kendi cemaatleri içinde kalmaya özen gösterdiler ve modern zamanlar gelindikçe de cemaatlerini farklı amaçlarla resmi hale getirip "x yahudi cemaati" ya da "yahudi xxx örgütü" şeklince devlet kayıtlarına girdiler. mesela verband nationaldeutscher juden, weimar cumhuriyeti zamanından kurulan ve hitler iktidara geldiği zaman faal olan bir alman yahudi örgütüdür.

bu arada bir konuyu hatırlatmak isterim. naziler iktidara gelmeden önce ve iktidara geldikten sonra uzun bir süre boyunca yahudileri öldürmeyi, yoketmeyi falan alenen söylemediler. sürekli olarak yahudisiz bir almanya istediklerini ve bu nedenle yahudilerin almanya'dan göç etmelerini sağlayacaklarını, bu amaç için çeşitli kolaylıklar göstereceklerini ve bu yönde çalıştıklarını söylediler. dolayısıyla yahudi örgüt ve cemaatleri kendilerine yönelen ve dozu giderek artan günlük şiddetten kurtulma amacıyla bu göç hikayesine inanıp ülkeden çıkmak için resmi örgütlere güvenme yoluna gitti. yani işin türkçesi naziler yahudi cemaat ve örgütleri ile gayet yakından ilişki kurup onlarla ortak çalıştı ve onlardan gelen bilgiler doğrultusunda çoğu yahudi almanya'dan gönderildi ya da tespit edilip toplama/çalışma/imha kamplarına nakledildiler. bu aklınızın bir köşesinde kalsın.

resmi yahudi örgüt ve cemaat kayıtları ile aşırı dinci yahudi cemaatlerin alenen toplum içinde görünen, bilinen üyeleri zaten ilk aşamada nazilerin hedefi oldu. bunlar dışında olan mesleki örgütlenmeler ile kilise ve sinagog kayıtları da yahudilerin tespit edilmesinde kullanılan diğer kaynaklar idi.

almanya bugün olduğu gibi 1900'lerin başında da ciddi bir şekilde meslek örgütleri ile dolu bir ülkeydi. naziler, bu meslek örgütlerine üye olan ve yahudi kimliği bilinen ama diğer yahudi örgütleri içinde adları anılmayan yahudileri tespit edebildiler.

kilise ve sinagog kayıtları uzun senelerden beri alman halkının nüfus kayıtlarının tutulduğu ana yazılı kaynaklardır. anne ve babası hristiyan olanlar doğduklarında ailelerinin bulunduğu yerdeki kilisenin defterlerine yahudi olanlar da sinagogların defterlerine kayıt edilirlerdi. kiliseye kaydedilen yeni doğan bebeğin eğer ebeveynlerden biri yahudi ise bu ayrıntı da özenle bu defterlere kayıt edilirdi. ayrıca evlilikler de buralarda yapıldığından ve evlilik sertifikalarını din adamları doldurduğundan kilise ve sinagogların kayıtları yahudilerin bulunmasında önemli bir kaynak oldu. gelgelelim bu kayıtlar daha sonra ailede yahudi olmadığını ispatı için herkes için gerekli oldu çünkü naziler bir almanın %100 "ari alman" olduğunu ispatlaması istendiğinde gerekli kilise kayıtlarını göstermesini zorunlu tuttu. nsdap üyesi iseniz 1800 yılından itibaren eğer ss'e girmek istiyorsanız 1750 yılından itibaren kayıt göstermeniz mecburi idi. bu durum mischling denilen melezlik kavramının da zorunlu olarak doğmasına neden oldu.

mischling demek %100 ari olmayan alman demektir. bunun çıkış noktası ailesinin geçmişinde yahudi akrabaları olanlardır ve bu insanların ne seviye alman sayılacağı sorunudur. nürnberg ırk yasaları ile kabul gören seviye birince derece mischling (yarı alman) ve ikinci derece mischling (dörtte üç alman) olmaktır. eğer büyük anne-babanızdan 2 tanesi yahudi ise birinci derece mischling, sadece 1 tanesi yahudi ise ikinci derece mischling (çeyrek yahudi) sayılıyordunuz. %25 seviyesinde kalıyorsanız, geçmiş olsun, o zaman yahudi gibi işlem görmekteydiniz. kayıtların yetersiz olduğu durumlarda da fiziki muayene vs gibi işlemler elbette vardı.

burada bazı arkadaşların başlıktaki sorunun yanıtı olarak yazdığı mischling kavramı yahudilerin tespiti için kullanılan bir yol değil, ırksal kökeninizin vardığı bir netice. bu sıfatı almak için az önce saydığım kayıtlara bakılıyor. bu konuyla ilgili bryan mark rigg'in yazdığı ve türkçeye çevrilen hitler'in yahudi askerleri kitabı güzel bir kaynaktır.

bunlar dışında hobi olarak kurulan örgütlere üye olanlar, imparatorluk zamanı ordu kayıtları gibi kaynaklar yahudilerin tespiti için kullanılan diğer kaynaklardır. bununla birlikte hiçbir kayıt olmadığı halde sırf milletin çıkarları için birbirini gammazlaması ile de birçok yahudi tespit edilip ayrıma maruz bırakıldılar. hatta bu iş öyle bir noktaya vardı ki isim benzerliği yüzünden komşularının gıcık olması ile ihbar edilip yahudi olarak öldürülen almanlar bile oldu.

almanya içinde sistem bu. diğer ülkelerde de benzer sistem uygulandı. ama o ülkenin kayıt kürek durumuna göre bazı opsiyonlar uygulanmadı. örneğin polonyalılar almanlar tarafından komple untermensch sayıldığı için oturup da orijinal polonyalı ya da polonya yahudisi diye aşırı detaylı bakmadılar. oralarda yani koyu ortodoks ülkelerde zaten yahudi cemaati çok ayrı durumda durduğundan ve fazlaca ülkeye karışamadıkları için yahudileri ayırmak kolay oldu. çekler keza aynı şekilde işlem gördü. bu ülkede de sinagog kayıtları ya da yahudi örgüt ve cemaatleri aracılığı ile yahudiler ayrıştırıldı. bu işin yüzkarası olan kesim ise ukrayna, litvanya, letonya, estonya taraflarıdır. oralardaki yerel halk gönüllü olarak yahudileri ayırıp teslim etti, pogromlara katıldı, yahudilere zulümlere gönüllü oldular.

20 Bin Yahudiyi Soykırımdan Kaçıran Unutulmaz Devlet Adamı: Behiç Erkin